Soğuk bir kış gecesiydi dört tarafı duvarlarla kaplı küçük odamda uymaya çalışıyordum.Odamın bir kenarında ki küçük pencereden gelen soğukla içim ürperiyor,üzerime örtmüş olduğum eski püskü kumaş parçasını iyice üstüme çekiyor,ayaklarımın açıldığında rüzgar ayaklarıma gelince ürperiyordum. Bir kaç dakika bununla savaştım ve artık çare bulamayınca olduğu gibi bıraktım.Artık tek çabalamam gereken şey uymakdı.
Uyumaya çalışırken hayallerime dalıyor,gerçek dünyadan ayrılıyordum.Hayallerimde büyük bir evde ve kocaman bir bahçede vefat eden anne ve babamla eğlenmeye çalışırken kendimi görüyordum.O kadar sevinmiştim ki o sevinçle yavaş yavaş uyku basıyor,ve artık uyumam gerektiğini hissediyordum.Hayallerimin içinde biraz daha dolanırken yavaş yavaş gözlerim kapandı. Her insan rüyasını hatırlayamaz tabii ama ben rüyalarımı kontrol edip tekrar tekrar aynı şeyleri düşünüp rüyama katıyordum.Aslında kötü ve geçimsiz bir hayat yaşasam da hayat bana acıyor,ve bunun sayesinde yaşamıma renkler katabiliyordum.Zaman aktı aktı ve aktı...
Taki sabah olana kadar artık sabahtı. Dışarıdan gece boyu ayağıma yağan karlar artık beni rahatsız ettiriyor,ve beni uyandırmak için zorluyordu.Artık uyanmıştım renkli bir güne daha.Elimi yüzümü yıkamak için dışarı çıktım.Donmuş gölü görünce ümidimi kesip içeri girdim ve her gün giydiğim aynı elbiseyi giydim.Önüme gelmiş perçemlerimi düzledim ve giyince penguene benzediğim o montumu özenli bi şekilde giyindim . Tam dışarı çıkmak üzereyken yatağımın üzerinde bir defter dikkatimi çekti.
Acaba kimindi?Defterin içini açmak aklımdan geçtiği sırada denli biri beni durdurdu gibi kasıldım.Biraz düşündüm.Acaba yapmalı mıydım?Bu kadar düşünmenin yersiz olduğunu düşünüp sonunda defteri açtım.Başlarda anlamadığım dilde yazılar vardı . Buna rağmen sayfaları çevirmeye devam ettim. Sonunda benim anlayabileceğim dilde yazılar vardı.Orada şöyle yazıyordu."Hayali arkadaşınla tanış."peki bunu kim yazmıştı?Geç kaldığımı fark edip saate baktım.Acele ederek evden çıktım.Şehre varmıştım.Okuluma yürüyerek gitmek biraz zor oluyordu ama bunu yapmaya mecburum .Sonunda okulun kapısına vardım.
Okulumuz çok büyüktü.Paslanmış kapıları büyük bir kuvvetle açtım ve en yakın arkadaşımı gördüm.Adı Alya'ydı.Bana"merhaba ,nasılsın "diye sordu.Az olsada uykunun bastırdığı sessizlikle güç bi şekilde "iyiyim."diyebildim.Sınıfa beraber çıktık.Sınıfta acayip bir gürültü vardı.Herkes kendi kendine konuşuyordu.Alya'ya sordum:"Neden böyleler?"Onların hayali arkadaşları ile konuştuklarını söylediğinde çok şaşırmıştım.Hayali arkadaşın ne demek olduğunu sormak aklımın ucundan bile geçmemişti.Ardından bana görünmeyen birini tanıtmaya çalıştı.Zaman aktı ve dersler bitti artık eve dönme vakti gelmişti.
Eve varmıştım.Odama girince gözüm ilk sabahki defteri koyduğum yatağıma gitti.Ama bu nasıl olurdu?Defter orda değildi.Oysaki oraya koyduğumdan emindim.Hemen aramaya başladım .Heryeri didip dökmeme rağmen şu küçücük odada bulamamıştım.En sonunda vaz geçtim ve ekranı kırılmış olan telefonumdan Alyayı aradım.Biraz bekledikten sonra telefonu açtı ve konuştu.Ona daha hal hatır bile sormadan hayali arkadaşın ne demek olduğunu sordum .Biraz duraksadı ve arkadan çığlık sesi geldi telefon kapanmıştı telaşlanmaya başamıştım.Bir kaç defa daha aradım .Her aradığım telefonu açmayınca endişem ikiye katlanıyordu.Artık kafamı dinlemem gerektiğini düşünüp telefonumdan şarkı açtım.Artık karanlık çökmüştü.Odadaki tek ışık telefonumun zorlukla yanan ışığıydı.Tam yavaş yavaş uyku basarken bir beni dürter gibi oldu.Korkmuştum ama yanlış algıladığımı düşünüp umursamadım.Bir kaç dakika geçtikten sonra odadan garip sesler gelmeye başladı.Çok korkmuştum. Sanki odamda bir vardı. Aklımı kaybettiğimi düşünüp dışarıya çıkmaya karar verdim. Birinin görmiyeceğinden emin olduğum için üstümü değişmedim ve montumu giyip çıktım.