"Çekime başlayamaz mıyız? Adam gelmedi. Sıkıldım."
"Çok haklısınız Ahu Hanım, ama ne yazık ki onu beklemek zorundayız."
"En az 1,5 saat geçti, ben 3 saattir buradayım, beyefendi henüz gelmedi, hazırlanacak birde. Çaldırırsanız, belki unutmuştur, hem belki benim başka planlarım vardır, sonuçta çalışan bir insanım."
"Bu konuyla ilgilenemem ama sonuna kadar haklısınız."
"Bu dünyada top koşturdukları için bu kadar değer verilen varlıklarla çalıştığınızda böyle oluyor ama siz böyle devam edin."
"Adamın çok büyük bir etkileşimi var Ahu, ona kaç milyon ödedi takım, eli yüzü düzgün ayrıca, bunu kaçırmak mümkün mü, özellikle bizim gibi ünlü bir spor markası?"
"O çok etkileşim alan, eli yüzü düzgün adamınıza söyleyin saatinde gelsin çekimlerine, ben adam seçmem sizler gibi, benim vaktim değerli, elin topçusuyla bozmam kendimi."
Sabah 8'de başlayacak çekimler için zamanında gelmiş ve hazırlanmıştık ama çekimin gözbebeği, o sevgi yumağı hala gelmemişti. Tamam, yeni gelmişsin, alışmaya çalışıyorsun, işte İstanbul trafiği falan ama üç saat nedir, burada herkes, ben de dahil, işi gücü olan insanlardı, birçok model ve birkaç oyuncu, bu insanların farklı projeleri olabilirdi, ama onun yüzünden çekimlere başlayamadık. Ben karavanın içinde sesimi çıkarmadan beklerken sıfır telaşla içeri yönlendirilen adam her zamanki gibi odak noktası seçilmişti. Hiç gelmeseydiniz paşam, biz ayağınıza gelirdik! Karavanımdaki birkaç kişi bana sorulmadan onu hazırlıyordu ve özür dilemeden telefonuna bakan ve etrafta hiç bulunmayan adama öfkeyle bakmaya başladım, yaptığı işe hiç saygısı olmadığını fark ettim. Tamam, yakışıklı bir adam olabilirdi, uzun boylu ve hatta kaslı olabilirdi ama bu onun haksız olmadığı anlamına gelmiyordu, insan birlikte çalışacağı meslektaşıyla bir selam verir, ciddi anlamda gerilmeye başlıyordum. Bir oyuncu olarak çok insanla tanışmıştım ama böylesini ilk defa görüyordum, benim ona bakışlarıma karşılık o da telefonunu bırakıp bana bakmaya başladı, bu adamlar topçu diye manken almış olabilirler mi, çok temiz görünüyordu, bana ne, sen böyle saçma düşüncelere kapılacak bir ergen değilsin Ahu, 24 yaşında tanınmış bir insansın ve buna acilen bir son ver.
"Bana öyle bakmaya devam mı edeceksin?"
"Can sıkıntısı, bilirsiniz, üç saattir burada bekliyorsanız, ister istemez canınıza tak edebilir."
"Sanırım bir gönderme yapıyorsun, doğru mu anladım?'
"Anlayan anladı."
"Tamam, geciktiğim ve seni rahatsız ettiğim için özür dilerim."
"Sadece ben değil, buradaki pek çok insan rahatsız."
"Özür dilerim, böyle olsun istememiştim."
"Ben biraz hava almaya çıkıyorum. Hakan, çekime başladığımızda bana haber ver."
"Çocuğum hastalandı ve onu hastaneye götürmek zorunda kaldım, bu yüzden geç kaldım, benim hakkımdaki düşüncelerinde hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini biliyorum, ancak bunun düşündüğün gibi kendi zevkim için olmadığını bilmeni istiyorum."
"Geçmiş olsun, umarım daha iyidir."
"Uyuyor ve daha iyi. Umarım biraz anlarsın."
"Ahu, madem Nicolò burada hazırlanıyor, çocuğu da buraya getirelim. Beliz biraz huysuz bu konuda, senin için bir sakıncası var mı?"
"Hayır, asla. Adamın çocuğunu getirin. Ben zaten dışarıda olacağım."
"Ahu hanım, yağmur yağıyor."