Yaklaşık yarım saatin sonunda Minho ve Jisung tamamen hazırlanmış, arabanın gelmesini salonda oturarak bekliyorlardı. Yapılacak röportaj için tasarımcılarının yaptığı kıyafetler ikisinin de üstün mükemmel duruyor, adeta bir yıldız gibi parlıyorlardı. Jisung Minho'ya çok fazla yaklaşıp dudağını işaret etti :"Rujumun rengi çok mu baskın duruyor?" dedi. Aralarındaki mesafe çok yakın olduğu için Minho'nun kalbi hızlanmış, gözleri far görmüş tavşan gibi kocaman açılmıştı. Yutkunup :"Hayır, hayır! Hoş duruyor! Hem sen neden bu kadar yakınıma giriyorsun!" dedi uzaklaşarak. Ayağa kalkıp su almak için mutfağa ilerledi, Jisung arkasından dalga geçercesine :"Aaa! Sen daha yeni utandın mı bana mı söyle geldi Ilino! Hahahaha!" dedi gülerek. Minho tezgahın önüne gelip Jisung'a dönüp gözlerini belirtti sinirli bir şekilde. Jisung elleri ile sakin ol dercesine hareket yapıp gülmeye devam etti. O sırada çalan kapıyı Jisung seke seke koşarak açtı, karşısında Bang Chan ve Seungmin duruyordu. Chan gülümseyerek :"Hazır mısınız? Arabada sizi bekliyorlar!" dedi. Minho kapıya doğru yaklaşıp üzerini düzeltti, Seungmin şaşırmış bir şekilde :"Woaah! Hyung çok iyi görünüyorsun!" dedi elini *thumbs-up işareti yaparak. Minho gülümseyip Seungmin'in koluna girdi :"Hazırız, gidelim!" dedi dışarı doğru yürüyerek. Arabaya bindiklerinde oturma düzenini hazırlamak için Chan ayağa kalkıp :" Evet şimdi, arka dörtlü için; Seungmin, In, Changbin ve Ben geçiyoruz. Tekli koltuklara Felix ve Minho, son olarak ikili koltuğa Hyunjin ve Han geçiyor." dedi gülerek. Herkes yerine geçtikten sonra Hyunjin, Minho'nun omzuna dokunup :"Yer değişmek ister misin?" dedi. Minho, evdeyken Jisung ile yaşadığı yakınlaşmadan sonra utanıp :"Yok sen rahatını bozma!" dedi yalandan sırıtıp. Hyunjin bir şeyler olduğunu fark ettikten sonra konuyu uzatmak istemeyip sessizce önüne döndü.
25 dakikalık yolculuğun ardından röportajın yapılacağı yere varmışlardı, Chan ayağa kalkıp :"Röportajın ingilizce yapılacağını öğrendim şu an gelen bir telefon ile, telaş yapmanıza gerek yok halledeceğiz! Özellikle Minho ve I.N. , heyecan yapmanıza gerek yok!" dedi hafif tebessüm ederek. Minho oldukça gerilmişti ama belli etmemeye çalışıyordu. Herkes arabadan inip stüdyoya doğru yürüdü, Minho Felix'in omzuna dokunup :"Siz içeri girin ben bir beş dakikaya geleceğim." dedi Felix onaylarcasına kafasını sallayıp içeri doğru ilerledi. Minho stüdyonun arkasındaki bahçeye geçti, kaldırıma oturup derin derin nefes almaya başladı. Minho grupta ingilizce bilmeyen ve konuşamayan iki kişiden biriydi, diğeri ise I.N. idi. İngilizce yapılan röportajlardan önce büyük bir stres içinde, elleri titreyerek kendisini hazırlamaya çalışıyordu. Herkes birbirini anlıyor ve aralarında konuşabiliyordu ama Minho bütün röportaj boyunca sessizce oturarak bekliyordu. Bu aralar daha da hassas hisseten Minho, aşırı bir duygusallık içinde olsa da arkadaşlarına belli etmemeye çalışıyordu. Kendisini biraz daha toplayıp ayağa kalktı, stüdyoya doğru yürüp içeri girdi. Hyunjin :"Minho! Nerede kaldın hadi geç yerine başlayalım!" dedi gülümseyerek. Minho kafasını sallayıp yerine oturdu. Jisung Minho ile ilgili bir şey olduğunun farkındaydı ama röportaj öncesinde havayı bozmamak için suskunluğunu korudu. Bütün bu zaman boyunca sessiz kalan Minho'nun gözleri, önceki hiçbir röportajda olmamakla birlikte dolmuş hatta dokunsak ağlayacak hale gelmişti. Etrafında herkes konuşurken sessizce sadece beklemesi kimsenin dikkatini çekmemişti, herkes gülüp eğlenmeye devam etti.
1 saat süren röportajın sonunda herkes teşekkür edip, stüdyodan çıkmaya başladı. Minho kimseye gözükmemek için hızlı adımlarla dışarıya doğru yürüyüp, arka bahçeye geçti. Jisung Minho'yu takip edip onunla birlikte arkaya geçti, yanına koşup :"Minho!" diye seslendi. Minho derin nefes alıp Jisung'a döndü :"N'apıyorsun burada?" dedi sesi titreyerek. Minho kimsenin önünde ağlamaz hatta gözü bile dolmazdı, herkes üzgünken onları güldürürdü. Bu yüzden Jisung'un önünde kendini tutup gülümsedi. Jisung telaşlı bir şekilde :"Röportaj sırasında iyi görünmüyordun, gözünün dolduğunu da fark ettim. Iyi misin?" dedi. Minho gülümseyip :"Nezle olduğum için kendimi pek iyi hissetmiyorum, gözlerim de o yüzden doldu. Merak etme iyiyim ben!" dedi elini Jisung'un omzuna atıp. Jisung onu fazla zorlamak istemediği için :"Bir sorun varsa bana anlatacağına söz vermiştin, umarım sözünde durursun." dedi sesini azaltıp. Minho kafasını salladı, birlikte araca dogru ilerlediler. Minho Hyunjin'e seslenip kulağına "Jisung'un yanına geçebilir miyim?" diye fısıldadı. Hyunjin sırıtıp :"Konuşmak iyi geldi sanırım, geçebilirsin tabii ki de!" dedi. Minho kafasını teşekkür edercesine öne eğip, Jisung'un yanına oturdu. Jisung kafasını Minho'nun omzuna yaslayıp :"Ahh, çok uykum var! Hyung? Bana ninni söyler misin?" dedi kıkırdayadak. Minho omzunu silkip :"AH! Çek kafanı omzumdan!" dedi sinirli bir sekilde gülerek. Jisung Minho ile biraz daha dalga geçip eğlendirdikçe mutlu oluyordu. Minho'nun üzgünlüğünün geçtiğini ve gülmeye başladığını gören Jisung biraz da olsun rahatlamış görünüyordu.
Eve vardıklarında Felix salondaki koltuğa atlayıp :"Ohh, çok yoruldum! Minho, bana biraz masaj yapar mısın?" dedi sırıtarak. Minho'nun eli çok sertti ve grubun en güçlüsü de olduğunu da söyleyebiliriz, koltuğa oturup sert bir şekilde Felix'in sırtına vurarak :"İyi oluyor mu böyle!" dedi. Felix acı içinde doğrularak, bebek ses tonuyla :"Hyung!" diye bağırdı. Changbin Felix'in sırtını ovazlayarak :"Aah benim Felix'imin masaja mı ihtiyacı varmış? Ben yapayım!" dedi. Felix şüpheli bir şekilde "Ne istediğini söyle..." dedi. Changbin sırıtarak "Açım!" diye bağırdı. Felix bıkmış bir şekilde bağırıp :"Sen hep açsın!" deyip devam etti :"Tamam ilk önce masaj yap sonra yemeğini hazırlarım." dedi. Changbin gülümseyip koltuğa oturdu, Jisung :"Ben odama geçiyorum, yorgunum!" dedi. Minho'da Jisung'a katılıp :"Ben de odamdayım!"diye seslendi. Jisung yatağının üstüne atlayıp hevesle telefonunu aldı, Kitty'e :"Selam! Ahh çok yorgunum, napıyorsun işlerin bitti mi?" yazdı. O sırada Minho, üzerini değiştirip sıcak bir duş almak için hazırlık yapıyordu. Jisung aynanın karşısına geçip makyajını sildi, üstüne pijamalarını giydi. Yatağına uzanıp Kitty'den gelen mesajı beklerken, instagram skz editlerini izliyordu.
Aradan 25 dakika geçti, Minho üzerini giyinip yatağa uzandı. Komidinin üzerindeki telefonuna uzanıp Bunny'den gelen mesajı açtı, cevap olarak :"Selam! Evdeyim evet ben de yorgunum... Günün nasıl geçti?" yazdı. Jisung bildirimin sesi ile hemen telefonunu alıp aninda cevap yazdı :"Günüm yorucu geçti ama eğlendim! Bu arada benimle StrayKids'in yeni albümlerindeki şarkılardan birkaçını dinlemek ister misin?🐿" yazdı. Minho gelen mesajdaki emojiyi gördüğünde aklına Jisung geldiği için gülümseyip :"Tabii dinleyelim! Spo****'dan katılma daveti atarsan dinleyelim." yazdı. Jisung bir davet oluşturup attı :"Bu linkten katılabilirsin!" yazdı. Jisung Kitty ile konuşurken ister istemez sebebini bilmese de heyecanlanıyordu, Kitty ona Minho'yu anımsatıyordu.
Gece boyunca 1-2 şarkı dinleyeceklerini söyleselerde Jisung Minho'ya bütün albümü dinletmişti. Jisung :"Hey Kitty, sana bir şey sorabilir miyim? >.<" yazdı. Minho müzik dinlemekten yorulmuş bir şekilde iç çekip :"Sor bakalım." diye cevapladı. Bunny :" Hoşlandığın biri var mı ya da hiç oldu mu?" yazdı tereddütte kalarak. Minho Bunny'nin yazdığı mesaj karşısında derin bir iç çekip :"Aşkı, birini sevmeyi, ondan hoşlanmanın ne demek olduğunu bilmiyorum. Bana örnek verebilir misin?" yazdı. Jisung saçlarını karıştırıp bir süre düşündükten sonra :" Ben de daha önce aşık olduğumu düşünmüyorum ama tarif etmeye çalışacağım. Birini sevmek fedakarlık yapmak demektir; hastayken ona bakmak, onun için endişelenmek, o ağladığında ağlamak, o güldüğünde gülmektir. Düştüğünde hatta kendini en dipte hissettiğinde bile seni mutlu edebilendir, yüzünü kızartan seni utandırandır. Ahhh sonraaa- Ha buldum! Yakınlaştığınızda kalbin hızlanır; en çok o kişi üzer seni, en çok o kişi sıkar canı, en çok o mutlu eder, en çok o güldürür.En çok onunla zaman geçirmeyi seversin çünkü bir tek onunlayken rahat hissediyor, huzur buluyorsundur. Yeri geldiğinde bebek gibi sever ama bir ayı gibi korur hahahah..Yani bu kadarıyla tarif edebildim!" yazdı. Minho mesajı okuduktan sonra, ağzı açık düşüncelere dalmış bir şekilde tavana bakıyordu. Bunny'nin anlattığı ve tarifine uyduğu bir kişi vardı Minho için, o da Jisung'du. Uzun uzadıya düşündü; üzgün ve dipte hissettiğinde onu güldüren kişi Jisung'du. Hasta olduğunda ona bakmıştı, onun için sürekli endişeleniyordu, yakınlaştıklarında kalbi hızlanıyor ve suratı kızarıyordu. Aylarca uyuyamamıştı ama Jisung'un yanında mışıl mışıl uyuyabilmişti, huzuru ve rahatlığı onunlayken hissetmişti. Sevmek bu muydu? Birden afallayıp içinden :" Aklıma gelen ilk kişi neden Jisung oldu? Hem arkadaş arkadaşa bunları yapabilir! Ne kadar saçma anlatmış ya Bunny!" diye düşündü. Kabul etmek istemedi, kendisiyle yaklaşık 10 dakika boyunca yatakta sağa sola yuvarlanarak kendisi ile çatıştı. Jisung Kitty 10 dakika boyunca cevap vermediği için edişelenip :"Orada mısın?" yazdı. Minho fırlattığı telefonu alıp derin bir iç cektikten sonra :"Bunny, bu yazdıklarını arkadaş arkadaşa yapar değil mi? Bence sevmek bu değil ve olmamalı." yazdı. Jisung kendi kendisine "Bence bu tam anlamıyla sevmek demek, acaba bunu yaşadığı bir arkadaşı mı var? Umarım yoktur! Y-yani varsa da banane ya!" diye düşündü. Kulaklarına kadar kızardı, anonim birisinden hoşlanmaması gerekiyordu. Nasıl göründüğünü, hayatını, ismini, yaşını hatta cinsiyetini bile bilmiyordu. Ama ne oluyorsa Jisung, Kitty ile konuşunca rahatlıyordu. Kitty'nin düşüncelerini beğeniyordu, aynı hobilere sahiplerdi hatta bias'ları bile aynıydı. Kitty'e cevap yazarak :"Hayır bence yapmaz, hem hangi iki arkadaş yakınlaştığında kalbi hızlanır ve kızarar ki! 👀" yazdı. Minho düşüncelere dalmış bir şekilde :"Bilmiyorum, aa neyse! Böyle şeyleri düşünebilecek halim yok zaten, seninle zaman geçirmek güzeldi Bunny! Şimdi biraz dinlensem iyi olacak, kendine iyi bak tatlı rüyalar😸!" yazıp telefonu kenara bıraktı. O sırada Bunny cevap olarak :"İyi geceler Kitty🐰! Hem fazla düşünme uykusuz kalırsın!" yazdı. Yastığı dikleştirip oturdu, koridordan gelen sesi duyup kapıya yaklaştı. Tam o an Minho kapıyı açtı, kapı Jisung'un kafasına çarptı. Minho telaş ve korku ile :"Hannie! İyi misin? Elini çek ben bakayım! Buz getireceğim!." dedi. Jisung, Minho'nun kolunu tutup :"Aahh, sakin ol iyiyim ben! Hızlı çarpmadı, bak,!" dedi yakınlaşarak. Minho bir adım geriye atıp gözlerini kaçırdı, Jisun kafasını yana doğru eğerek :"Hem sen napıyorsun koridorda?" dedi. Minho göz temasından kaçıp Jisung'un yatağına doğru bakarak :"Uyumak için gelmiştim yanına, Aah! Yer yatağı getirmeyi unuttum, Changbin'nin odasından alıp geleyim!" dedi hızlıca kapıyı kapatıp. Kalbi çıkacakmış hibi hissediyordu ama bir yandan da kabullenmemek için elinden geleni yapıyordu.....Devam Edecek...
StrayKids Ropörtaj Sonrası Fotoğraf
Bonus
*Thumbs-up : 👍🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ONE ROOM APART | Minsung
FanfictionSKZ* grubundan Han Ji Sung ve Lee Min Ho instagram üzerinden anonim hesaplar oluşturup fan videolari izliyorlardir. Bir videonun altında Jisung'un yorumu Minho'nun dikkatini çeker ve konuşmaya başlarlar. Birbirlerinin kim olduklarından habersiz sohb...