Obsession

obsession/3

Jisoo müdürün odasında ecelli terler ile Taehyung'u bekliyordu. Konuşmalarının üzerinden on beş dakika geçmişti.

Jisoo çıldırmıştı. Kantinde durduk yere bir kadın Taehyung'un yakışıklılığından bahsediyordu. Bu Jisoo'yu çıldırtmıştı.

Taehyung'a yaklaşan,konuşan herkesi dövebilirdi Jisoo. Daha önce yapmıştı,halada yapıyordu. Taehyung ve babası ortak olduğu için birbirlerini sık sık görüyorlardı. Jisoo Taehyung'tan ilk görüşte hoşlanmıştı. Gerçi ondan kim hoşlanmazdı ki. Yakışıklı,zengin,akıllı.. tüm kızların zevkiydi. Ama Jisoo onlardan daha şanslıydı. Babası sayesinde onu daha sık görebiliyordu.

Ve utanmıyordu. Taehyung'a olan aşkını rahat bir şekilde ifade edebilirdi. Çünkü o hayatın bir dizi olmadığını biliyordu. Babasının ve annesinin baskısıyla yapmıştı herşeyi. Bu hayatta kendi isteğiyle sahip olduğu tek şey Taehyung ve gitarıydı. Çoğu zaman şarkı söyler,yazardı. Hatta bazen ailesinin haberi olmadan barlarda konser bile verirdi. Gitar yeteneğinin yanında seside güzeldi. Gençliğinin tadını çıkarıyordu. Daha on dokuz yaşında olmasına rağmen hayatı tanıyordu. Bazen hata yapıyor,bazense doğru yolu tanıyordu. İnsanların sözleri hiçbir zaman onun derdi olmamıştı. O nasıl isterse o şekilde yaşardı. Şarkı söylemek onu mutlu ediyordu.

Siyah,açık saçlarını geriye doğru atarak koltukta hareketlendi. Müdür bilgisayarından başını kaldırdı.

"Kim gelecek Jisoo?"

"Gelince görürsünüz."

Jisoo müdürden hiç haz etmezdi. O yüzden soğuk konuşuyordu.

Jisoo gözlerini devirdiği sırada kapı açıldı.

İçeri uzun boylu,esmer tenli ve siyah saçlı bir adam girdi. Siyah gömleği ve pantolonu içinde harika gözüküyordu. Gelen Kim Taehyung'tu. Kore'nin en büyük şirketinin CEO'su. Zengin ve küstahtı. Bu genlerden geliyordu.

Jisoo onu görünce içi rahatladı ve ayağa kalktı.

"Sonunda geldin!"

Jisoo bıkkınlıkla konuştuğunda müdür çoktan ayağa kalkarak önünü iliklemişti.

"Bay Kim şeref verdiniz efendim."

"Merhaba,büyüğünü çağıracak kadar durum nedir?"

Jisoo ağzını açacakken Taehyung onu gözleriyle susrurup müdüre döndü.

"Jisoo son zamanlarda kavga çıkartıyor ve çoğu kız bunlardan etkileniyor. Ama son olayda işler çığrından çıktı. Burslu bir kızın saçına sakız yapıştırıp,tişörtüne 'ben bir sürtüğüm'yazmış."

Taehyung bıkkınlıkla nefes verip gözlerini Jisoo'nun üzerinde gezdirdi.

Taehyung Jisoo'nun hislerine karşılık vermek istemiyordu. Ona karşı birşey hissetmiyor,içinde ki dürtüye karşı koymaya çalışıyordu. O her zaman en iyiydi. Ve her zaman öyle olacaktı. Hayatına hiçbir zaman bir kadın almamıştı. İşine aşıktı,ve her zaman öyle olacaktı. Ama ilk defa aklı karışmıştı. Ona abi demesi gereken yaşta olan birisi onun aklını karıştırmıştı. Ve o bundan memnun değildi.

"Kız burslu demiştiniz değil mi? Bundan sonra ki tüm eğitim masraflarını karşılamak istiyorum. Bu mevzuda bu kadar uzamasın siz kendisiyle konuşup bana bildirirsiniz."

"Peki efendim."

Taehyung Jisoo'ya gözleriyle kapıyı işaret ettiğinde Jisoo ayağa kalktı.

"İyi günler hocam!"

"Sanada Jisoo."

Taehyung tekrar başıyla selam verip Jisoo'nun peşinden ilerledi. Kapıdan çıktığında duvara yaslanmış olan Jisoo'yu gördü.

"Teşekkür ederim bebeğim."

"Ortalıkta sapan saçma konuşma. Birdaha böyle birşey olursa asla acımam."

Jisoo Taehyung'un bileğinden yakalayıp onu duvara yaslanmış olan bedeninin önüne çekti. Kollarını boynuna doladı.

"Acıma. Öperken,tenimi morartırken acıma bana."

Taehyung kendini geri çekti ve birkaç adım geri gitti.

"Al çantanı seni eve bırakayım."

Jisoo kafasını onaylar anlamda sallayarak sınıfına yürüdü.

"Sikiyim abi!"

Jisoo çantasını alarak Taehyung'un yanına ilerledi. Cebinde olan elini çıraktıp ellerini birleştirdi.

"Ne yapıyorsun?!"

"Yemin ederim biri daha sana istekle bakarsa elimde kalır. O yüzden başının bağlı olduğunu anlasınlar."

Taehyung bıkkınlıkla nefes verdi. Ama Jisoo ona aldırmadan gülümsedi.

"Cidden ruh sağlığın sıkıntılı!"

"Ruhumun ilacı sende,gel iyileştir beni annemin damadı!!"

---------------------

Merhaba aşkolarr sizi öpüyorum. Bir daha ki bölüm texting!!