12.kalk üşüyeceksin

1.7K 81 58
                                        

Taehyung

pişmanlık, çok ağır basan bir duygudur tüm duyguları unutturur, ağlamana bile izin vermez.Güçlü duramazsan kaybedersin pişmanlık öyle hücum ederki vücuduna enkazda kalmış gibi hissedersin.

işte bende öyleydim, jungkook'a yaptıklarım için çok pişmandım ama beni kimse anlamıyordu hak ediyordum her boku hak ediyordum ben

hoseok beni dinlemiş ve plan yapmıştı.Plan denmez aslında bana çiçek alarak gidip Jungkookla konuşmam gerektiğini söylemişti ama benim gücüm yoktu ki buda jungkook'un kapısının önünde 5 saatdir durmam ama zili çalmaya cesaretim olmamasından belli oluyordu

derin nefes aldım ve hafif rüzgarlı toprak kokan havayı ciğerlerime misafir ettim.Elimi zile uzattım işaret parmağımı zilin üzerine koyarak baskı uyguladım

bir kez çaldım ama açmadı ikinci kez basmak için yaklaştığımda artık kapı açılmıştı

"ta-taehyung?,senin ne işin var burada?!"

bu bir soru değildi geldiğin gibi siktir git demek istiyordu aslında ama haklıydı da

kapıyı yüzüme kapatacağı an kapının arasına ayağımı koyarak kapanmasını engelledim ve emin oldum ki ayak parmaklarım kırılmıştı

"aptal!,ne yapıyorsun?!, çek ayağını kapıdan!"

hala bana kıyamıyordu pisliğin tekiyim

"lütfen içeriye geçeyim lütfen, konuşalım sadece beş dakika"

"burada konuş içeride senin pis kokun olmamalı"

nefret ediyordu benden, nefret etmek hakkıydı.Ben bile kendimden tiksiniyorum.

elimdeki çiçekleri ona verdim ama almadı biraz çiçeklere baktı ve yine gözlerime baktı

"a-al senin için getirdim"

"gerek yok,de ne diyeceksen defol git artık"

gözlerimde ki yaşlar benden izinsiz akmaya başlamıştı aciz ve çaresizim

"jungkook yemin ederim pişmanım yapmak istemedim, çok ağır basıyor senin gibi melek kalpli birine bile iğrençlik bulaştırmak ağır basıyor kendimi kötü hissediyorum,yapmak istemedim inan ki istemedim soe aklımı karıştırdı onun üzerine atmıyorum her suçu, çünkü benimde suçum var en büyük suç da benim.Dışardaki insanlar arkadaşlarım dediğim piçler ne düşünür nasıl oyundan kaçarım bana korkak derler dedim,aptal gibi gururuma yediremedim,affet jungkook kimsem kalmadı, artık kimse bana güvenmiyor lütfen çok yalnızım seni çok özlüyorum sevgili olduğumuzda...bana sarılman birlikte denizi izlememiz lunaparka gitmemiz hepsini özlüyorum jungkook yardım et nefessizim lütfen"

dizlerim üzerinde yere çöktüm ve ağlamaya devam ettim gök bana eşlik ederek bulutlarının göz yaşlarını katıyordu yüzüme, üzerimde sadece gömlek vardı bu da yağmur etkisiyle ıslanmıştı

"ta-taehyung kalk üşüyeceksin"

"jungkook beni güneşin en kızgın köşesine at ısınamam,ben ancak senin kollarında ısınırım, dostlarımla gülüşürken ısınırım."

"taehyung kalk evine git hasta olacaksın!"

"hayır!ben zaten hasta oldum.ben sana hasta oldum Jungkook!, anlamıyor musun?,sen beni affetmeden şuradan şuraya gitmeyeceğim."

"iyi kal burada hasta ol!"

kapıyı açık bırakarak içeriye geçmişti tam bir bebekti.Tanrım ben nasıl onun farkına varamadım bunca zaman?

ayağa kalkarak kapının önünde durdum mahçup gözlerle mutfağa giden onu izledim bir süre

"gire bilir miyim?"

"ne halin varsa gör!"

gülümsemiştim başkası olsa kırılırdım ama benim ona kırılmaya hakkım bile yoktu, neyden bahsediyordum tanrı aşkına.

daha fazla buz gibi havada durmak yerine bütün her yeri o kokan sıcacık eve girmiştim, benim evimden farklı olarak onun evi daha güzel ve bakımlıydı.

iki fincan sıcak çikolata alarak koltuğa geçip oturmuştu bende yanına ilerledim ve oturdum, hiç bir şey demeden sıcak çikolatadan birini aldım ve tadına baktım

"umm,harika!"

hiç bir şey demeden sıcak çikolatasını içmeye devam etmişti,beni umursamıyordu ama olsun bende olsam biri bana öyle bir şey yaparsa evime bile sokmazdım ama o bana sıcak çikolata bile vermişti

"uyuyacağım ben"

"seninle uyuya bilir miyim hiç uyumadım çok uykum var"

gözlerindeki kırgınlığı görüyordum umarım oda benim gözümdeki pişmanlığı görüyordur

hiç bir şey dememesini 'evet' olarak kabul ettim ve arkasından odaya girdim

odası sadeydi oyun konsolu, çalışma masası, kitapları ve yatağı vardı ve odada küçük banyosu

siyah mor ve beyaz karışımı odası beni benden almıştı kendisi gibi güzeldi

geçip yatağa uzandı ve yüzünü pencereye döndü yani sırtı bana dönüktü korku ve çekingenlik ile arkasından gittim ve beline sarıldım burnumu boynuna sokarak özlediğim kokusunu içime çektim çok özlemiştim

"çok özlemişim"

kollarım arasında nefesini tuttu bütün vücudu gerildi hepsini saniye saniye hissettim

"iyi uykular bebeğim"

yine cevap almadım biraz sonra nefes sesleri düzeldi bununla uyuduğunu anladım ve gözlerimi kapattım.

ait olduğum yerde kollarında uyuyordum artık.







hot|taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin