12 - Part 2 | 36 Soru 4 Dakika

156 33 7
                                    

*˚ ✦*✦˚*

12 – Part 2 | 36 Soru 4 Dakika

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

12 – Part 2 | 36 Soru 4 Dakika

Minho tezgahta oturan küçüğünün alnına ufak bir öpücük bıraktıktan sonra pastayı alıp buzdolabına koymuştu. Sonrasında da konuştukları gibi salonun ortasında saçma bir Just Dance olayına girmişlerdi. Hangi şarkıyı seçeceklerini Jisung yüzünden oldukça uzun sürmüştü. Çünkü gördüğü her şarkıyı 'aa bunu yapalım' diyip seçecekken bir sonraki şarkıyı görünce kararını her seferinde sorgulamıştı. En sonunda ise Bts'den Dynamite'a karar vermişti. Başta Minho istemese de, Jisung'un birden dans etmek yerine koltuğun üstüne çıkıp şarkıyı söylemeye başlaması ile birkaç saniye büyülenerek ona bakmaya başlamıştı. Ses tonu normalde de oldukça güzeldi, ama şarkı söylerken daha güzeldi.

Jisung'un sesiyle gaza gelip Minjun yüzünden ezbere bildiği, son bir haftadır evde Bts dışında başka bir sanatçı çalmadığı için, kareografiyi eksiksiz yapmıştı ve arada küçüğüne şarkı söylerken eşlik de etmişti. İkisi de birbirinin bu farklı taraflarını gördüklerinde tek yaptıkları şarkı bittiğinde nefes nefese birbirlerini izlemek, sonrasında da ufak bir öpücük paylaşmaktı.

Öpücükten sonra Jisung enerji patlaması yaşadığını göstermekten çekinmemişti ve otomatik olarak çalmaya başlayan her şarkıyı söylemeye başlamıştı. Bir saatlerini küçüğün tamamen kendini kaptırıp muhtemelen kendi kafasında ikinci dünya turunu vermesiyle geçti. En sonunda pilinin bittiğini hissedince koltuğa Minho'nun üstüne bıraktı.

''Sesin çok güzel.'' dedi koltukta sırt üstü uzanıp Jisung'u üstüne çekerken, bir yandan da belini okşadı. ''Bana hep şarkı söyle tamam mı?''

''Sende çok güzel dans ediyorsun. Açıkçası bu kadar iyi olduğunu düşünmemiştim.'' hala düzene sokamadığı nefesiyle mırıldandı, ardından biraz kıpırdanıp tamamiyle kendini Minho'nun üstüne bıraktı. Yanağını adamın göğsüne biraz sürtüp kıkırdadı.

''Teşekkür ederim.''

''Eğitimin var mı?'' Minho bu sefer başını olumsuz anlamda salladı ve Jisung'un siyah saçlarını okşamaya başladı. ''Aaa dur seninle otuz altı soru dört dakika yapacaktık.'' biraz kıpırdanıp az önce koltuğa yaklaştırdıkları orta sehpanın üzerindeki telefonunu aldı, birkaç dakika sonunda soruları bulunca sırıtmaya başladı. ''Düzgün cevap vereceğine söz ver.'' Minho başını sallamakla yetindi. ''Eğer ki Dünya'da var olmuş herhangi bir insanı akşam yemeğine davet edebilecek olsaydın, bu kim olurdu?''

''Sen.'' Minho umursamazca cevap verdiği anda küçüğü göğsüne elinin tersiyle vurdu. ''Ne var ya?''

''Ciddi cevap ver bana.''

''Tamam bir düşüneyim... Herkes dahil... Bu yemek ne zaman gerçekleşecek, geçmişte olur mu?'' Jisung bilmem manasında dudağını büzüp ekrana döndü, herhangi bir şey yazmadığını büyüğüne gösterdi. ''Pekala o zaman. Galiba okuduğum lisenin müdürüyle yemeğe çıkmak isterdim. Çünkü bana hep bir şeyleri başaramayacağımı, serserinin teki olacağımı söylerdi. Aksini kanıtlamak için mükemmel bir fırsat.''

we need one more daddy! | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin