Ağır adımlarla içeri girdiğimizde Price bize bakıyordu. Odada neden sadece Keegan ve benim olduğumu sorgulamam gerekiyordu ama onun yerine aklımda sabah Ghost ile yaşadığım onca an vardı.
Price bize dönüp nefes alınca aklım başıma geldi ve anın gerçekliğine geri dönmek zorunda kaldım. Ayrıca... Son zamanlarda hava daha solgun görünüyordu. Yeni dikkat ettim...
"İkinizi neden çağırdığımı az çok tahmin edebilirsiniz."
Keeganla birbirimize baktık. Tek ortak özelliğimiz manyak orospu evlatları olmaktı, başka bi vasfımız yoktu.
"Deliyiz, akıl sağlığımız yerinde sayılmaz?"
Keegan'a döndüm ve o devam ettirdi.
"Yeri gelince mantıklı davranabiliriz ama malız? Ayrıca elimizde olsa elli parçaya bölünürüz. Başka?"
Price gülümsedi.
"Tam olarak bu yüzden."
Klasik, önündeki kağıt parçalarını bize verdi. Sırıtarak baktığında Mario'ya benziyordu. Ellerini çenesinin altında birleştirdi ve bir elini uzattı.
"Okuyun."
Dikkatle kağıdı karıştırmaya başladım. Adamın boynunda yüzüne uzanan bir ejderha dövmesi vardı. Gözleri hafifçe çekik, ten rengi benimki kadar beyazdı. Bakışları tehditkar duruyordu.
İsim: Buğra Ekinci
Cinsiyet: Erkek
Barındığı yer: MusulDuraksadım.
"Türk..."
"Evet. Bu yüzden seni seçtim. Onunla sen ilgileneceksin. Ülkene ihanet ediyor Asena. Bu görevde Dement olacaksın tabi senin için de uygunsa."
Derin bir nefes alıp verdim. Bu boynumun borcuydu. Keegan bana baktığında gözlerinde ufak bir üzüntü bar gibiydi. Ülkemin insanını herşeyden önde tuttuğumu biliyordu ama bilmediği bir şey vardı:
"Vatanıma ihanet eden kim olursa, ne olursa olsun buna göz yumamam."
Ardından Price bana gururlu bir şekilde baktı. Derin bir nefes alıp verdi ve Keegan'a baktı. Ona eliyle çıkabileceğini işaret etti ve Keegan gitti. Odada sadece ikimiz kaldığında elini uzattı.
"Otur Binbaşım."
Koltuğa oturdum. Konuşmamız oldukça derine inecek gibi görünüyordu.
"Rütbelerini hakediyorsun Asena... Hemde benden bile çok."
Ardından purosunu çekmecesinden çıkardı ve onu yaktı. Bana da bir dak sigara uzattı. Elimle reddedip kendi cebimden çıkardığımı içmeye başladım. Odanın içi ikimizin de dumanlarıyla dolup taşarken konuşmasına devam etti.
"Yakında istifamı vereceğim. Benim yerime senin geçmen için bir not bırakabilirim."
Sigaramdan aldığım nefesle hafif bir çıtırdı sesi çıktı. Dumanı burnumdan dışarı üflerken sigaramı ağzımdan ayırmadan aynı anda bir nefes daha çektim.
"Bilemiyorum. Bir yönetici olmak istemiyorum."
"Sebebine saygı duyuyorum ama burada bunu yapabilecek kimse yok."
Duraksadım. Haklıydı. Simon Teğmendi, Soap ise sadece Astsubay kıdemli başçavuştu Keegan da öyle. Aralarında en yüksek rütbr bana aitti ve bu sorumluluk bana kalıyordu ama tarihin tekerrür etmesi gerçeği beni yiyip bitiriyordu.
Dumanlar dudaklarımın arasından dökülüp bütün suratımı kaplarken konuştum.
"Düşünmeliyim Albayım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Soldiers Story /COD Ghost X OC
Fanfiction𝕳𝖊 𝖘𝖑𝖔𝖜𝖑𝖞 𝖐𝖎𝖑𝖑𝖘 𝖒𝖊 𝖆𝖌𝖆𝖎𝖓. 𝕶𝖎𝖑𝖑𝖘 𝖒𝖊 𝖆𝖌𝖆𝖎𝖓 𝖇𝖞 𝖚𝖘𝖎𝖓𝖌 𝖍𝖎𝖘 𝖜𝖔𝖗𝖉𝖘, 𝖍𝖎𝖘 𝖘𝖙𝖗𝖆𝖎𝖌𝖍𝖙 𝖋𝖆𝖈𝖊 𝖆𝖓𝖉 𝖙𝖍𝖆𝖙 𝖎𝖗𝖗𝖎𝖙𝖆𝖙𝖊𝖉 𝖛𝖔𝖎𝖈𝖊... 𝕳𝖊 𝖐𝖎𝖑𝖑𝖘 𝖒𝖊 𝖆𝖌𝖆𝖎𝖓 𝖇𝖞 𝖆𝖈𝖙𝖎𝖓𝖌 𝖑𝖎𝖐𝖊...