#1

136 9 0
                                    

Yine günlerden salıydı ve ben domateslerimi topluyodum. Mevsimi olduğu için kıpkırmızı ve sulu görünüyorlardı , iştahım iyice açılmıştı. Hemen yemek için sabırsızlanıyodum. Kendi bahçemden domatesleri toplayıp evime girdim. Mutfağa doğru ilerleyip sepetteki domatesleri kaba koyup musluğa koydum. Musluğu açıp güzelce domatesleri yıkayıp kabla birlikte musluktan çıkartıp tezgaha koydum. Ordan bıçak alarak domatesleri doğradım. Sonra ise onları bir kenara koyup tavayı ocağın üstüne koyup ocağı yaktım ve domateslerimi tavaya atdım iyice kavrulduktan sonra ise yumurtaları kırdım 2 tanesi yeterdi diye düşünüp onları kırdım. Biberleri de minik minik doğrayıp attım. Soğanlı menemen sevmediğimden dolayı soğan atmadım onlar pişinceye kadar bende iki kişilik yemek masası hazırlıyodum. Jimin bu gün buraya öğlen geleceğini söylemişti. O yüzden de sabah erkenden kalkıp kahvaltımı ettikten sonra ise bahçemden domates toplamaya gitmiştim. Şimdi ise menemen

(arkadaşlar ben menemenin tam tarifini bilmiyorum bilen varsa söylesin bölümü düzeltip atıcam)

Olmuştu. Ve onları kendi tabağıma koyup yine havayı temizleyip ocağın üstüne koyup ocağı yaktım. Yeniden domatesleri doğramaya başladım.  Aslında bunu birlikte yapabilirdim ama alışkanlığım-
dan kalma bunların hepsini tek-
tek yapıyodum. Domatesleri doğrayıp tavaya attıktan ve yumurtaları ve biberi doğrayıp attıktan sonra hazır olmuştu. Tavadaki yemeği kaşıkla o biri tabağa koyduktan sonra ise tavayı musluğun altına koydum. Bıçağı ve diğer malzemeleri olduğu gibi. Başka bir tava çıkartıp krep yapıcaktım. Şimdi ise lazım olan malzemeleri karıştırıp tavaya döküp krepleri hazırladım çok güzel oldular, sonra ise onları da büyük ve geniş bir tabağa koyup tahtadan daire bir masanın ortasına yerleştirip çikolata sosumuda bir pakete koyup delik açıp zikzak çizmeye başladım çok güzel görünüyordu. Bu işi hallettikten sonra keepin üstüne minik bir çilek koyup buzdolabına yerleştirdim. Menemenlerin üstüne ise biraz dere otu koydum. Içeceklerden ise buzdolabından soda çıkardım. Masaya yerleştirip uzun ve ince bardakları da tabakların üzerine koyup salona geçtim. Kanepeye yığıldım kaldın biraz aslında daha güzel yemekler yapmak isterdim ama üşendiğimden yapamamıştım. Jimin çok iyi bir arkadaştı. Benim gay olduğumu onun sayesinde öğrenmiştim. Hoş, hep ailemler beni psikoloğa göndermek istemişlerdi ama benim asıl psikoloğum Jimin olmuştu. Dan bir civcive benziyordu. O da bana hep tavşangguk dersi zaten. Ciddi görünmesede ciddi olay olunca anacak oraya odaklanıyodu. Ciddi olduğu zamanlarda hep ben ona gıcıklık olsun diye hep yüzüne yaklaşıp 'ciddi civciv oydun sen yaaa' derdim tabi tokat yemeden ayrılmazdım. Düşüncelerimden ayrılıp telefonumdan gelen bildirime baktım. Jimin bana gelene yakın mesaj atıcağını söylemişti. Bildirime baktım

Wattsap

Civciv🐣:
Civciv acıktı ve şimdi yemeye geliyor ve söylüyoki kapını açsın tıklatmaya üşeniyomuş.

Gerçektende komik neyse. Ben menemenler soğudu diye baktım aslında pek soğudukları söylenemezdi çünkü ben onları tabağa koydukta çok sıcaktılar zaten. Kapıya doğru ilerleyip kapını açtığım sırada Jimin kapını tıklatmak için elink uzatıyordu ama ben kapıyı o sırada açtığım için eli boşluğa düşüp benim ayağıma takılıp yere serilmişti bile. Gülmemek için kendimi zor tutsam da başaramamış ve kahkaha mı patlamıştım. "Gülmesene orospu çocuğu komik diyil" ne komik diyiliya

"Ko-o mikDi- yi-yilmi? Resmen yere yapıştın
NANDBDBDBDBBDNDNDBDBDDBDNZ."

O beni vursada umursamıyor yinede gülüyordum, gerçekten bir ara karnım yırtılacak sandım

"Sen var ya çöpe bile gülen tavşansın" söylemlerini aldırmadan gülüyodum arada dursam da yinede yere düşmesi aklıma geliyor yine gülmeye başlıyodum. 

Artık yemeklerin soğumaması için durup söyledim

" Hadi kalkta yemek yiyelim menemen yaptım"

Elimi uzatınca elimden tutup kendini yukarıya kaldırdı ve mutfaktaki masaya ilerleyip masalara oturup yemeğimizi yemeğe başladık. Yemeğimiz yerken sakın geçse de yine de Jimin'in düşmesi aklıma geliyor arada bir kıkırdıyodum.
Tabi Jimin söyleniyordu.

"Başkalarının arkadaşları 'arkadaşım düştü acaba orasına burasına Bi şey oldumu diye sorar benimki kendinden geçene kadar gülüyor"

"Popon acıdı mı jimincim?"

"Hah gül sen gül küsüm  ben sana" y iaaa kıyamam

"neden ya alt tarafı güldük diyemi"

"Ona anırdık diyemi desen daha doğru olur da neyse bu gün ne oldu biliyomusun?"

"Yok bilmiyorum sen söyle bilicem"

"hiç komik diyildi"

"biliyorum"

" neyse yeni bir erkekle tanıştım tam bir kediye benziyordu ve adı da şey ımmm.. Hah Yoongi evet yoongiydi çok yakışıklıydı ve benden numaramı istedi bende verdim aslında yoda tanıştım biraz garip oldu onuda söylemesem de olur aslında yine senin anırmanı istemiyorum."

"Ne? Ama Jimin nolursun anlat bak gülmiycem söz"

"ne sözü"

"Tavşan sözü"

"Tamam. Ben yolda yürüyodum böyle bebekler gibi seke seke. Birden ben buna takılıp yere düştüm. Gözümü açtığımda ise onun üzerindeymişim ve çok yakındık burnu burnuna sürtünüyodu neredeyse sonra ise şoku atlatıp onun üzerinden kalktım ve böylece tanışmış olduk işte"

"Oha Jimin sen şunu desene 'ben adamın üzerine atlamışım' ama helal olsun her yerde düşmek için lânetlemişsin yada yer çekimi gerçekten seni seviyor" söyledim kıkırdadı. Sonra ise jiminle biraz sohbet etmiş annesi ona mesaj atmasıyla gitmesi gerektiğini bildirmişti.

Bende masayı toparlayıp bulaşıkları yıkıyordum. Yıkadıktan sonra ise akşam olduğunu görerek yukarı kata çıkmış ve pencerenin yanında kitap okuyodum. Aslında kasabada yaşamama rağmen çok güzel evleri vardı buranın. Bende jimininburda yaşamasını bilerek bu evi almıştım. Eve taşınalı yıllar olmuştu. Ailem yoktu çünkü onları kaza sonucu kaybetmiştim. Üzülüyordum ama aynı zamanda da bazen bana yaptıkları aklıma gelince iyiki ölmüşler diye geçiriyodum içimden. Bu kasaba bana ailem gibi gelmişti aynı zamanda Jimin ve Bayan Park gibi. Jimin'in babası ise o başka kadına gitmişti bu yüzden de Jimin şimdi sadece annesi ile kaliyodu. Bayan Park güçlü bir kadındı. Bir erkeğin onu terk etmesine oğlunu babasız bırakmasına bile dayanmıştı. Bayan Parka sorunca ise  bana 'aslınd beni aldattığını biliyodum ama bana kendisi söylemeliydi diye bekliyodum ve kendime iş buluncaya kadar o da bana söylemişti ve inanırmışım kook hiç bir üzüntü filan hissetmemiştim o yüzden umrumda değil' demişti Bayan Park şimdi bir lokantayı yönetiyordu ve oldukça iyi bir limandaydı para da kazanıyordu. Emekliye çıkınca ise Lokantayı Jimine devredecekti. Bu kasaba bana bazen gerçektende çok ürkütücü gelebiliyordu çünkü efsaneleri hep gerçekçi gelmişti bana nedense içindeki bir ses bunların hepsinin doğru olduğunu söylüyordu derken pencereye baktığımda bir kaplanın tam da evlerin yanından geçerken görmüştüm.


_________________________

Uzun bir bölümden sonra karşınızdayım. Nasılsınız umarım iyisinizdir bölümdede belirttiğim gibi bana tarifin yanlış yazdıysam doğrusunu siz bana gönderirsiniz. Ficin başı daha çok tarifle bağlı oldu ama neyse. Ficde yazım yanlışları varsa affola. Ve sizleri seviyorum umarım ficimi begenirsiniz ilk ficim değil ama yayımladığım ilk fic denile bilir

Snowy başka yerlere kaçar Bayyy <3

Tiger's Kook /taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin