Ağır adımlarla, elimde MKEK JNG-90'ım ve üzerimde nereden baksan 15 kiloluk tehçizatlarımla olabildiğince sessiz kalmaya çalışarak nefret ettiğim dağlarda yürümeye devam ediyordum.
Şükürler olsun ki yakında hiçbir silah sesi veya düşman ayak sesi duymamıştım ve yanımda kendimden çok güvendiğim bir silah arkadaşım vardı: Ghost 'Simon' Riley.
Yavaşça silahımı biraz daha yüzüke yaklaştırarak ileriye doğru baktım. Gece görüşü sağlayan gözlüklerime görmemi kolaylaştırıyordu.
"Kaybolduğumuzu kabul et Asena-"
Benimle konuşurken bir anda durdu. Adımı bile düzgün telaffuz edememesi oldukça komikti aslında. Durmasıyla birlikte elini kaldırıp benim de durmamı işaret etti.
Onu dinlediğimde çalıların arasından gelen bir ayak sesi duydum ve kendi kendime düşündüm.
Siktir... Burda öleceğiz.
Yavaşça etrafa bakınmaya başladım. Tam önümdeki çalının hareket ettiğini gördüğüm anda bıçağımı kılıfından çıkardım ve bir anda önüme atlayan şeyi kesiverdim.
Küçük tavşan, acı içinde inleyerek yere düştüğünde derin bir nefes verdim. Biraz kıvrandıktan sonra onu elime aldım ve Ghost'a döndüm.
Bana baktığında maskesine rağmen gözlerinşn sonuna kadar açıldığını görebiliyordum. Tavşanı yavaşça yere bıraktım ve tabancamı çıkardım. Başka bir yöne baktım ve parmağımı tetiğe götürdüğümde elimin üzerinde bir el hissettim.
Ghost bana bakıyordu. Adeta yapmamamı söyleyen gözlerle hemde. Yine de bunu asla dile getirmeyeceğine emindim.
"Ses çıkarma, yerimiz belli olacak."
Evet, bahane bulmuştu.
"Öylece acı çekmesine izin veremem."
O ise kararlı gözlerle bana bakıyordu.
"Ses çıkarma dedim Asena."
Ona dik dik baktım ve elini geri itip silahımı yerine yerleştirdim. Ardından üzerimdeki yeleği düzelttim ve yoluma devam ettim.
Bir süre daha yürüdüğümüzde önümüzde kulübeye benzer bir yapı gördüm. Yavaşça Ghost'a döndüm ve elimle kulübeyi işaret ettim. Genelde görevlerde birbirimizle konuşmazdık.
Bana baktı ve gitmemiz gerektiğini kafasıyla işaret etti. Önce olduğum yerde durdum ve dürbünden etrafın temiz olup olmadığına baktım. Heryer tertemiz görünüyordu.
Yavaşça yürümeye devam ettik. İçeri girmeden tabancamı aldım ve Ghost'a baktım. Elini kaldırıp üçe kadar saydım. Üçe geldiğim anda aynı anda içeri girdik.
O sağa, ben de sola döndüm ve temiz olup olmadığına emin olduk. İçeride bir oda daha vardı. O girdiğimiz yeri incelerken bende içerideki odaya girdim.
"Burası da temiz."
"Güzel."
Girdiğimiz yerde ufak bir pencere, kenarlarında eski usül koltuklar vardı. Koltuğun hemen karşısında bir mutfak tezgahı ve lavabo vardı.
Yavaşça kendimi koltuğa bıraktım ve silahımı yanıma dikledim. Ardından kaskımı çıkarıp kenara koydum ve göğüs cebimden sigaramı çıkardım. İçinde oldukça az kalmıştı. Derin bir nefes alıp çakmağımı da çıkardım ve maskemi sıyırıp sigaramı yaktım. Bunu yaparken ışığı görünmesin diye elimle siper etmiştim. Ghost işe karşıma oturdu.
"Neden bu kadar fazla sigara içiyorsun?"
Dumanı dışarı verirken sırıtarak ona yanıt verdim.
"Bilmem, alışkanlık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Soldiers Story /COD Ghost X OC
Fanfiction𝕳𝖊 𝖘𝖑𝖔𝖜𝖑𝖞 𝖐𝖎𝖑𝖑𝖘 𝖒𝖊 𝖆𝖌𝖆𝖎𝖓. 𝕶𝖎𝖑𝖑𝖘 𝖒𝖊 𝖆𝖌𝖆𝖎𝖓 𝖇𝖞 𝖚𝖘𝖎𝖓𝖌 𝖍𝖎𝖘 𝖜𝖔𝖗𝖉𝖘, 𝖍𝖎𝖘 𝖘𝖙𝖗𝖆𝖎𝖌𝖍𝖙 𝖋𝖆𝖈𝖊 𝖆𝖓𝖉 𝖙𝖍𝖆𝖙 𝖎𝖗𝖗𝖎𝖙𝖆𝖙𝖊𝖉 𝖛𝖔𝖎𝖈𝖊... 𝕳𝖊 𝖐𝖎𝖑𝖑𝖘 𝖒𝖊 𝖆𝖌𝖆𝖎𝖓 𝖇𝖞 𝖆𝖈𝖙𝖎𝖓𝖌 𝖑𝖎𝖐𝖊...