#şarkı: karliene - BECOME THE BEAST (canavar olmak)
"Geçmişin cam kırıkları hala bedenime saplıydı.Oradaydılar. Kimse çıkarmak istememişti bende cesaret edip çıkaramamıştım .Zaman geçtikçe yaralar çürümüş, kokmaya başlamışlardı . Bedenime sinen koku zamanla ruhumada sinmişti . Benim ruhum artık ceset kokuyordu."
İLK ZAMANLAR
Bu bataklık çukurunda olmayı kendim istemedim. Ama buradayım ve çıkış biletimi bulana kadar bu aşağılık düzene uyum sağlayacak değildim. Kaderime boyun eğip bana yapılan bu hakaretleri sineye çekip oturacak hiç değildim. Madem savaş istiyorlardı öyle olsun. İstediklerini onlara verecektim. Ancak bilmedikleri bir şey vardı ben oyun kurucuydum, kartları dağıtandım. Oyun mu oynamak istiyorlardı ? Peki, istediklerini onlara vermeye hazırdım .Fakat benim kuralarımla.
ŞİMDİLERDE
Savaşmam gerekiyormuş, güçlü olamlıymışım.Güçlü olmak isteyen kimdi.Güç tehlikeliydi.Birkere sahip olduysanız kolay kolay vazgeçemezdiniz. Birkere tadına vardınızmı bırakamazdınız.Daha fazlasını isterdiniz.Ve zamanla kölesi olurdunuz ona tapardınız.
Ben güçlü olmak istemiyordum ki ben hükmetmek istiyordum. Evet, ben bu diyarın hükümdarı olmak istiyordum.Ve bu yolda gücüne inanıp karşıma çıkan, bana engel olmaya çalışan herkesi yıkar geçerdim. Gerekirse herkesi düşman bilir, mücadele ederdim ama asla bana boyun eğdiremezlerdi.Onların kölelerinden biri mi olmamı istiyorlardı ?Avuçlarını yalarlardı.
- "Kendini benden ve bu diyardakilerden daha mı güçlü sanıyorsun?" dedi gözlerinde gördüğüm ifade acımaydı. Fakat bana üzüldüğü için değil aksine beni küçümsüyordu.
- "Hayır. kendimi güçlü sandığım falan yok aksine bu aralar baya bitik bir haldeyim." Derin nefes alıp kollarımı göğsümde birleştirerek omuzlarımı silktim. "Ama emin olduğum bir şey var."Tek kaşını kaldırarak "Neymiş o emin olduğun şey?" Sesi dalga geçer bir tınıyla çıkıyordu.Ve bunu saklama gereği bile duymamıştı.Beni bu kadar alaya aldığını göstermekten çekinmemesi zaten yatıştırmak için çabaladım sinirlerime hiç iyi gelmediği kesindi. Söyleyeceklerimi kendimi hazırlamak adına biraz bekledim ancak bu süre zarfında ikimizde göz temasını kesmemeye kararliydik.Nihayetinde kendimi hazır hissederek derin nefes alarak konuşmaya başladım.
"Senin zayıf olduğundan." Ağzımdan çıkan tek bir cümle odaya bomba gibi düşmüştü. Ancak dikkate almadım konuşmaya devam ettim.Madem herkes gerçekleri konuşmaya meraklıydı bende susacak değildim."Evet zayıfsın hatta benden bile daha bitik durumdasın. Ve bu seni yeneceğimi düşünmem için gayet yeterli bir sebep. Evet, doğru ne kadar güçlü olduğum hakkında en ufak bir fikrim yok. İşin komik yanı şu ki senin de yok .Kimin daha güçlü olduğunu zaman gösterecek.Seninle burda oturup bunu tartışacak değilim. Ancak şundan eminim sen kendini kudretli sanan bir pısırıktan başka birşey değilsin. Aksi olsaydı eğer şu anda karşıma geçmiş askercilik oynayan beş yaşındaki çocuklar gibi güç karşılaştırması yapmaya kalkışmazdın." Konuşmamın sonuna doğru sesim titremişti. Fark etmediğini umdum. Kendime gelmek için birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım.Onun karşısında söylediklerimi dile getirmek hiçte kolay olmamıştı.Ancak sarfetiğim cümleler adeta ruhuma şifa getirmişti. Uzun zamandır (çok uzun zamandır) içimde tuttuğum bu düşünceleri dile getirmek bana kendimi müthiş hissetirmişti. Tatmin olmanın verdiği memnuniyet ile gözlerimi karşımdakinin harelerine diktim.
Şimdiye kadar onda hiç alışık olmadığım bir ifadeyle bakışları bana kenetlenmişti. Bakışlarında hiç beklemediğim bir ifade vardı. Kurduğum cümlelerden sonra onun gibi birinin bu şekilde umursamaz olması hayra alemet değildi. Üstünde hissettiğim bakışları tenimi cayır cayır yakarken başımı eğip yutkundum.Kuruyan boğazımı temizledikten sonra başımı kaldırdım. Hala bana bakıyordu. Birşey söylemiyecekmiydi ?
Geriye doğru bir adım attı çenesini hafifçe dikleştirdi ve bana üstten bir bakış attıktan sonra yavaşca,arkasına döndü.Gitmek için bir adım atmıştı ki durdu. Sırt kasları girilmişti yumruk yaptığı ellerini biraz kez sıkıp gevşetti. Kendini sakinleştirmeye mi çalışıyordu? Yaptığı bu hareketi kollarındaki damarları daha da belirginleştirmişti. Kollarında sanki sarmaşıkları taşıyordu. Ancak zehirli olanlarından. Bir kaç saniyede sizi öldürecek ama aynı zamanda katlanılamaz bir acı çekerek ölmeyi dilletirecek kadar zehirli . Sakince başını çevirip omuzunun üzerinden bana baktı bunu o kadar yavaş yapmıştı ki bir an zamanın durduğunu sandım." Bir gün"dedi."Bir gün bu söylediklerinde ne kadar haksız olduğunu göreceksin ve o zaman bu askercilik oynayan beş yaşındaki çocuğun aslında kim olduğunu ve neler yapabileceğini anlayacaksın. O gün gelene kadar kendini bir özür konuşması için hazırlasan iyi edersin."
Önüne dönüp hızlı adımlarla odayı terk etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eflatun Pulların Kaderi
FantasySadece yazıyorum... İLK ZAMANLAR Bu bataklık çukurunda olmayı kendim istemedim. Ama buradayım ve çıkış biletimi bulana kadar bu aşalık düzene uyum sağlayacak değildim.Kaderime boyun eğip bana yapılan bu hakaretleri sineye çekip oturacak hiç d...