Unutur musun?

461 30 35
                                    

" Yakışıklı çocukmuş, değil mi tatlım?"

"Yakışıklı olması beni alakadar eden şey değil. Geç kalmasına sinirlendim"

"Ama iyi bir nedeni var."

"Uzatmamak için yumuşadım, yoksa ne olursa olsun devam ederdim, sonuçta kaç kişiye rahatsızlık verdi, sabahın köründen beri oradaydık."

"Neden ona numaranı verdin?"

"Kibarca sordu, bir zararı olacağını sanmıyorum ama arayacağını da sanmıyorum."

"Bu doğru, ama onunla yemek yemekten zevk alırsın, herkesin şansı değil."

"Yemek yemekten keyif aldığım doğru Işıl, ama bunun sebebi birlikte yemek yediğim insanlar değil."

"Belli ki ona ısınamamışsın."

"Herkesin dilinde olan bir adama nasıl ısınabilirim ki? Ülkeye adım attığından beri magazin basınında."

"Birçok insanın onun hayatını ve neler yaptığını merak etmesi normal değil mi?"

"Hayır, değil. Tam bir şerefsiz . Kalbi olan kimse onun adını ağzına almaz."

"Genel olarak futbolcuların hareketli bir gece hayatı var."

"Adamın koynuna girmeyen bir tek ben kaldım galiba Işıl, ne diyorsun sen, fazlasıyla piçi gördük ama bu şeref yoksunluğudur."

"Belli ki o bu şekilde eğleniyor."

"Ne yaparsa yapsın, benden uzakta."

"Tamam, bir şey söylemedik."

"Biraz hava almaya çıkıyorum."

"Dikkatli ol."

...

Sabah erkenden uyandım, çok yorgundum ama bugün bir çekimim vardı, kahvemi termosa koydum ve hızla otoparka gittim, arabam hangisiydi benim ya? Bir süre sonra arabamı bulduğumda bir sorun vardı, sanki bir şey unutmuştum, telefon buradaydı, termos buradaydı, ben buradaydım, her şey yolunda Ahu? Ne unutmuş olabilirsin ki zaten, yanında hepsi. Telefonumdaki playlist'i açtım ve şarkımı dinlemeye ve eşlik etmeye başladım.

"Günaydın Ahucuğum, n'aber?"

"Gerçekten çok yorgunum, tarif edilemeyecek kadar. Sen, Çağla?"

"Bahsettiğin şey bende de var ama neyse ki bugün çok fazla sahnem yok."

"Tekrar üzerinden geçsem iyi olacak çünkü sanırım bugünlerde çok şey unutuyorum."

"Ben gidiyorum, tatlım. Sonra görüşürüz."

Çağla yanımdan uzaklaşınca karavana geçip oturdum, saçım ve makyajım yapılıyordu, telefonum çaldı, elime alıp arayan kişiye baktım, Nicolò'nun aradığını gördüm, önce arama nedenini sorgulasam da hızla oturduğum yerden kalkıp dışarı çıktım, sonuçta konuştuklarımıza kimsenin şahit olmasına gerek yoktu, derin bir nefes alıp açtım.

"Nicolò?"

"Günaydın Ahu."

"Sana da günaydın. Beni neden aradığını sorabilir miyim? Hızlı davransam iyi olur. Birazdan sahnem var ve hazırlanıyorum."

"Seni rahatsız ediyorsam özür dilerim. Yemek teklifi için arıyorum."

"Ne rahatsızlığı Nicolò, sesim biraz alaycı geliyor olabilir bu tamamen uyanmamla alakalı, ne yemeğinden bahsediyorsun"

"Bana söz vermiştin, unuttun mu?"

Ona numaramı verirken yemek sözü vermiş miydim, gerçekten mi, aptal kafam, bir şey hatırlamıyor musun? Bilseydim açmazdım. Onu kırmadan kabul etmeliydim teklifi, umarım günün sonunda kırılan ben olmazdım. Bu adamın peşinde çok sayıda basın mensubu vardı ve onlardan kaçınmak zorundaydık ikimizde. Zaten birçok kişiyle anılan adamın benimle anılması, hoşuma gitmezdi, bu insanda incitici bir durum yaratıyor olmalı, amacım bu asla değil.

"Unutur muyum ya? Ne zaman, saat kaçta ve nerede?"

"Bu akşam senin için uygun mu?"

"Aklımda güzel bir dinlenme vardı ama akşamı seninle geçireceğim, tamam."

"Bunu duyduğuma sevindim. Tesise geldim, geçmem gerekiyor, yer ve saati birazdan gönderirim, çekimlerinde başarılar."

"Pekala, teşekkürler. Dikkatli ol sende, kendine iyi bak görüşmek üzere."

"Bugün sana özel daha dikkatli olmaya çalışacağım, uyarı için teşekkürler."

"Sana güveniyorum."

Telefonu kapattığımda öfkeyle gözlerimi kapattım, sanki çocuğuma anlatıyormuşum gibi dikkatli olması gerektiği konusunda adamı uyardım ve aynı zamanda onu aptal gibi pohpohladım. Bazen aklıma acıdığımı düşünüyorum.

...

Yemek yiyeceğimiz yer lüks bir yerdi, çok şaşırmadım açıkçası, genelde bunun dışındaki tercihler belirlenmez böyle insanlarda. Ne kadar isteksiz olsam da iyi görünmek zorundaydım, sadece bir yemekti, restorana girdiğimde gözlerim bir süre onu aradı, ne kadar beni almaya gelmek istediğini söylese de bu nezaketi başka bir zaman uygulamasını istedim, insanlarla uğraşacak vaktim yoktu açıkçası. Ve umarım bunların devamı gelmeyecekti. Gözlerim onu bulduğunda yanına gittim, telefonuyla uğraşıyordu, beni görünce ayağa kalktı ve beklemediğim bir şekilde bana sarıldı, nezaketen ben ona sarıldığımda cidden son da olsa iyi ki dediğim şeylerden birini yaşamıştım çünkü bu koku beni büyülemişti.

"Biraz geç kaldım, umarım sakıncası yoktur."

"Sorun yok, lütfen otur."

"Antrenman yok muydu senin? Çok enerjik görünüyorsun."

"Ben bir sporcuyum, sanırım unuttun. Antrenmanlar beni pek etkilemiyor."

"Dört buçuk saat çekim yaptım ve cidden öldüm, ki bu normal saatlerimin yarısı bile değil."

"Buna rağmen harika göründüğünü söylemeliyim."

"Teşekkür ederim."

Tatlı bir gülümseme sundum, belki özel bir şey söylememişti ama farklı hissettirmişti, cidden topçuluğu kadar kadınlarla ilişkilerde çok iyidi. Belki de bazı şeylere şaşırmamalıyız. Yemek boyunca birbirimize sorular sorduk ve birbirimizi daha iyi tanımaya çalıştık, gerçekten çok iyi gidiyordu, belki de uzun zaman sonra geçirdiğim en güzel geceydi, iltifatları, bakışları, gülüşü ve telaffuzları bile çok hoş ve çekiciydi. Şarabımdan bir yudum aldığımda sandalyesinde arkasına yaslanmış beni izliyordu, saat geç olmuştu ama bu ikimizin de umurunda değildi. Çok fazla içmememe rağmen sesim sarhoş gibi çıkıyordu ve mayışmıştım, bu yorgunluğumdan kaynaklanıyor olabilir ama sanırım hoşuna gitmişti bu hallerim.

"Sana bir şey itiraf edebilir miyim?"

"Dinliyorum?"

"Kadınların kalbine girmekte çok iyisin, Nicolò. Sadece birkaç saat sürüyormuş cidden."

Gururunu okşadığım farkındaydım, fakat bunu şu an söylemeseydim, hiçbir zaman söyleyemezdim. Gülümsediğini fark ettiğimde onu izliyor, davranışlarını merakla bekliyor, ağzından çıkacak tek bir kelimeyi bile merak ediyordum.

"Peki ya sen? Senin kalbinde bana yer var mı? Benim için önemli olan sensin , diğerleri değil. Birkaç saat içinde beni cidden fazlasıyla etkiledin, Ahu."

"Nicolò, bunu duymak güzel ama bu bahsettiğin sadece bir heves ve bununla bir yere varamayacağız."

"Hemen bu kadar olumsuz olma lütfen, sorunları çözeriz."

"Bu olumsuzluk değil Nicolò, bir sorun var ve bu sorun sensin. Biz çok farklı ve zıt karakterleriz. Ben senin her gece içtiğin ya da yattığın kadınlar gibi değilim. Benim kendi düzenim var ve sen buna uygun değilsin ve bu şekilde devam edemem, anlıyor musun? Senin için kendime zarar veremem, karşındakinin bir kalbi var, evet, ama o aptal değil. Söylenenleri unutalım, ki zaten muhtemelen hatırlamak niyetinde olmam ve kaldığımız yerden devam edelim. Tanıştığımıza memnun oldum ve kariyerinde iyi şanslar."

Zarif bi' aura / nicolò zanioloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin