"Geç hadi, geç. Git üzerini değiştir hatta bir duş al. O elindeki ne?"
Kageyama elindeki poşeti Hinata'nın eline tutuşturup odasına yöneldi "Yachi gönderdi. Kek ve kurabiye var içinde ve seni de bol bol öpüyormuş."
Hinata poşeti aralayarak içindeki saklama kaplarına göz gezdirdi. Ardından hızlı adımlarla mutfağa gidip poşeti masaya bıraktı. Çıkmak için henüz bir adım atmışken geri dönüp saklama kaplarını çıkardı. Poşeti çöpe atıp kapları üst üste bıraktı.
Bu sefer banyoya gidip, muhtemelen misafirler için olan, saç havlularından birini kapıp Kageyama'nın odasına gitti. Kapıyı bir kere tıklatıp beklemeden içeri girdi. Kageyama tişörtünü giymek üzereyken onu durdurdu "Beklesene, ilk saçını kurula."
Kageyama'ya birkaç adım daha yaklaşıp elindeki havluyu uzattı. Kageyama bir süre havluya baktıktan sonra gülümseyerek Hinata'ya döndü "Çok yorgunum, sen yap."
Hinata iç çekerek yatağa yaklaşıp tam önünde durdu "Hasta olma diye yapıyorum. Bacaklarını aç."
Kageyama dediğin yapıp yeniden ona döndü "Ee şimdi ne yapacaksın? Beni yatağa mı atmayı planladın?"
Hinata dizleri yatağın kenarına değecek kadar yaklaştırdıktan sonra havluyu Kageyama'nın kafasına örttü "Tüh ya... Planım nasıl da açığa çıktı. Başını öne eğ biraz."
Kageyama tekrarlamasına izin vermeden dediğini yaptı. Hinata havluyu biraz çekerek ensesini iyice kurulamaya çalıştı "Başını çok ağrıtır böyle kalırsa." Hinata havluyu kulaklarına doğru çektiğinde Kageyama sızlanarak geri çekildi "Acıtıyorsun. Yavaş."
"Genelde hızlı olmasını istemez mi insanlar ya?"
Kageyama gözlerini kısarak yatağa dayadığı elini kaldırıp Hinata'nın omzuna hafifçe vurdu "Dışarıdan bakan birisi kafanın içinin böyle olduğunu asla tahmin edemez biliyor musun?"
"Ne ya? Saçlarının hızlıca kurumasını istemez mi insanlar? Ben bunu kastetmiştim ama sanırım sen yanlış anladın, şimdi kafanı eğ tekrar."
Kageyama bir cevap vermeden dediğini yaptı yine. En sonunda Hinata tatmin olmuş gibiydi ki Kageyama'nın saçlarını, canını acıtmamaya dikkat ederek, tutup başını geriye eğmişti. Şimdiyse Kageyama, Hinata'nın çenesine geliyordu. Kageyama kendini biraz daha geriye yaslayıp Hinata'nın eğilmesine yol açtı.
"Bir şeyler yedin mi?"
Hinata olumsuz anlamda başını salladı "Uyanalı çok olmuyor zaten. Beraber yeriz demiştim. Sen yemiş miydin?"
"Hayır. Ben de beraber yeriz diye yememiştim."
"Nereye gittin sahi?"
"Yachi'nin yanına. Sesi pek iyi gelmiyordu, sen de uyuyordun. Yanında olmam gerekiyor gibi hissettim."
Hinata başını sallayarak havluyu Kageyama'nın önüne düşen saçlarına getirdi "Bayağı yakın arkadaş oldunuz siz de..."
"Ne o? Kıskandın mı yoksa?" Hinata Kageyama'nın sorusunun yarattığı ve anlam veremediği panikle havluyu Kageyama'nın kafasına bastırıp birazının da gözlerinin önüne düşmesini sağladı.
"En yakın arkadaşımın en yakın arkadaşı olmamak üzdü." Cümleyi bitirdiği gibi pişman olmuştu Hinata. En yakın arkadaş demek onu rahatsız etmişti. Kageyama'yı da rahatsız etmiş olacaktı ki yüzündeki gülüşün hafifçe solduğunu yakaladı Hinata.
"Birisi beni tek kalemde silince bana gerçekten destek olmuştu. En yakın mıdır bilmem ama değer verdiğim bir arkadaşım."
Bunun üzerine Hinata bir şey demedi ya da diyemedi. Kendinde konuşacak yüz bulamamıştı. Yeterli olduğunu düşündüğünde havluyu Kageyama'nın başının arkasından geçirip omzuna getirdi ama bırakmadı.
Hinata'nın yaptığı hata yine dönüp dolaşıp bir şeyleri bozmuştu. Yine aynı sancıyı hissediyordu, heyecanlı ama bir o kadar da huzursuzdu. Mavi-gri bir arkaplanı vardı hissettiklerinin ve bu arka planı aydınlatan şey parlak, kırmızı alevlerdi.
Kageyama'nın gözlerime baktığında da gördükleri kısmen aynıydı. Sadece soğuk arka planı geride bırakan alevler kuvvetliydi. Hinata'nın kafasında bulanık olan şeyler Kageyama'da netti. Çok yakın durduklarını düşündü Hinata. Geri çekilmeliyim diye düşünse de milim hareket edemedi. Sanki geriye gitmeye çalıştıkça Kageyama'ya daha da çekiliyormuş gibi hissetmişti.
Dizleri yatağa küçük çukurlar açtığında gözlerini saniyelik yatağa kaydı ardından yeniden Kageyama'ya döndü. Yüzündeki ifade hafifçe kaşlarını çatmasına neden oldu. Korkuyormuş ama yine de geri adım atmıyormuş gibiydi sanki.
Gök gürültüsünün yüksek sesiyle Hinata yerinde sıçradı. Gözleri pencere kayarken doğruldu, Kageyama da onun gibi başını çevirip pencere baktı. Yağmur damlaları sertçe cama çarpmaya başlamıştı "Sanırım korkutucu bir fırtına olacak."
_______________
Hinata daha hicbie sey cozemedi
Daha kendi ic dunyasinda bogusacak ins
Bunu nden yapiyorum? Cunku bazi ficlerimde duygulari fazla isleyemedigimi dusunuyorum mesela pat diye asik olup mutlu oluyolardi ve sanki onlar zaten asikti gibi bir sey oluyo gibi geldi mesela itafushi(görüldü) o kadae ani bitti ki meguminin duygulari havada kaldiSadece duzeltmeye calisiyorum 😔
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Severim. // Kagehina
Fanfiction"Duygularını fark edemedim, seni çok kırdım. Yine de sever misin?"