1. Bölüm

199 11 4
                                    

"Tuaaaaannnaaa!" diye anırdı annem.

"He anne he." Dedim salondan mutfağa geçerken.

"Şu değişim öğrencisi 15 dk içinde terminelde olcakmış. Git getir. Bilmez çocuk buralari."

"Offfff anne Offff."

"Anneye oflanmaz!" Bu dediğini umursamayarak odama çıktım. Altıma bir siyah şort ve üstüme öylesine bi tank-top geçirdim. üzerine de s Telefonumu alip Melisa'yı aradım. 1. çalışta açtı.

"Efemdim."

"Knk ben şu değişim öğrencisini almaya gidiyom gelcen mi?"

"Bende tam çıkıyodum. Her zamanki durakta buluşuruz."

"Oke." deyip telefonu kapattım. Anneme 'Çıkıyom' gibi şeyler söyleyip çıktım ve durağa doğru yürümeye başladım. Terminale yürümeye çalışsam ölebilirdim. 1-2 dk sonra Melisa geldi ve Melisa geldikten 3 dk sonra otobüs geldi ve terminale gitmeye başladık.

"Ya kanka şimdi bunlar yabancı ya. Yakışıklı olurlar demi?" dedi malca Melisa

"Kanka biz Watty karakteri miyiz bizde nerde o şans?"

"Sende haklısın be kanka." Dedi efkarlı bi şekilde.

"Ananın amını sikiyim." Dedim hafif sessiz bi sekilde.

"Noldu lam." Dediğinde kafamla kapıdaki şahısı gösterdim.

"Eren'in burda ne işi var amk! Oraya bakarsan sikerim seni." Eren benim gerçekten aşık olduğum ilk erkekti. 2 yıl sonra ona aşkımı itiraf etmiştim. O da kabul etmişti. Ama 1 hafta sonra başka bi kızla olmuştu. Tabikide benim mal kalbim Eren'den başkasını görmüyodu. Hafif kıvırcık saçları ve mavi gözleriyle Allah'in bir lütfuydu. Tabi ki bu düşünceler gözlerimin dolmasına sebep olmuştu.

"Tuana mal mısın? Neden ağlıyosun?"

"Bi sus Melisa." Dedim ve ellerimi gözlerime bastırdım. Ve derin bir nefes aldım.

"Ağlarsan gebertirim seni."

"Aha aha durak. Bas şu dur seyine." Dedim ve dur şeyine bastım. İnerken de Eren'e omuz atmaya unutmadım.

"Nerde şimdi bu mallar." Diye yakındım.

"İstanbul-zmir peronuna gidelim." Dedi ve gitmeye başladik. Gittigimizde 4 kisilik bi grubu aramaya basladık. Öğrendiğimiz kadarıyla bunlar 4 kişiydi.

"Nerde bunlar şimdi."

"Kıçımda. Çıkarıyım mı?"

"Yok istemez." Dedikten sonra üzerimize gelen 4 erkek çocuğu farkettik. Allam bunlar insan mı? İnsansa biz neyiz. Mavi gözlü sarışın çocuk yanıma gelip "Hey I'm Nate." Dedi

"I'm Tuana. And she is Melisa." dedim

"But you can call me Mels." diye ekledi Melisa.

"Okey Mels. My name is Levi." Dedi siyah saclı ve Shawn'ı andıran çocuk.

"And I'm Drew." Dedi Niall'a benzeyen çocuk. Sona bi kişi kalmıştı.

Aaannndd My name is Austin." Dedi aralarında en neşeli gözüken. (İngilizcem intihar ettiği için geri kalanını Türkçe yazdım.)

"Hanginiz bende hanginiz Melisa'da kalıyor?" dedim meraklı bi şekilde. Nedensizce Austin'in gelmesini istiyordum. Gözüme girmişti.

"Bize söylenene göre ben Tuanalarda kalıyorum." Dedi Nate. Tühh be. Austin değilmiş.

"Bende Melsler'de." Dedi Levi. Melisa'ya baktığımda gözlerini öküz gibi açmıştı. Tabi yakışıklı çocuktu. Ve dediğim gibi Shawn'a benziyordu, boru mu? Mels'in favorisi! Nate de yakışıklıydı aslında. Gözleri çekik çekikti.

"Peki ya siz çocuklar?" dedim.

"Ben Berk diye birisinde." Dedi Drew.

"Ben de Eren. Galiba şu an o da geliyor." dedi Austin kafasıyla arkamı göstererek.

"Hasiktir." Dedik Melisa'yla aynı anda bizim bu şaşırma merasimimiz sürerken o da bizim yanımıza geldi.

"Merhaba bana aşık olan kız ve onun kankası." Dedi muzip bir ifadeyle Eren.

"Nate, Melisa ve Levi. Gidelim mi?" Lanet olsun sesim çatallı çıkmıştı. Bu da Eren'in gülümsemesinin büyümesini sağlamıştı. Melisa benim durumumu anlayıp Levi ve Nate'yi çekiştirmeye başladı. Ve hep birlikte durağa doğru gittik.

"O çocukta neyin nesiydi?" Diye kulağıma fısıldadı Nate.

"Önemli birisi değil."

"Böyle demen seni anlatmaktan kurtarmayacak. Eve gidince seni sıkboğaz edeceğim."

"Tamam. Ama sadece 1 saat filan ver. Sonra anlatacağım."

"Tamam."

Değişim Oğrencisi (Nate Parker The Tide)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin