"geç kaldığım için özür dilerim.""biraz sorumluluk al, bir de solo çıkış yapmak istiyorum diyorsun mingi."
"sen karışma bu işe changmin."
"sakin olun, kavga ettiğiniz zaman çok üzülüyorum. birazdan sizi dinlemek için QW şirketinden kim taeyeon gelecek."
"chaewon da olmasa ne yapardık, iyi ki varsın biricik menajerimiz."
"teşekkürler teşekkürler." dedi chaewon eğilerek.
chaewon mingi ile changmin'in atışmalarından şikayetçiydi. onlar ne zaman kavga etse ağlamak istiyordu.
"hoş geldiniz."
"hoş buldum çocuklar, oturun. isterseniz hemen çalmaya başlayabilirsiniz."
mingi, changmin ile çalmayı seviyordu fakat başkasının önünde onunla çaldığı zaman ilginin kendi üzerinden gitmesini istemiyordu. ilgi hep onda olmalıydı.
mingi gitarını eline aldı, changmin'e baktı ve onun da hazır olduğunu görünce onay verdi ve çalmaya başladı ve ondan sonra da söylemeye.
Where have you been?
Neredeydin?
Do you know when you're coming back?
Ne zaman geleceğini biliyor musun?
'Cause since you've been gone
Çünkü gittiğinden beriI've got along but I've been sad
Biraz alıştım fakat üzgündüm
I tried to put it out for you to get
Almanı istediğim için denedim
Could've, should've, but you never did
Yapabilirdin, yapmalıydın fakat asla yapmadın
Wish you wanted it a little bit
Dilemeni istedim biraz
More but it's a chore for you to give
Daha fazla fakat bu bir iş sana vermek için
Where have you been?
Neredeydin?
Do you know if you're coming back?
Geri dönüp gelmeyeceğini biliyor musun?
We were too close to the stars
Yıldızlara çok yakındık
I never knew somebody like you, somebody
Sen tanıdıklarıma benzemezdin, tanıdıklarıma
Falling just as hard
Düşmek de çok zor
I'd rather lose somebody, than use somebody
Birisini kaybetmeyi kullanmaya tercih ederim
Maybe it's a blessing in disguise
Belki bu kaybolmanın bir nimetidir
(I sold my soul for you)
(Ruhumu senin için sattım)
I see my reflection in your eyes
Gözlerindeki yansımamı görüyorumreflections - the neighborhood
"mingi, neden daha önce changmin ile birlikte çalmadın?"
"sadece temel olarak biliyor."
"temel mi? gitar ile alakası olmayan bile çok iyi çaldığını anlar."
"tek başıma çıkış yapacağım, changmin ile değil."
"tamam sen bilirsin ama bu sadece bir öneri. ayrıca çalarken seyirciler ile göz teması kur, öyle daha etkileyici olur."
"mingi seyirci ile etkileşim konusunda gayet iyidir, fakat bugün biraz durgun. bu yüzden böyle." diyerek atladı chaewon.
"umarım öyledir. ayrıca mingi bugün performansın öncekine sefere göre de biraz düşük gibiydi. geliştirmek için ayna karşısında pratik yap, sana yardımcı olur."
"bugün biraz yorgunum da... ondan kaynaklıdır.
"anladım. ben gidiyorum. bir sonraki sefere daha iyisini bekliyorum çocuklar." taeyeon'un çıkması ile mingi gözlerimin devirdi.
"bu kadın neden anlamıyor? tek başıma çıkış yapacağımız diyorum ona."
"tamam tek başına çıkış yapacaksın, anladık. ama asla beni küçük görme mingi."
"seni küçük mü görüyorum?"
"fark etmedin mi gerçekten? ben olmasam şu anki kadar rahat çalamazdın. sana bu konuda ben destek oldum ama yaptığın şeye bak, beni küçük görüyorsun. nankör birisin mingi."
"benim hakkımda söylediğin şeyler konusunda dikkatli ol changmin."
"seninle kötü konuşmak sevmediğim bir şey fakat sen çok değiştin. biraz ilgi gördükten sonra bir yerlerin kalktı. chaewon'u unuttun, beni unuttun. sadece kendini düşündün. biz senin için çabalarken hem de. çok değiştin mingi."
chaewon'un gözleri dolmuştu. o ikisinin eskisi gibi iyi anlaştığı zamanların geri dönmesini istiyordu. fakat bu pek mümkün olacak gibi gelmiyordu.
"çocuklar... sakin olun." fakat chaewon'un söyledikleri hiçbir işe yaramadı.
ikisi de müzik odasından çıktı ve chaewon'u orada bıraktılar. yalnız kalması ile chaewon'un göz yaşları akmaya başladı. düzeni sağlamak istiyordu ama bozuluyor idi. onun için değerli olan iki arkadaşını kaybetmek istemiyordu.
♬
mingi, changmin'in söylediklerini düşündü, gerçekten değişmiş miydi? bunu düşünmek istiyordu fakat düşünecek enerjisi yoktu. son zamanlarda hem mental olarak hem de fiziksel olarak yorgun hissediyordu. bir an önce eve gidip uyumak istiyordu.
mingi, artık ezberlemiş olduğu sokaklara baktı. hepsi farklıydı ve hepsinin farklı bir hikâyesi vardı. tıpkı insanlar gibi...
sonunda eve vardı. anahtarını çıkardı ve kapıyı açtı. içeride kimse yoktu, her zamanki gibi, annesi ve babası yine gitmişlerdi. onu çok önemsemezlerdi zaten. onlar için sadece yük ve para yiyici olmuştu. mutfağa girip bir şeyler yedikten sonra en sevdiği yer olan odasına girdi.
odaya girdiğinde ilk gördüğü şey yansıması oldu. aynasını kapıyı görecek şekilde yerleştirdiği içindi. aynayı görünce aklına taeyeon'un söylediği şey geldi; "aynaya karşısında pratik yap." mingi bunun işe yarayıp yaramayacağı konusunda şüphe duyuyordu ama denemekten ne zarar gelirdi ki?
chaewon seyirci ile etkileşim konusunda yalan söylemişti, bu konuda berbattı. bu da anne ve babasından kaynaklıydı. onlara küçükken ne zaman şarkı söylese berbat bir sesi olduğunu ve asla şarkıcı olamayacağını söylerlerdi. mingi, ne zaman anne ve babasına şarkı söylese onlara asla bakmadı, bu alışkanlık yüzünden sahnede olduğu zaman diğer insanlara da bakamadığının farkına vardı. geçmiş geleceği de etkiler.
mingi aynanın karşısına geçti, eline gitarını aldı ve çalmaya başladı. aynaya, kendine, bakarak çaldı. kendine bakmanın ne kadar garip hissettirdiğini düşündü, biraz ürkütücü idi.
mingi uzun süredir çalıyordu ve alışmıştı da. tam şarkıyı söylemeye başlayacağı an ışıklar yanıp sönmeye ve ayna da sallanmaya başladı.
mingi o an çok korktu ve ne yapacağı konusunda bir fikri de yoktu. sonra aynaya baktığında kendi yansıması yerine başka bir çocuk vardı. ve o çocuk elinde bir silah taşıyordu. sonrasında ona bakarak:
"seni öldüreceğim, hepinizi öldüreceğim." dedi.
mingi ne yaşadğını anlamaya çalıştı fakat bu çok zordu. çok da korkuyordu. daha fazla dayanamayıp aynanın üstünü kapattı, birkaç kıyafet ve telefonunu alıp evden koşarak çıktı. bu gece kesinlikle otelde kalacaktı.
__________________
ilk fan fiction'ım diyebilirim of
okunur mu onu bile bilmiyorum ama deniyoruz işte
iyi okumalar 🤍✨

ŞİMDİ OKUDUĞUN
face in the mirror :: yungi
Fanfictionbir gün aynanızda hiç tanımadığınız birini görseniz ne yapardınız?