autoritaire| taennie

4

  Bugün Jisooyla bahçeye çıktıktan sonra o ne kadar ısrar etse de bir sonraki derslere girmemiş okuldan kaçmıştım. Şimdi de yatağıma uzanmış telefonumla ilgileniyordum.

Soo <3

Okuldan kacip
Nerelerde
Sürttün
Jennie
???

Parka gidip
Kücük cocuklar icin olan
Oyuncaklara bindim
Sonra
Anneleri geldi
sen büyüksün kizim
Biraz da o binsin dimi ablasi
dedi
ben de dedim
yok
sonra kavga ettik
cocuk agladi
sümükleri falan akti
cok igrencti ua
söyle veletleri görünce
anne olma hevesim
kaciyo

süzme salaksin sen cidden

ben de seni seviyorum 🥰
o degil de
sen lisa ya da chaeyle konustun mu

lisaya hem mesaj attim hem aradim
ama cevap yok ikisine de
zaten okula gelmedi
chaeyle de konusmadim

anladim
[Soo<3, mesajı beğendi]

Telefon ekranını kilitleyip sandalyemin üzerindeki hırkamı üzerime geçirdim. Telefonu cebime atıp odamdan çıktım. Lisaya bakmak istiyordum. Salonun önünden geçerken annemin sesiyle irkildim.

"Nereye bu saatte?" dedi ters bir şekilde. Duvardaki saatte baktım. "Saat daha sekiz?" dedim aynı şekilde.

"Nereye dedim saati sormadım." diye üsteleyince "Arkadaşımla buluşacağım, oldu mu?" dedim nefes vererek. "Buluş tabii buluş. Salondaki annenin yanına bile gelme ama akşamları arkadaşlarınla dışarda sürt." diye ayaklandı birden.

"Sana karşı saygımı bozmak istemiyorum. Aynı şeyi keşke sen de denesen!"

"Şuna bak! Nankör orospu! Kır dizini otur evde!"

Son dedikleri o kadar sinirime dokundu ki artık dayanamayıp "Ben miyim orospu olan? Ben miyim zengin adamları ayartmaya çalışmaktan eve gelmeyen, yattığı adamın oğlu tarafından basılıp kızını okulda rezil eden? Evet en büyük orospu benim, rol modelim de sensin 'anne'. " diye bağırıp hızla salondan çıktım.

Basamakları kaçar kaçar indiğimi bilmiyorum ama kendimi bir an önce apartmandan dışarı attım.

Telefonumu çıkarıp rehberden Lisayı aradım. Açmadı. Tekrar aradım. Açmadı.

En sonunda pes edip telefonu kapattım. Karşı apartmana ilerleyip bu sefer de zillerine abandım. Üç çalışın sonunda diyafondan Lisa'nın sesini duydum. "Ne var anasını satayım?" diye bağırıp kapıyı açtı. Gülümseyip içeri girdim.

2. kata ulaştığımda Lisa beni kapıda ıslak saçları ve pijamalarıyla karşıladı.

"Salak mısın kızım sen? Bok var üç kere zili çalıyosun. Öncesinde de iki kere aramışsın. Tacizci köpek duştaydım duşta!" dedi sahte sinirle. O sırada ayakkabılarımı çıkamıyordum.

"Hoşbuldum canımın içi ben de seni özledim. Ne iyi ettim de geldim." derken içeri girip kapıyı kapattım.

"Buyur gel içeri." dedi abartılı bir şekilde göz devirerek.

Beraber salona geçip L koltuğa yayıldık. "Jisoo da aramış, mesaj yazmış açmamışsın. Bugün gruptaki olay yüzünden depresyona girdin zannettik, korktuk." dedim.

"Annem kimyadan kaldığımı öğrenince telefonuma el koydu. Ama babamla iş yemeğine gidince evde tek kalıyorum diye geri verdi. Hem neden depresyona gireyim ki Chae malı yüzünden. Onun kaybı." diye açıkladı ve devam etti.

"Hem bizim sınıfa yeni gelen çocuk taş gibi. Onu kesiyorum artık."

"Artık?"

"Son altı saattir."

"Kızım, sen bugün okula gelmedin ki?" dedim.

Koltukta dizlerinin üzerine kalkıp arkamızdaki pencerenin perdesini açtı.

"Bak! Çocuk bizim karşı komşumuzmuş Nini!Şu kaslara, gitarı tutuşuna bak!"

Çocuğu görür görmez gözlerim açıldı. Taehyung'un en yakın arkadaşı Jungkooktu.

Perdeyi kapattım. "Saçmalama Lisa. Taehyung'un en yakın arkadaşı bu!"

"Tamam biliyorum ama belki bu, onun gibi değildir."

Ona anlamaz gözlerle bakmaya devam ettim.

"Hem çocuğa yazdım ben konuştuk falan."

"ALTI SAATTİR KESTİĞİN ÇOCUĞA MI YAZDIN?"

"Ne var? Ayrıca gayet kibar ve nazik. İt Taehyungla hiçbir alakası yok. Sen de bul artık birini kızım."

"Off saçmalama yine."

"Ay evet bak aklıma ne geldi! Gir instaya, aç bi fake hesap. Rastgele birine yaz."

"Lisa git başımdan, olmaz."

"Of Jennie çok sıkıcısın ya. Hiç eğlenmeyi bilmiyosun."

"Ben mi eğlenmeyi bilmiyorum?"

"Evet."

"Tamam ulan yapalım hadi."