Suyu kapatıp duşakabinden çıkınca hafifçe titremiş bu yüzden de hızlıca kurulanıp giyinmişti. Kageyama'nın onun için çıkardığı bir diğer havluyu alıp saçlarını bir kat kuruladı.
Duşa girmeden önce lavabonun kenarına bıraktığı telefonunu alıp bildirimlerini baktı hızlıca. Twitter mesajlarına bakarken gözüne yine "en yakın arkadaşının" hesabı çarptı. Tam bir ay öncesinde engellemişti aslında ama mesajları silememişti. Hesabına girip engelini açtı sırf meraktan. Beğendiklerine bakacaktı başka bir aktifliği yoktu zaten onun.
Eskiden estetik bulduğu fotoğrafları beğenirdi sadece o. Hinata da yine aynı tarz şeyler göreceğini düşünmüştü. Ama her kaydırışında içinde bir şeylerin daha koptuğunu hissediyordu. Bir yerden sonra kaydırmayı bıraktı. Devam edemedi çünkü, nasıl bu kadar şey yaptıktan sonra hala kendini haklı görebiliyordu bu kız?
Yavaşça yere çöktü, telefonunu hemen ayaklarının dibine bıraktı. Aldatılmakla ilgili şeyler beğenmişti, üstüne, muhtemelen Hinata için konuştuğu, nankör ve vefasız insanları kaybetmek önemli değildir ya da insanlara hak etmediği değeri vermekle ilgili şeyler beğendiğini görmüştü.
İşaret parmağını dişleri arasına alıp gözleri kapattı sıkıca. Çenesine doğru süzülen birkaç damla yaşı da umursamadı. Bir süre sonra nerede olduğunu hatırlayıp ayağa kalktı. Gözlerini silip soğuk suyla yüzünü yıkadı. Gözleri kızarmıştı bile.
Havluları da toparlayıp banyodan çıktı. Mutfağa girdiğinde çorbaların çoktan geldiğini hatta Kageyama'nın masayı hazırlamış olduğunu gördü.
"Çıkmayacaksın sandım- Bekle, ağladın mı sen?"
Hinata basitçe yalanlamayı düşündü. Ama ağzını açsa da konuşamadı, çenesinin titremesine engel olamadığındandı belki. Belki de sadece Kageyama'ya yalan söylemek istememişti.
Kageyama yeniden bir şeyler söyleyecek gibi görünüyorken Hinata aralarındaki kısa mesafeyi kapatıp kollarını Kageyama'ya doladı. Başını omzuna yaslayıp elinden geldiğince sessiz olmaya çalıştı.
Kageyama ise başta ellerini nereye koyacağını şaşırmış put gibi kalakalmıştı. Yine eski sevgilisi için ağladığını düşünerek kollarını Hinata'nın beline sıkıca sardı. Bu düşünce içinde fırtınalar koparırken bile Hinata'yı itemiyordu. Canı ne kadar yansa da kendini ondan uzak tutamıyordu, kendine en çok kızdığı noktalardan biriydi belki de bu.
Kageyama omzunun ılık gözyaşlarıyla ıslandığını hissetti, gözlerini yavaşça kapatıp burnunu çocuğun saçlarına daldırdı. Ona sarılmayı çok isterdi ve çok severdi Kageyama. Ona hissettirdikleri evet çok tezattı, evet hem onu paramparça ediyordu hem de onu ayakta tutuyordu ama elinden bu konuda ne gelebilirdi ki? Ne hissedeceğini kendi seçemezdi sonuçta.
"Anlatmak ister misin?"
Bir elini Hinata'nın saçlarına çıkarmış okşarken Hinata kollarını daha da sıkılaştırdı "Beğendiği tivitleri gördüm... Her şeyi geçtim o benim en yakın arkadaşlarımdandı. Bunu nasıl yaptı onu da geçtim. Nasıl günün sonunda ben haksız oldum?"
Kageyama aniden Hinata'yı kendinden ayırıp yüzüne şaşırmış bir ifadeyle baktı "Sen haksız değilsin. Kimse bunu savunmuyor. Böyle düşünerek kendini üzme."
Henüz akmakta olan birkaç damla gözyaşını yarıda karşıladı "Ya da savunan varsa bile, kimse yanında olmasa bile ben olacağım. Tamam mı?"
Onay beklermiş gibi baktı bir süre Kageyama ardından Hinata yüzünü hafifçe yere eğip başını salladı. Kageyama buna hafifçe gülümsedi, ağladığında çirkin olduğunu söyler saklamaya çalışırdı hep çünkü.
"Biraz uyu, hm? Daha sonra da yemek yiyebiliriz."
_______________
Hinata hani unutmustuk ya biz
Bugun bi bolum daha atarim sanieim
Saglicakla kalin dostlar
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Severim. // Kagehina
Fanfikce"Duygularını fark edemedim, seni çok kırdım. Yine de sever misin?"