Bugün yanlışlıkla bana tekme atmanla başlayan konuşmamız benim içimdeki çok önemli ve belki de biraz can sıkıcı bir duyguyu keşfetmemi sağladı.
Ben senden hoşlanıyorum Jeongguk.
Şu ana kadar senin, güzel gözlerinin bana hissettirdiklerini tanımlayacak bir duygu bulamamıştım. İlahi olana tapınmak gibiydi seninle ilgili düşüncelerimde dolanmak. Ne aşk ne arkadaşlık böyle hissettirir demiştim kendime.
Bu sorunun cevabını verebilecek en son kişi olduğumu anladım bugün.
Ben aşktan da, arkadaşlıktan da ne anlarım ki? Yıllardır arkadaşım diyebileceğim kimse girmedi hayatıma; kimseye aşık olmadım, sana hissettiklerime yakın tek bir şey bile hissetmedim bu zamana kadar. O yüzden sana karşı hissettiklerime ne diyeceğimi bilememiştim belki de, belki de sadece aşıktım sana tüm bu zaman.Yine böyle desem de sen bana bakma, hâla cahil ve toyum. Aşk ne demek, hiçbir fikrim yok. Aşk nasıl hissettirmeli bilmiyorum. Sürekli yüzüne bakmak istiyorum, yüzüne bakamadığım her saniye yüzünü gözümün önüne getiriyorum. Seninle ilgili hiçbir şeyi yanlış bulmam, seninle dünya üzerindeki kimseyi ortak koşmaya cüret etmem. Gerçekten kimsin, yağmurlu bir günde yaptığın bir yardımla nasıl sana karşı böyle olabildim hiçbir fikrim yok. Doğduğun günü bile bilmiyorum ama benden istediğin her şeyi ölüm pahasına yerine getirebilir gibiyim. Aşk mı denir buna? Tanımasam da aşık olabilir miyim sana? Bu sorular başımı ağrıtıp duruyor ama verdikleri baş ağrılarına bile minnettar kalıyorum, senin baş karakteri olmadığın sorularımın bana verdikleri ağrılar yanında onlar bir ödül benim için.
Tüm bunlara rağmen korkuyorum, senden hoşlanmak istemiyorum Jeon Jeongguk. Senden hoşlanırsam karşılık bekleyeceğim; sen de beni sev, sen de benim gözlerime aynı hayranlıkla bak isteyeceğim senden. Benimse kimseden bir şey istemeye hakkım yok, sonum belli benim ve günahkar olmak istemiyorum. Tanrı benim ölümüme yalnız yürümemi istiyor, kimim de karşı çıkabilirim kadere. Seni de günahıma ortak etmekten korkuyorum Jeongguk, sen benim kurtarıcı meleğimsin.
Biliyorum tüm bunları ama ne yaparsam yapayım senden hoşlanıyorum işte. Senden öyle çok hoşlanıyorum ki yarını düşünmek bile karnımdan başlayıp bütün vücudumun ürpertiyle kaplanmasına sebep oluyor. Havanın ısınmaya başlamasını bile sana bağlıyorum Jeon Jeongguk.
Yazı bana getireceğine daha çok inanmamı sağlıyor seninle geçirdiğim her an.
Bana deli demek isteyenler diyebilirler ama bana güneşi getiren sensin, bunu biliyorum. Belki de o da farkında sarı ışığının tenine ne kadar çok yakıştığının, bundan kendini göstermeye karar verdi.
Farkında mısın bilmiyorum ama bugün ilk kez gri yoktu gökyüzünde, kaç haftadır ninemin romatizmaları ilk kez dindi bugün. Bunlar senin mucizelerin Jeongguk, tüm kalbimle inanıyorum buna. Yarın, buluşacağımız gün, hava bu ayın rekor sıcaklığına çıkacakmış, haberlerde söylediler. Hala senin sayende olmadığına inanıyor musun güneşin gelişinin?Evet, yarın ne yaparız onu düşünüp duruyorum sürekli. Senin sayende hayatım sürekli spontane ilerliyor. Aylardır gitmeyen güzün bıraktığı buhran halimde, her günü diğer günün tekrarında yaşayan ben, senin sayende son dakika insanı olmaya başladım. Tabii bu söylediklerim tamamıyla hazırlıksız geleceğimi düşündürtmesin sana, ben ısmarlayacağım bir kere, bunu kesinleştirdim. Hem sözünü verdiğim teşekkür için yardımcı olacak bana hem de seni tanımama. Bir insanın kahveyi nasıl tercih ettiği onun hakkında çok şey söyler demişri biri, senin nasıl içtiğini merak ediyorum. Görüyor musun, sana hoşlandığımı kendime itiraf edeli saatler bile olmamışken şimdiden bir şeyler istemeye başladım senden. Vermek istemediğin, veremeyeceğin şeyler istemekten korkuyorum Jeongguk. Benim istediğim şeyler mahvolur hep, senin mahvolmandan korkuyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ebedi güz'ün sonu | taekook
FanfictionGözüm bulutlara takılıyor, gri ve mutsuzlar. Üstüme dökülüyor gözyaşları. Ben de en az onlar kadar gri ve mutsuzum, Yazın gelmesini bekliyorum onlarla birlikte. İçimde bir tutam şüphe yok, Yaz gelecek. Ve kalbim ısınacak tekrardan, Biz okyanusun gö...