3

10 1 0
                                    

Hepsinin rüya olmasını diledim.

Sırtımdaki parmak uçlarının hissi zihnimi uyandırdığında, gözlerim hala açılamazken bir süre rüyamı hatırlamaya çalıştım, dün geceyi rüya olarak görmeye çalıştım. Ama rüyamda başka şeyler görmüştüm, rüyalar acıtamazdı da zaten; şimdi o, sırtıma her dokunduğunda sızlıyorken rüya ihtimali aklımdan koşar gibi uzaklaşıyordu.

Bir an gittiğini hissedip yeniden uykuya dalacakken buz gibi bir dokunuşla yerimde kıvrandım, fısıltılı özürler mırıldanan sesi dudaklarını sırtımda hissettiğimde kesilmişti. "Biraz yara olmuş, krem sürüyorum. Uyu hadi sen." Kulağımdaki sesine doğru kıvrılırken -vücudum hala onun sıcaklığını istiyordu- belli belirsiz hımıldandım, burnum boynuna değdiğinde küçük gülüşünü duymuş, ardından benden uzaklaşmasıyla beni yerimde kıvrandıran soğuk ile acı, sızı hissinin birleşimine yeniden düşmüştüm. Uyku iyice uzaklaşmıştı, kapalı gözlerle sızlanıp duruyordum sadece. "Madem uyandın," diyen sesini duyduğumda dudaklarımı ısırarak dayanmaya çalıştım, dinlemek istemiştim.

"sen uslu uslu uzanıyorken, özrümü dileyeyim. Çok aşırı tepki vermişim, sarhoştum ama biliyorsun değil mi?" Kremi sürmeye devam ediyordu konuşurken, sorusuna hafifçe hımıldandığımda biraz duraksamış, sonra daha kısık bir sesle devam etmişti.

"Beni sevmediğini düşündüm sadece, sana kızmak istedim ama canını bu kadar yaktığımı bilemedim. Özür dilerim." Sırtımda şekiller çizen, baş harflerimizi yazıp arasına kalp koyan incecik parmak ucu omzuma gelince durdu, sonradan saçları yüzüme düştüğünde anlamıştım üzerime doğru uzandığını. Tek gözümü araladığımda önce gerginlikten ısırdığı dudaklarını gördüm, 'şşşş' sesiyle işaret parmağımla dudağını çekiştirip kurtarmış ve "Özrün kabul." diye yeniden uyumaya hazır bir sesle mırıldanmıştım yüzüne karşı. Sonraki hareketi kendini yanıma bırakıp ben daha düzgün bir nefes alamadan dudaklarıma kapanmak oldu, özrünü kabul ettiğimi söyleyebilmiş olsam da hala deli gibi ondan korkuyordum; refleksle itip ondan kaçarken kalbim ağzımda atıyordu. Anlam veremediğini gözlerinden okuyabilsem de bir şey diyemedim, doğrulup örtüyle çıplaklığımı ondan saklamaya çalışırken kıpırdandıkça acıyan canımı da saklamayı denedim. Denediğimle kaldım tabii, bir anda dolan gözleriyle saklayamadığımı anlamam çok sürmemişti. Bebek gibi uzattığı kollarıyla, dizleri üzerinde yanıma yanaşıp boynuma sarıldı, yüzü saçlarımı karıştırıp gözyaşlarıyla ıslatırken yüksek sesle ağlamasının arasında söylediği özürler kulağıma geliyordu.

Sırtını sıvazlayarak yine onu sakinleştiren ben oldum. Ben "Bir şey yok, geçti." diye mırıldanırken o hala özürlerini sıralıyor, "Beni sevmeyi bırakma, söz her istediğini yapacağım." diyerek sarılmasını biraz daha sıkılaştırıyordu. Ters bir şey söylerim korkusuyla sırtına dökülen saçlarını okşadım yalnızca, ağlaması bitene kadar bebekmiş gibi pışpışladım. Önceliği olamamıştım yine, önceliği kendi içini rahatlatmaktı ve buna kırılacak başka bir yerim kalmamıştı da artık; çoktan tuzla buz olmuştum.

"Söyle, ne yapmamı istersin? Benden korkmaman için ne yapayım? İçmeyi bırakabilirim, işi bırakabilirim, herkesi bırakabilirim yeter ki sen beni bırakma." Çekildiğinde nefessizce sıraladığı cümleleri dinlerken gözlerim çarşafın kırışıklık izlerindeydi, beni düşünerek yapmasını istediğim bir şeyi kendi için yapıyordu, bencilliğinden başka bir şey düşünemiyordum. Ayrılmak istiyorum desem ne yapardı? Yine sinirden gözü döner miydi, olan bana mı olurdu?

Cevap istediği için yüzüme dokunduğunda tırnaklarım avuçlarımı delene kadar sıktım onu uzaklaştırıp da yine ağlatmamak için, yalandan gülümseyerek başımı kaldırmıştım ardından. Ama dudaklarım gülse de gözlerimi kontrol edememiştim, derin derin nefesler alarak tavana bakışlarımı çevirmiş ve ağlamamı bastırmaya çalışırken yeniden bana dokunmasın diye konuşmaya zorlamıştım kendimi. "Ben tekrar bana, ben istemeden dokunmanı istemiyorum. Korkuyorum, bunu dedim diye bile yine-" Boğazım düğümlendiğinde geçmesi için biraz boynumu ovalamak istedim, ama parmaklarının izleri sarmıştı tamamını ve dokunmak bile boğazımın düğümünden daha çok acıtıyordu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 21 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Marriage. Sunmi, Chungha.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin