•Zehirli Zihin•

971 74 18
                                    

Gözlerimi açtığımda yerleşkede bulunan odamdaydım.
Sağdaki saate baktığımda şok ile gözlerimi açtım.

Saat 10.00 ve ben 6 saat uyumuştum. Onun kokusu ile

Saate bakmaktan kendimi alıp ayağı kalktım ve aynaya baktım. Yüzüm resmen aydınlanmıştı, uykumu çok iyi almıştım.
Üzerimde pijamalarım vardı. Ben nasıl uyanmamıştım?

Banyoya ilerleyip duşa girdim. Su beni kendime getirdi. Çok geçmeden bornozum ile çıktım ve saçlarımı kurulayıp taradım.
Üzerime beyaz bol bir tişört ile altıma açık mavi kısa bir kot şort giydim. Ayağıma beyaz bir çorap ve spor ayakkabı geçirdim.

Dışarı çıktığımda fazla ses yoktu. Üst kattan sesler gelince bende yukarı çıktım. Bir üst kat terastı.

Asansörün kapıları açıldığında kahvaltı ediyorlardı. Burada fazla zaman geçirememiştim. Cebimden çıkardığım toka ile saçlarımı yukarıdan bir at kuyruğu yaparken onlara yürüdüm. "Günaydın" herkesden aynı şekilde karşılık aldığımda kenara yaklaştım. Çok güzel bir manzarası vardı ve tüm şehir ayaklarımın altında gibiydi.

"Gel bir şeyler ye" Tony ağzında yemekle bana seslendiğinde masaya doğru ilerledim. Nat ve Thor'un arasındaki tek boş olan sandalyeye yerleştim. Tabağımı biraz doldurup yemeye başladım.

Arkamızda ki havuzu yeni fark ediyordum. "Küçükken binaların üst katındaki havuzlara girmeyi çok isterdim" evet, travma yaratan bir çocukluk anısı daha. "Girdin mi peki?" Soru Clint'den gelmişti.

Girmiştim, babam ile bir kez girmiştim.

Cevap veremedim. Sadece başımı salladım. Yemeğimi yemeye devam ederken Bucky ile göz göze geldim. Ne olursa olsun o benim içimden geçeni anlıyor gibi hissediyordum.

Sorun yok der gibi gülümsedi bana. Gözlerimi kaçırıp havuza baktım. Anılarım bir bir gözümün önünden geçti.
Thor "hadi akşam havuz partisi yapalım biz bize" diye bir atakta bulundu. "Evet, çok eğlenceli olur hem o havuz süs olsun diye mi orada" Tony bir anda "Evet" dediğinde herkes ona ters ters baktı. "Yani, tabii ki bir havuz partisi mükemmel olur"

Gülümseyip yemeğimi yemeye tekrar başladım.

Yemeğimiz bittiğinde herkes başka bir yere dağıldı. Ben sofrada kaldığımda dün geceyi düşündüm ve aklıma bir şey geldi.
Bucky'e adımı söylemiştim

Az önce çıkan Bucky'e doğru alt kata merdivenlerden koştuğumda koridorda yürüyordu. Bir süre gizlice takip edip, odamın yanından geçerken ağzını tutup odama hızlıca sokup kapıyı kapattım ve onu kapıya yasladım. Şaşkınca bana bakarken ağzını açtım. "Ne yapıyorsun?" Elimi ağzıma götürüp sus işareti yaptım. "Ben sana dün asla söylememem gereken bir şey söyledim!" Sessiz çığlığım ile dün geceyi düşündü. "Ben sana adımı söyledim Bucky!" Oda hatırlayınca, "Kimseye söylemedim ki" çocuk gibi kendini savunduğu anda elimi alnıma vurdum "Bu çok önemli ve riskli neden söyledim ki ben!" Kendime söver gibi söylediklerim ile beni tutup bu sefer o benim sırtımı kapıya dayadı, "Senin için kötü olacak hiç bir şeyi yapmam ben"
"Emin misin?"
"Eminim Ariana" güven veren bir gülümseme ile biraz olsun rahatladım.

"Ayrıca sana bir sürprizim var." Elini cebine attığında bir kutu çıkardı ve elime uzattı. Elime alıp açtığımda bir kolye vardı, kolyenin içinde küçük bir fotoğraflık vardı ve orada ben vardım.

QUENAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin