-11-

7.3K 596 271
                                    

Sevgili günlük,
Bazen bir omega olsam ve Jungkook sevgilim olsa nasıl bir hayatım olurdu diye düşünüyorum. Aklıma tek bir kötü şey bile gelmiyor. Hep çok mutlu olurdum, mutluluktan dolu olacağı için hep parıldardı gözlerim.

Kokusuyla uyur, kokusuyla uyanırdım. Elleri çok güzel ama bana bir kere bile sevgi ile dokunmadı. Bir kez vurmak için dokundu, bir kez de ben tuttum o güzelim elleri. Oysa hakkım olsa parmak uçlarını öperdim...

- - -

Taehyung içindeki korkuyu bastırmaya çalışarak çaldı kapı zilini. Bu, belki de Jungkook ile son görüşmesi olacaktı. Belki yine dövecekti kendisini.

Dayak yemekten korkmuyordu Taehyung. Zaten sürekli yaşadığı bir gerçekti bu. Ama nedense Jungkook kendisine vursa -ki daha önce yapmıştı- bir daha hiç iyileşemezdi.

Ondan gelen her şey 10 kat daha çok etkiliyordu Taehyung'u. Öte yandan Jungkook söz vermişti, sarılacağız demişti. En azından bir kez olsun bu hissi yaşamak istiyordu Taehyung.

O bunları düşünürken kapı açıldı. Jungkook altında geniş siyah şortu ve üstünde beyaz salaş tshirtü ile karşısındaydı şimdi. Duş almıştı, saçları ıslaktı ve mis gibi koktuğuna emindi Taehyung.

"İçeri gelsene" hafifçe kenara kaydı alfanın geçebilmesi için. Taehyung korkak adımlarla içeri girdi.  "Aslında gelmeme gerek yoktu, ben çok kalmayacağım hemen sarılıp giderim" Taehyung rahatsızlık vermek istemezmiş gibi bir sesle konuştuğunda Jungkook kolundan tuttuğu gibi kendine çekti minik bedenini.

Büyük olan kollarını sımsıkı dolamıştı alfanın beline. Taehyung da çekingenlikle sardı kollarını iri olan alfaya. Tahminleri doğruydu, mis gibi kokuyordu Jungkook. Başını iyice göğsüne doğru gömdü, derin derin nefesler almaya çalıştı kokusunu olabildiğince çok çekebilmek için içine.

Gözyaşlarının aktığının farkında bile değildi Taehyung. Jungkook'a veda etmeye çalışıyordu kendi içinde. Yine farkında olmaksızın burnunu çektiğinde Jungkook bunu duyar duymaz kendinden uzaklaştırdı onu.

"Ağlıyor musun ?" alfanın sorusuyla kendine geldi Taehyung. "B-ben özür dilerim, g-gidiyorum şimdi hemen" alfanın kollarının arasından kurtulup kapıya yönelmekti niyeti ama tekrar sarmalanıverdi Jungkook'un bedeni tarafından.

"Taehyung ben sözümü tuttum bak sarılıyoruz, sen de okuldan ayrılmayacaksın tamam mı" Taehyung alfanın neden kalmasını istediğini anlamıyordu. Kendisinden dövecek kadar nefret ediyorsa neden gitme diyordu.

"Neden ki" kısıkça çıktı sesi yüzünün yarısı alfanın göğsüne gömülmüş olduğundan. Jungkook başını eğip alfanın saçlarına bir öpücük kondurdu. "Alıştım ben sana, özlerim. Hem okulun bitmesine sadece 2-3 ay kaldı."

Taehyung hem saçlarında hissettiği öpücükle, hem de duyduğu sözlerle daha fazla dayanamadı ve hüngür hüngür ağlamaya başladı. Jungkook daha da sıkı sarıldı ona acısını dindirmek ister gibi. 

"Taehyung" derin bir sesle seslendi alfa. "Hım"

"Feromon salsana" alfa duyduğu istekle şok olmuştu. "Ne"

"Duydun işte alfa, feromonlarının kokusunu güzel bulduğumu itiraf etmiştim zaten. Azıcık salgılasana."

"Alfan kızmıyor mu peki" merakla sordu Taehyung. Kendisi Jungkook'tan önce başka bir alfayla olmamıştı. Bu yüzden alfalar böyle şeylere ne tepki gösterir hiç bilmiyordu.

"Kızamıyor çünkü kokunu aldığımda alfamı baskılıyorum hemen."

"Anladımm tamam o zaman" Taehyung'un tatlı çıkan sesiyle gülümsedi Jungkook. Alfasını bastırdı ve feromon salgılamaya başlayan Taehyung'un saçlarının arasına gömdü kendini yine.

Letters to Impossible | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin