13 | Doğum Günü

145 36 9
                                    

*˚ ✦*✦˚*

13 | Doğum Günü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

13 | Doğum Günü

''Bugün kendine izin ver tamam mı bebeğim? Bugün senin en güzel günün... Amanın iyi ki doğurmuşum seni ya..''

''Anne...''

''Tamam tamam, hadi görüşürüz o zaman. Baban da sana selam söylüyor.''

Klasik vedalaşma sonrasında on dakikalık görüntülü aramayı sonlandırdı Jisung yattığı yerden. Telefonu yatağın kenarına bırakırken yutkundu ve kalkmak istemediği ama kalkmak zorunda olduğu yatakta biraz daha zaman geçirdi. Alarmının çalmasıyla yanına bıraktığı telefonuna uzanıp alarmı kapattı. Yatakta oturur pozisyona gelirken gözünden birkaç damla dizine düştü.

Doğum gününe ilk defa tek başlamıyordu ama günün sonunda ailesi ile birlikte oluyordu. Bugün günün sonunda kim yanında olacaktı? Kimin yanına gidip doğum günü çocuğu nazını yapacaktı? Kimse yanında olmayacaktı ve gidip kimseye nazlanamayacaktı.

Yirmi üç yaşının ilk gününü tek başına geçirecekti, yıllardır hayalini kurduğu gibi. O zaman neden gözlerinden yaşlar akıyordu ki?

''Pekala.'' kendi kendine mırıldanıp yatağından kalktı.

Üstüne siyah tişörtlerinden birini giydi. ''Doğum günü kahvaltısına... Hmm ne mi istiyorum?'' konuşmaya devam ederken altına şort giymeden mavi baksırı ile lavaboya yöneldi. Dişlerini fırçalarken hala kahvaltı için ne yiyeceğini düşünmeye başladı. En sonunda pizzaya karar verdiğinde hafifçe kıkırdadı. Sanki hiç yemediği bir şeymiş gibi... Ağzını yıkayıp lavabodan çıkıp merdivenlerden indiği anda zilinin çalması ile kaşları çatıldı.

''Jisung hyung!'' ince, tanıdık sesle hafifçe gülümsedi. Son iki basamağı atlayıp kapıya doğru hızlıca yürüdü. ''Hyung!'' kapıyı açtığında gülerek eğildi ve kendisine sarılan küçüğe sıkıca sarıldı. ''Günaydın!''

''Günaydın Minjun.'' dedi geri çekilirken, ve oğlanın gözüne giren saçlarını geriye doğru ittirdi. ''Nasılsın?''

''İyiyim... Aslında sana Jisung demek istiyorum ama babam hyung demediğim için kızdı bana.''

''O zaman o yokken bana Jisung diyebilirsin, tamam mı?''

''Yaşasın!'' olduğu yerde zıplarken Jisung gülümsemekle yetindi. ''Kreşe gitmeden seni görmek istedim... Eğer bugün işin yoksa çıkışıma sen gelir misin?''

''Minjun! Sana kapıda bekle dememiş miydim?'' Jisung bakışlarını yan bahçeden bağıran adama çevirdi. Basit beyaz tişörtü, gri eşofman altı ve kot ceketiyle o kadar güzel görünüyordu ki bakışlarını ondan çekmek istemedi. ''Günaydın Jisung... Uyandırmadı dimi seni?''

''Günaydın hyung.'' dedi ayağa kalkarken, Minjun hemen adamın bacağına sarıldığında Jisung'un eli otomatikman küçüğün saçlarına gitti ve okşamaya başladı. ''Uyanıktım zaten.''

we need one more daddy! | minsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin