bir akşam adal izlerken aklıma gelen üstüne çok düşünülmemis bir kurgu.
♡♡♡♡♡♡♡♡
Unknown: Sana bir şey söyleyeyim mi?
Unknown: Büyük ihtimalle engelleyeceksin ama olsun
Unknown: Seni seviyorum Doğukan
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Doğukan: :) Doğukan: Bir daha sesli mesaj atsana Bilinmeyen: Efendim? Doğukan: Bir daha sesli mesaj at diyorum Bilinmeyen: Aman tanrım Bilinmeyen:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bilinmeyen: Sen benim sesimi duyuyorsun ama ben senin sesini duyamıyorum Bilinmeyen: Haksızlık oluyor sende at Bilinmeyen: :( Doğukan kişisinden gelen sesli arama...
★★★★★★★★★★
"AAAAAAAA!" Gelen aramayla telefonu yatağa attım. Elvin hemen odama geldi. Son grup meselesinden sonra Arda'dan bize bahsetmediği için bi güzel ağzına sıçmıştım. "Noldu?!" "ARIYOR! DOĞU ARIYOR!" Elvin bana bakıp 'Salak bu' bakışlarından yaptı ve telefonumu alıp açtı. Bense aynı anda sinir krizi geçirerek hem ona sayıyor hem de telefona ulaşmaya çalışıyordum. "Merhaba. Evet o değilim, ben Elvin gruptan. Hı hı. Ama açamıyor." O konuşurken bense telefonu almaya çalışıyordum, neden mi? Çünkü Elvin benim iki katım! "Neden mi açamıyor? Çünkü uta-" o lafını tamamlamadan telefonu almıştım. Hattın öbür ucundan sesi geldi. "Elvin? Orada mısın? Eeee bilinmeyen?" "Buyrun benim." dedim aniden .Elvin göz kırpıp odadan çıkmadan ona bir terliğimi atmıştım ama isabet etmemişti. Kapıyı kapatmadan önce dil çıkardı. "Ah, merhaba." Buradan bile güldüğünü anlayabiliyordum. Sırıttım. "Selam." "Neden telefonu Elvin açtı?" Yatağımda bağdaş kurmuş açık olan fotoğraf albümüne bakıyordum. "Doğrusu bir anda arayınca korktum, Elvin açmak zorunda kaldı." "Anladım." Dedi gülerek. "Eeee nasılsın?"
Güldüm ve baş ucumdaki annemin resmine baktım. "Eh işte. Sen nasılsın?" "Ben iyiyim... Sen neden 'eh işte' sin?" İçimden 'deja vu' derken gülümsemem yayıldı. "Annemi özlüyorum." Geçmiş hâlâ üstümde bir yük ve yaraydı benim için. Dört ay sonra onsuz geçen 5.yılım olacaktı. "O şey mi... Şey işte..." "Evet. Ölü." "Üzüldüm." Dedi. Bende hâlâ albüme bakıyordum. Doğukan ile olan fotoğrafımıza... "Hobin falan var mı? Sen benim hakkımda her şeyi bilince konuşmak garip oluyor." Kıkırdadım ve sırtımı yatağa yasladım. "Hobim Adal videoları izlemek ve kendisini stalklamak." "Ciddi sormuştum ama neyse... Sen beni mi stalklıyorsun?" Birkaç adım sesi geldi. "Hmmm. Apartmanın önü gayet normal." Güldüm. "Mesela dün Starbucks'ta kahve içiyordun." Bir süre sessizlik oldu. "Nereden biliyorsun diye sorsam? Yoksa orada mıydın?" "Keşke... Melike seni görmüş." "Bir an beni takip ettin sandım." "İstersem ederim." dedim umursamazca. Karşı taraftan bir öksürük sesi geldi. Sanki içtiği birşey boğazında kalmıştı. "Eh, yapmadığım bir şey değil."