Bir kere daha

40 2 0
                                    

Eve geldiğimizde hava kararmak üzereydi. Asya eşyalarını toplarken bende onu izliyordum. Evet, söyleyeceği şeyleri gerçekten merak ettiğimi söyleyebilirim.
Sonra birden söze girdi:

"Ekin, bu evde tek kalıyorsun. Yalnız kalmayı sen istedin biliyorum seviyorsunda. Ama... Ne bileyim, zor olmuyor mu? "

"Hayır. "

"Bugün seni uyandırmak için geldiğimde gerçekten korkmuş görünüyordun. Bir haftadır buradayım ve bu ilk değil..."
Son da değil. Hayatta hepimizin sorunları vardır, kendimizce büyük olan. Her acının kendi tadı vardır ve farklıdır her acının izi. Ama gözümüzle görebildigimiz her şeyin bir çözümü vardır ya da bir tesellisi. Peki goremediklerimiz? O zaman çözümü nasıl buluruz ya da bulduğumuz her çözüm başka sorunu mu doğurur? Bilmiyorum...

"Asyacım. Merak edilecek bir şey yok. Zaten birkaç gündür oluyor dedim ya tam hatırlamıyorum bile. " Evet yalan söyledim. Bu şey her neyse beni çok rahatsız ediyor. Ama buna çözüm bulacak kişi Asya değil. Benim. Bunları tebessüm ederek söyledim ve kalkıp Asyaya sarıldım. Beni sevdiğini biliyorum Asya ama bunu sana anlatamam. Belki... Daha sonra.

"Anlıyorum. Peki öyleyse" o da tebessüm etti. Pek ikna olduğu söylenemez ama beni daha fazla konuşturamayacagını biliyor olmalı.
Toplama işimiz bitince beraber film izlemeye karar verdik. Romantik bir film açtık. Asya gerçekten aptal aşıklar gibi izliyordu. Bense yine sonunu tahmin ederek. Çünkü her aşkın bir sonu vardı. İyi veya kötü. Ama hep bir son.

Tesadüfen başlayan bir aşk. Birbirinin hayatını degistireceklerini bilmeyen iki insan. Asya gözünü filmden ayırmıyordu. Onun bu hali, ara sıra bana dönüp ya Ekin çok tatlı değiller mi demesi beni gerçekten güldürüyordu. Aşka inanan bir kalp... Eminim daha hevesli atıyordur.

Film bitti ve odalarımıza çıktık. Yatağıma yatarken yastığımı inceledim. Bu nevresim takımını anmem seçmişti. Ah, şimdi kim bilir ne yapıyorlardır. Yalnız kalmamı istedikleri söylenemez. Ama onlarla kalmak istemedigimi de çok iyi biliyorlardı. Bu yüzden biraz zor olsa da ikna etmeyi başardım. Bir aydır bu evdeyim ve hâlâ alışamadım. Başımı yastığa koyarken bir sürü şey düşündüm. Yarın havanın nasıl olacağı, Asya olmadan evde ne yapacağımı, tatile ne zaman çıkacağımı...

Birden nefesim kesildi. Boğazımdaki el nefes almamı engelliyordu. Yüz üstü yattığım icin kimin yaptığını göremiyordum. Tek hissettiğim acı... Bir elimi yastığın altından çıkararak boynumda duran eli tuttum. Bilegi çok inceydi. Kavradım ve kaldırmaya çalıştım. Başardığımda derin bir nefes aldım ve diğer elimi de çıkarıp uzerimde oturan şeye uzanmaya çalıştım. Ellerimi arkaya doğru attığımda ne hissedecegimi şaşırmıştım. Onu tuttum ama o... Bir insanı tutuyor gibi değildim. Ben çektikçe bana doğru geliyordu. Hızlı bir şekilde iki elimle kavrayıp yere fırlattım ve birden gözlerimi açtım. Uyandığımda beni bekleyen bir şok daha vardı. Rüyamda, ya da benim rüya sandığım şeyde, nasıl uyuyorsam aynı şekilde uyandım. Bu şekilde uyumamıştım. Kendime gelmeye çalışarak Asya diye bağırdın. Asya koşarak geldi ışığı açtığında suratındaki korkuyu görebiliyordum. Komidinin üzerindeki suyu bana vermesini söyledim ve yatakta yavaşça dogruldum. Asya suyu uzattığında bir şey daha oldu. Ellerim... bardağı tutamıyordum. Sanki, gerçekten yaşamışım gibi. Sanki gerçekten birisiyle boğuşmuşum gibi. Asyadan suyu icirmesini rica ettim ve korku dolu gözlerine baktım.

"Merak etme, iyiyim" ...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 31, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

TUZAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin