FARK EDİLEN GERÇEK

4 1 0
                                    

Başımda feci bir ağrı vardı. Gözlerimi açmaya çalıştıkça başıma daha kötü bir ağrı saplanıyor ve bu benim olduğum yerde kıvranmama neden oluyordu.

Elimi yavaşça başıma götürüp biraz masaj yaptım. Diğer elimle de yataktan destek alarak doğruldum. Gözlerimi hafifçe aralayıp kendi kendime nerede olduğuma dair açıklık getirmek istedim.

Kendi odamla karşılaşınca şaşırmamıştım. Ama sarhoş olduğum için en azından bizimkilerden birinin beni kendi evinde misafir edebileceğini düşünmüştüm. Bu şekilde yanıldığımı bir kez daha anlamıştım.

Asıl şaşırtıcı olan kendi odamda uyanmış olmam değil, çırılçıplak bir şekilde olduğumu fark etmemdi. Dün gece ben sarhoş olduktan sonra ne olmuştu?

Hiç birşey hatırlamamam normal miydi? Eve geldim, Taemin beni yatağıma yatırdı sonra evden çıktı ve ben tek kaldım. En son ne oldu peki?

Ben neden böyle çıplaktım?

Tabii canım, kendime gelmek için duş almış olmalıyım. Sonrada üstümü giyinmeye üşenmiş ve bu şekilde uyumuştum. Başka açıklaması olamazdı çünkü.

Çok takmayıp ayaklandım ve o an kalçamda hissettiğim sancıyla tekrar yatağa düştüm. Elimi kalçama götürüp masaj yaparken yüzümü buruşturdum. Ne olmuştu bana böyle?

Tekrar ayaklanınca bir sancı daha hissetmiştim. Hadi ama, banyoya kadar dayananilirdim. Bir elim kalçamdayken henüz bir adım atmıştım ki acı katlanılmaz bir hal almıştı.

Kendimi zar zor banyoya attığımda her yer her yerdeydi. Kirli sepeti yere düşmüş ve içindeki kirliler etrafa saçılmıştı. Duşakabindeki şampuanlar ve duş jelleri de yeri boylamıştı.

Neler olmuştu burada böyle? Evimde savaş mı çıkmıştı?

Ne kadar sarhoş olmuş olsam da etraf asla bu kadar dağılmazdı. Hem sarhoş olduğum için bir yerlere çarptığım için düşmesi gerekiyordu bu eşyaların ve benim her tarafım sağlamdı, ağrı yoktu. 'Kalçalarım dışında'

Bu olanlara bir türlü mantıklı bir açıklama bulamıyordum. Dün gece burada her ne olmuşsa iyi birşey olmamıştı.

Etrafı toparlayıp kendimi duşakabine attım. Sıcak bir duşun ardından bornozumu giyip yatak odasına geçtim.

Bugünki dersim öğleden sonra olduğu için vaktim boldu. Üzerimdeki bornoz yerle buluşunca üzerimi giyinmeye başladım.

Basit beyaz bir tişört ve mavi bir boy friend pantolon tercih etmiştim. Altına ise beyaz spor ayakkabılarımı da giyince tamamdım. Başım hâlâ çatlayacak gibiydi. Henüz kahvaltı yapmadığım için ağrı kesici de kullanamazdım.

Telefonumu almak için yatağımın yanındaki komidine doğru ilerlemiştim ki telefonumun üzerine yapıştırılan sarı not kağıdı beni şüphelendirmişti. Üstelik telefonumun yanında büyük miktarda para bulunuyordu. Tedirgin bir şekilde elimi kağıda uzatarak üzerindeki yazıyı okumaya başladım.

'Dün gece tam anlamıyla bir mükemmeldi. Seninle bir daha karşılaşmayı çok isterim hırçın kedicik. Ama büyük ihtimalle bu mümkün değil. Yine de bilmeni isterim ki şu ana kadar yaşadığım en güzel saatlerdi.'

Ne? Ne demek oluyordu tüm bunlar? Yani ben dün gece-?

Hayır hayır, bu olamaz. Dün gece yaşanmış olamaz. Elimi bir hışımla saçımdan geçirdim ve kafamı yere eğmemle komidinin altındaki kahverengi deri kemerli saati fark etmem bir oldu.

YANLIŞ NUMARA || PARK JİMİN🔞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin