O günü hatırlamıştım yine hayat gerçekten adaletsizdi o gökhan pisliği kaçmıştı o günden sonra da izini kaybettirmişti çevresi genişti zaten ama o gün yemin etmiştim onu ben bulucaktım ne pahasına olursa olsun onu ben öldürecektim annemin yerde akan kanını ben sarıcaktım yaralarını saramadım o kadar vaktimiz olmadı ama durmayan kanı ben durdurmaya hazırım onu bulucaktım..
"her katil bir gün olay yerine geri döner"
annemin ölümünden sonra tüm hayatımı eğitimime adamıştım başarılı olmuştum da polis olmuştum o pisliği bulmanın tek yolu buydu ama hislerime güvenerek istanbulda olduğunu biliyordum eminim bir gün karşılaşıcaz.. annemin kanını yerde akıtmicam "söz anne,annem"
"naber lara?"
bir an irkildim duyduğum sesle melekti bu en yakın arkadaşım üniversitede tanışmıştık çok sevecen,azimli,tatlı bi kızdır bir o kadar da kurnazdır.
"iyi melek sen?"
"bende iyi pıst aksam bizim ekiple yemeğe gidiyoruz geliyosun dimi?"
"ay hiç canım istemiyo melek ya beni pas geçin"
"off lara azıcık hava alırsın neşelenirsin ha fenamı olur"
"yok tatlım ben gayet neşeliyimm"
"hıı ne demezsin"
gülümsedim eşyalarımı toplamaya başladım "nereye kız?",
"eve canım evee"
"he tamam iyi akşamlar"
"sağoll sanada canım"
hızlı adımlarla karakoldan çıktım arabama bindim.araba kullanırken midemden gurultular geliyodu tüm gün hiç bir şey yememiştim karşıda bir hamburgerci gördüm gülümsedim hemen arabayı sağa çektim. hızlı adımlarla hamburgerciye girdim yemeğimi paket yaptırdım arabaya koydum ve tekrar yol aldım eve geldim arabayı park ettim arabadan indim derken gözüm bir yere takıldı tanıdık bir sima gördüm
"o-oydu o gökhan..."
bir arabaya biniyodu koşmaya başladım
"DUR,DUR DEDİM SANA!"
kafayı sıyırmış bir şekilde bağırıyordum ama nafile araba durmadı ve gökhan pisliğini kılpayı kaçırmıştım yüzüme vuran gerçekle hıçkırarak ağlamaya başladım dizlerimde yürücek hal kalmamış kendimi yere atmıştım bir süre sonra kendime geldim ve yerden kalktım temiz havayı gökyüzüne bakarak ciğerlerime soludum. tam gidicekken siyah bir minibüs karşımda durdu içinden bir adam indi siyah takım elbisesi vardı kahverengi koyu hareleri vardı saçları dalgalı ve fazla göz alıcıydı karşımda durdu ve elini uzattı
"merhaba lara elibol, ben urgaz kaya"
"merhaba ismimi nerden biliyorsunuz?"
"bak lara gökhanı aradığını biliyorum senin hakkında her şeyi biliyorum,lütfen benimle gel eğer benimle gelirsen gökhanı bulmana yardımcı olacağım."
Gökhan lafını duyunca hemen atladım gözlerimden zafer ışıkları çıkıyordu resmen "tamam,tamam gelirim sizinle yeter ki bana onu bulun"
adam sinsice gülümsedi ama şuan hiç bir şey umrumda değildi intikam ateşiyle yanıp tutuşuyordum.arabaya bindik ve ıssız bir ormanda bir kulubeye geldik nedense tüylerim ürpermişti hissetmiştim bir şeyler olucaktı.arabadan indik ve kulübeye doğru yürüdük
"neden buraya geldik?"
"heyy cevap versenize!"
"urgaz cevap verirmisin korkuyorum.."
urgaz beni kale almadan bir çırpıda kolumdan tuttu ve çekiştirmeye başladı
"bırak,bıraksana ya ruh hastası İMDAT!"
"boşuna bağırma duymaz kimse sesini!"
diye kükredi yerimde sıçradım kulübenin kapısını açtı ve beni yere fırlattı acıyla inledim "ahh" kafamı çevirdiğimde onunla yüz yüze gelmiştim.evet bu oydu GÖKHAN sıra bendeydi..
"bayanlar ve baylar sahne laranın"
Görünüşe bakılırsa şok olmuştu böyle bir şey beklemiyordu "Noldu gökhancım biricik kızını gördüğüne sevinmedin mi yoksa?" ecelin olmaya geldim kirlettiğiniz hayatımı ben topladım tek başıma şimdi de tek başıma ben dağıtacağım karanlığın acı dolu savaşında ben galip geleceğim kararttığınız hayatı ben aydınlatacağım bu filmin başrolü de yönetmeni de benim şimdi çekilin sahne benim..
selamm canlarımm "sizce lara ne yapıcak?"
"bu karanlıkta nasıl aydınlığa ulaşıcak?"
"peki bu durumda gökhan ne yapıcak?"
yorumlarda konuşalımm askolarımm muahh
YOU ARE READING
KORKAK
General Fictionsiz hiç çaresiz kaldınız mı? siz hiç kendinizi bir kadının hayatının katili olduğunuzu düşündünüz mü? ben ikisinide yaşadım ve daha niceleri karşınızda korkak kitabım sizlerle iyi okumalar okurlarım...