(Medya Jumboo)
Jumboo...
__________"Milaz bir düzgün dursan sokucam şunu."
"Bak acımaz değil mi? Acımasın aq. "
"Lan Milaz düzgün dursan acımayacak herhalde."
"Aq korkuyorum."
"Çocuk musun lan sen."
"Çabuk yap. Bu pozisyonda durmaktan bıktım."
Kafamı sallayıp işime odaklandım. Bacaya dikkatli bir şekilde elimi sokup çırpınan kuşu yavaş ve dikkatli bir şekilde çıkarttım
Bacaya nerden girdiğini bilmediğimiz bir şekilde kuş girmiş ve kanadını kırmıştı. Ben Milazın omzunda bacadan çıkartmaya çalışıyordum. Ama Milaz bey kâh kuşun kanadında acıyacak kâh ben korkarım ya birden üstüme uçarsa diye korkuyordu beyefendi. Bu yaşa kadar nasıl geldi bilmiyorum.
Kuşu dikkatli bir şekilde tutup Milaz'ın omzundan indim. Meraklı bir şekilde bakıyordu. Aynı zamanda umrunda değilmiş havası takmaya çalışıyordu. "Veterinere götürelim." dediğinde kafamı sallayıp onayladım. Kırık bir kanat nasıl iyileştiril bilmiyorduk.
Ceketini giyerken onu durdurdum "Aslında veterinere gerek yok. Emir halleder bence." Yani hallederdi herhalde.
"Emir ne alaka. Veteriner mi çocuk." koltuğa doğru baktıktan sonra yüzüne bakıp sırıttım. "Evinde hayvan besliyor sonuçta belki biliyordur."
Sabahtan beri koltuğun üstünde yatan ama hiçbir olayı siklemeyen Yankı kafasının üstündeki yastığı bana doğru fırlattı. Tabiki bir çırpıda kaçtım. Yerler mi oğlum bunca yıl anne terliğinden kaçmışım. Senin yamuk atan kolundan mı yastık yiyecem.
"Orospu çocuk" diye mırıldanıp koltukta ters dönüp telefonla uğraşmaya başladı.
Yankı bu aralar çok sık Emir'de kalmaya başlamıştı. Emir'in evcil kedisi gibi birşey olmuştu. Bende Milaz'ın mı kedisi mi olsam napsam.
Milaz dışarı çıkmış arabanın orda beni beklerken kapının orda durmuş kedi olmak bana yakışır mı diye düşünüyordum. Elimde sadece varlığını ve sıcaklığını hissettiğim kuşla Milaz'a doğru koşup "Sence bana kedi olmak yakışır mı?" diye sordum.
Soruyu beklemediği afallayan yüzünden belli oluyordu. Bir müddet bana 'Sen ciddi misin?' bakışları attıktan sonra ciddi olduğumu anlamış olacak ki boğazını temizledikten sonra gökyüzünde ki saçma bir noktaya bakarak konuştu "Tatlı minik ve sevilmeye doyamayan bir kedi olurdun." Eridim sanırım varlığımı hissetmiyordum.Aldığım tatmin edici cevapla ve 3 metre sırıtır bir vaziyette arabaya bindim. Milaz'da bindikten sonra yola koyulduk. Yol boyu avucumdaki kuşun başını severek rahatlattım. Yani rahatlıyordur umarım. Elimde bir sıcaklık hissetmekle çığlık attım. "Nolur yapmamış ol! Nolur yapmamış ol!" sanırım elime pislemişti köpek. Hayır ya...
Milaz endişeli bir şekilde " Noldu? Sorun ne?" diye sordu. Ağlamaklı ve iğrenir bir ifadeyle "Elime sıçtı it." dedim. Arabanın içini o mükemmel kahkahası doldurdu. Eline sıçılmış olan ben değilmiş gibi. Onun mükemmel gülüşünü izledim. Şerefsiz çok güzel gülüyordu...
O gülümsyen bakışları nihayet beni bulduğunda gülümsemesi solup ciddi bir ifadeye dönüştü. Yola dönüp bir eliyle torpidoyu açıp içinden ıslak mendil çıkarttı ve tek eliyle araba kullanırken, mükemmel bir şekilde, "Hangi elin?" diye sordu. Kuşu sağ elimle göğsüme tutup sol elimi uzattım. Elimi iğrenmeden temizledi. Temizledikten sonra tekrar ciddi bir şekilde yola döndü. Bir müddet daha ilerledikten sonra veterinerin önünde arabayı durdurdu. İndikten sonra benim kapımı da açıp inmeme yardım etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stetoskop (bxb)
Teen FictionTek teker üstünde gezen 6 kişi... Şarkıları egzoz sesi olan 6 kişi... Milaz, Jumboo, Rime, Yankı, Vetala ve Ömür... ________