CHAPTER THREE

142 25 3
                                    




bundan sonra bu şekilde yazacağım bir ya da iki bölüm daha var, sonunda asıl olay akışına başlayabileceğim.

iyi okumalar <3

e l o i s e  &  s i r i u s
•┈┈┈••✦ ✦••┈┈┈•

    kazadan bir buçuk ay önce.

     "NE ZAMAN EVLENİYORSUN?"  Eloise yaşlı kadının suratına bakarken içinden onlarca farklı cevap geçirdi ancak ağzını açtığında söyledikleriyle düşündükleri uyuşmuyordu. "Henüz düşünmüyorum." diyerek nazikçe gülümsedi.

"Neredeyse yirmi bir değil misin? Bak arkadaşların çocuk bile yaptı." Karşısındaki kadın bu yaşında dul olmasına rağmen ettiği kelimelere dikkat etmemesi gülünçtü, biraz daha zorlarsa kibarlığı bir kenara bırakıp aklından geçenleri söylemek zorunda kalacaktı. Ağzı sahte gülümsemesinden ağrımaya başladığı sırada arkadan başka bir ses duyuldu. "Onu alacak adam henüz doğmadı."

Başını çevirip Sirius'a baktı ve tüm nezaketini silkeleyerek göz devirdi. "Senin gibi her gece başkasını mı becereyim?" Karşısındaki teyze hafif bir şaşkınlık nidasıyla elini ağzına götürdü ve söylenerek uzaklaştı. Neyse ki Lily'nin yeni komşularından biriydi, yani onu tekrar göreceğini sanmıyordu.

Sirius dudaklarında alaycı bir sırıtışla etrafında döndü. "Lafların o kadar pis ki teyzeleri korkutup kaçırıyorsun."

Eloise elindeki punçtan bir yudum daha alıp bıkkın bir nefes verdi. "Gelmesinler zaten."

Kolunu kapının kenarına yaslayarak durdu. "E ama haklı değil mi? Senin gibi uslu ve tatlı bir kızın şimdiye kadar nişanlısının olması gerekirdi."

Lily'nin yeni ev partisini mahvetmek istemediğinden onu geçiştirmeye çalıştı. Eğer üzerine giderse olayın büyüyeceğini biliyordu ve arkadaşını mutlu gününde üzmek istemezdi. "Sana ne, kendi işine baksana sen."

"Aslında hep şu sümsük çocukla evlenirsin diye düşünürdüm, hani slytherin olan."

"Ben de bu yaşına kadar olgunlaşıp bina ayrımcılığı yapmayı bırakırsın diye düşünmüştüm."

"Of, acıttı." diye dalga geçince sabır dileyerek ondan uzaklaştı.

"Eloise, tatlım." Lily'nin ona seslendiğini duyar duymaz o yöne doğru yöneldi, Sirius'tan kurtulabileceği her fikre açıktı.

Lily'nin yanında orta yaşlı, renkli ve cıvıl cıvıl giyinmiş bir kadın duruyordu, yüzündeki kocaman gülümsemeyle Eloise'i süzerken arkadaşının o kadar memnun olduğu söylenilemezdi.

"Bak, bu Bayan Websters." diye tanıttı. Gözleriyle işaret verdiğinde Eloise hayırlı olmadığını anladı. Bakışları kendisini bekleyen başka bir belaya hazırlıklı olması gerektiğini söylüyordu.

"Seni oğluyla tanıştırmak istiyormuş." Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırınca Eloise ona şöyle bir baktı. James ile zaman geçire geçire iyice ona benzemişti.

Teyze aceleyle çantasına uzanıp bir fotoğraf çıkardı, cüzdanında taşıyor olsa bile kabul görülebilirdi ancak kadın oğlunun boydan tam bir fotoğrafını her gittiği yere götürüyordu. Ve bu ilk işaretti.

"Thomas'ı tanısan sen de seversin, çok tatlı çocuktur. Sihir bakanlığında çalışıyor." Eloise elindeki bardağı döndürürken söyleyecek bir yalan aradı ancak bu konuda berbattı.

"Lily!" Sirius'un neşeli sesini bir kez daha işittiğinde başını ondan tarafa çevirdi ve arkadaşının yanına geçmeden önce onu kolundan yakaladı.

"Sevgilim var." Yanındaki adamı işaret ederek gülümsemeye çalıştı.

"Sevgilin mi var? Hani?" Sirius kaşlarını çatarak etrafına bakındığında zorlama bir şekilde kahkaha attı. "Hayatım, şaka yapmayı da çok sever."

"Hayatın mıyım gerçekten?"

Kolunu sıkarak imalı imalı baktı. "Tabii."

Bayan Websters'ın yüzündeki hayal kırıklığı rahatlatıcıydı, kırdıkları pota rağmen inanmışa benziyordu.

"Madem sevgilim var, gel yukarı çıkalım. Biliyorsun hayatım, kalabalık beni bunaltıyor." Sirius onu merdivenlere doğru sürüklediğine karşı gelemedi.

Kadından yeterince uzaklaştıklarından emin olduğunda kolunu kurtarıp geride durdu. "Bir kere yardım istedim onda da bokunu çıkardın."  

Sirius ona bir adım attı. "Sen benden mi hoşlanıyorsun, sevgiliyiz diye rol kesmen de mi bu yüzden?"

Eloise'in gözleri şaşkınlıkla genişledi ve dediklerini sindirdiği anda koluna sertçe vurdu. "Keşke Bayan Websters'ın ezik oğluyla yemeğe çıksaydım da senden yardım istemeseydim."

"O güzel ağzın yine kötü kelimelr söylüyor, susturmamı ister misin?"

"Sen önce kendi ağzını kapat, terbiyesiz."

Eloise bir günü daha Sirius Black'ten nefret ederek kapattı.

LIFE AS WE KNOW IT─SIRIUS BLACK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin