Komutanım, kitabındaki Umut'un babalarını konu alıyor ama o kitabı okumak zorunda değilsiniz...
---
Yeni okulunda ikinci günüydü turuncu saçlı çocuğun ve o daha ikinci günden geç kalmıştı derse. Okulundaki programda görevli olan öğretmenlerden birineydi ilk dersi, bu sebeple yok yazılmamıştı. Nefes nefese yerine geçip gürültülü sınıfa göz attı, herkes kendi kafasındaydı. Büyük ihtimalle ikinci derste de olmayacaktı edebiyatçı. Bu duruma içinden şükrederken çantasını çıkarıp kenara astı ve çoktan samimileştiği arkadaş grubuyla sohbet etmeye başladı. Geldiği ilk gün aralarına almıştı bu çocuklar onu, sanki yıllardır beraberlermiş gibi yakınlardı şimdi. Yanlış saymadıysa 8 kişi vardı grupta, kendisiyle beraber de 9. Osmanlı ordusu gibi geziyorlardı koridorda.
İki tane sırayı orta en arkaya taşıyıp orayı sekizlediler ve kalan sohbetlerine devam ettiler. Hepsinin birden ortak noktası olan tek şey futboldu, konu ister istemez oraya çekiliyordu sürekli. Ara ara fazla gürültülü oldukları için sınıftaki bazı kızların kötü bakışlarına maruz kalıyorlardı ama pek de umursadıkları söylenemezdi.
Birkaç dakika sonra grubun babası sayılabilecek Uğur ayağa kalktı ve turuncu saçlı çocuğa baktı. O ikisi tuhaf bir şekilde diğerlerine göre daha yakınlardı, kafaları daha çok uyuşuyordu.
"Tuvalete gidiyorum, gelsene benle."
Anıl kafasını sallayarak ayağa kalkınca ikili aceleci olmayan tavırlarla çıktılar sınıftan. İki tane tuvalet gezip de peçete bulamayınca küfür ede ede 12. Sınıfların katına çıktılar, kendileri 11'di. Tahmin ettikleri gibi burada peçete vardı.
Uğur çabucak işini hallederken Anıl da saçlarına şekil vermeye çalışıyordu. Sabah evden alelacele çıktığı için karman çormandı turuncu tutamlar, hep birbirine girmişlerdi.
O sıkıntılı bir şekilde aynaya bakarken kapı aniden sertçe açılmıştı. Kendisi tam kapının arkasında olduğu için de iyi bir darbe yemişti. Anlık sinirle dişleri arasından bir küfür savurup havada duran kolunu tuttu ve gelen kişiye baktı.
Siyah, fön çekildiği belli olan saçları vardı kapıyı açan çocuğun. Üstüne kot bir ceket, altına da kot bir pantolon giyinmişti. Ağzındaki çubuktan anlaşıldığı üzere lolipop yiyordu ve çok umursamaz görünüyordu. Öyle ki özür bile dilememişti Anıl'dan. Bunun getirisinin ne olacağını bilmiyordu tabii...
"Yavaş açsana kapıyı amına koyayım."
Sanki yeni fark etmiş gibi yerdeki bakışlarını kaldırıp kendisinden oldukça kısa olan çocuğa baktı Poyraz, kaşları çatıldı. Ne kadar bozuk bir ağzı vardı bu turuncu kafanın böyle.
"Sen ne dikiliyorsun kapının arkasında puşt?"
Eh... Kendisinin de ağzı pek terbiyeli sayılmazdı.
Onun özür dilemesini bekleyen Anıl, duyduğu hakaret ile dumura uğramıştı. Kendine geldiğinde gözlerini sinirle irileştirdi ve öne doğru bir adım attı, kafasını epey bir kaldırması gerekiyordu karşısındakine bakmak için. Yumruk yaptığı elini kaldırdı hesap sorar gibi.
"Sen kime puşt diyorsun..." Peşine söyleyecek küfür aradığı için duraksadı kısa bir süre. "adi herif? Hem kapıyı öküz gibi açıyorsun hem de özür dilemiyorsun."
Poyraz kafasını eğip turuncu saçlıya doğru bir adım atınca zaten yakın oldukları için gerilemişti çocuk. Bir adım daha attı, bir adım daha geriledi. Böyle böyle birkaç adımda duvara ulaştıklarında oldukça sert bir şekilde duvara dayamıştı kolunu siyah saçlı olan. Biraz daha eğilip kaşlarını kaldırdı ve tane tane konuştu.
"Benim sabrımı sınama." Turuncudan duyduğu alaylı gülüş ile boştaki elini kullanarak lolipopu ağzından çıkardı dilini dişlerinde gezdirip devam etti. "Yenisin belli, tanısaydın beni ağzını bile açamazdın şu an."
Anıl bu sefer açık açık kahkaha attığında gerçekten sinirlenmişti Poyraz. Doğruldu ve kendisine küçümser gibi bakan çocuğa aynı bakışları attı. Uğur ise dikkatli bir şekilde ikiliyi dinliyordu kabinde, bir çekirdeği eksikti.
Anıl karşısındaki çocuğu göğsünden ittirip kendine alan açtıktan sonra başını dikleştirdi, 'kaşınıyor bu' diye geçirdi aklından. Bundan önceki okulundan beş öğrenciyi aynı anda dövdüğü için ayrılmıştı. Aslında disipline gitmesi ve atılması gerekiyordu ama hem çok başarılı hem de çok zengin olduğu için kendisi ayrılmış gibi göstermişlerdi. Bir şey değişmeyecekti, bu okulundan atılacaktı büyük ihtimalle. Hatta hapse bile girebilirdi çünkü mezun olmadan karşısında duran uzun çocuğu öldüreceğine emindi.
"Hadi ya..." Gülen suratını soldurup tiksintiye çevirdi. "Asıl sen benim kim olduğumu bilmiyorsun. Eğer bir daha bana laf atmaya kalkarsan olacaklardan sorumlu olmam."
Poyraz göğsüne anca gelen çocuğa bakarken gülecek gibi oldu. Sinirliydi, hatta çok sinirliydi ama buna sebep olan çocuk gözüne tatlı gelmişti birden. Çattığı ufak kaşları, birbirine girmiş saçları ve sinirden kızarmış yanaklarıyla gerçekten tatlı olabilirdi.
"Anladın mı it?"
Olmazdı belki de.
Sabır çeker gibi kafasını iki yana salladıktan sonra arkasını döndü ve kendi saçları ile ilgilendi. Yalandan olduğu belli olacak şekilde "He he." Demeyi de ihmal etmemişti.
Anıl ise bu umursamazlık karşısında kudurmak üzereydi. Hızlıca çocuğun yanına yürüyüp dibine girdi ve "Beni geçiştirme!" Diye cırladı.
Poyraz ona side eye bakışı atıp cevap vermeden aynaya bakmaya devam etmişti. Az çok görebiliyordu turuncu kafanın hareketlerini, çocuğun yüzünde bariz bir sinir vardı bu dudaklarının kıvrılmasına sebep olmuştu.
Uğur sonunda kabinden çıkıp merakla kimin tuvalete girdiğine baktığında kalakalmıştı. Bu, onların grubunun resmen taptığı çocuktu. Dibinden ayrılmazlardı gördüklerinde. Sürekli mantıklı veya mantıksız sorular sorarlardı. Sadece onlar da değildi, neredeyse bütün okul çok severdi onu.
Şaşkınlık içinde "Poyraz abi?" Dediğinde ikilinin bakışları ona döndü. Aslında abi demelik bir durum yoktu ama isterse yaşıt olsunlardı, Poyraz onlar için abiydi.
Gerçi, Uğur için yeri oldukça ayrıydı. Ne de olsa Poyraz'ın en yakın arkadaşına aşıktı. Belki de Anıl ile beraber olurlarsa hem Poyraz'a hem de arkadaşına yakın olabilirdi!
Ve hatta... Direkt o ikisinin arasını yapsa çok daha mükemmel sonuçlar doğardı.
---
Şey
Bu Uğur, Umut'un gerçek babası olan...Ehe
Kapak*
Öptüm siziii
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Baş Belası|| Gay
General FictionOkula yeni gelen öğrenci, okulun popüler çocuğuna göre tam bir baş belasıdır... °bxb °komedi °bebek içerir