İdoller Aşık Olamaz | Seokchan

dördüncü bölüm, menajer ve entrikaları

Seokmin geçirdiği o güzel saatlerden sonra telefon hayatlarına döndüler. Kendisinin çok meşgul olmasından dolayı Dino ile hayal ettiği buluşmaların hiçbirini gerçekleştiremiyordu.
Dino da buluşmak ile alakalı ona bir şey söylemiyordu.

Jiyo son zamanlarda onda ki durgunluğu fark etmiş durmadan onunla ilgileniyordu. Hatta şirket bile fark etmiş olacak ki yeni albüm çalışmaları öncesi ona kısa bir tatil öneriyordu. 

Dokyeom tüm kariyeri boyunca duygularını asla saklayamamıştı. Yaşadığı bu belirsizlik onu düşünceli ve sakin bir hale sokuyordu. Fanlar sosyal medya üzerinden Dk baskı gördüğünü düşündüklerinden dolayı şirketi suçluyorlardı.

Katıldığı son tv şovundan sonra Dino da ona mesajlarında bir şeyi olup olmadığını soruyordu. Herkesin ona iyi olup olmadığını sorması bir yerden sonra canını sıkmaya başladı. Dolu dolu bir albüm çıkardıktan sonra kimse onu bu ruh hali ile beklemiyordu tabiki de. 

Çok uzun sürmedi zaten etraftaki sorulara dayanabilmesi. Haftalık bir tatil için yakınlardaki tatil adasına gitmeyi planladılar Jiyo ile birlikte. Şirket onun tur ve albüm ile mental olarak çok yorulduğunu düşündüğü için ona güzel bir yer ayırdılar. Etrafı yeşillerle kaplı beş yıldızlı bir otele bir hafta konaklama ayarlamışlardı. 

Otele geldiklerinde gördükleri okyanus manzarası paha biçilemezdi ancak Dk her şeyde Dino ile ilgili bir alaka kurabiliyordu. Okyanus bile ona Dino’yu hatırlatıyordu. Sanırım deliriyordu. Bunun başka bir açıklaması olamazdı.

Odası çift kişilik süit olmasına rağmen gösterişten uzak ve sadeydi. Dk gösterişi sadece sahnede severdi. Rahatlığın ve eğlencenin köpeği olabilirdi. Tam da o andan itibaren kafasını boşaltmak için tamamen rahatlığı tercih edip kendisini dur moduna aldı.

Jiyo onu dinlenmek için odada yalnız bıraktı. Bu dinlenme Dokyeom için iki gün sürünce bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. İki gündür yataktan ihtiyaçları dışında çıkmayıp uyuyan arkadaşına baktı.

Kaldırmak için kaç defa gelse de Dk her seferinde onu ekiyordu. Bu sefer de onun geldiği fark edip uyuma numarası yapıyordu. Jiyo koca yatağın kenarında yatan arkadaşının başına dikildi. Çok iyi bir oyuncu olmasına rağmen şu an uyumadığını üç yaşındaki çocuk bile bilirdi. 

“Dokyeom hemen kalk.”

Sakince söylediği bu sözler asla karşılığını bulmadı. Dk sanki hiçbir şey yokmuş gibi yatıyordu ama Jiyı ne yapması gerektiğini çok iyi biliyordu. Ayağını sessizce kaldırıp köşede kıvrılan arkadaşını üzerine koyup güçlü bir şekilde ittirdi. Dokyeom düşmenin etkisiyle uyku numarası yalan olmuş ona sinirli halde bakıyordu. 

“Seni lobide bekleyen biri var. Kalk duş al kokuyorsun.”

Yıllardır birlikte çalıştığı adam ilk defa bu kadar bitik ve karışık gözüküyordu. Ergen gençler gibi depresyonda olmasına rağmen bundan fazlasıyla etkileniyordu. Onun bu aptal aşık hallerine katlanamıyordu açıkçası.

“Tatilde neden iş ayarlarsın ki? Kimseyle görüşmek istemiyorum, dinlenmeye geldim ben buraya.”

Jiyo habersizce söylenen arkadaşına karşı ellerini cebine koyup alaylı bir tavır aldı. 

“İyi göndereyim ben o zaman, o kadar yol geldi görüşmek için ama beyefendimizin keyfi istemiyor der gönderirim.” 

Dokyeom mızmızlanarak duşa gidince zafer kazanmış gibi sevindi.

“Düzgün bir şeyler giy mutlaka, önemli biri.” 

Onu hazırlanması için odada yalnız bırakıp çağırdığı misafiri karşılamak için lobiye indi. Böyle bir şey yapmaya meraklı değildi ama Dk için başka bir çözüm düşünememişti. Lobi de onu görünce selamlayan çocuğa baktı. Tüm bunların tek çözümü olabilir ya da işler daha da kötüleşebilirdi. Jiyo ya hep ya hiç düşüncesine sadık kaldı.