1.bölüm

17 1 0
                                    

Vera

"Sanki uzun bir yolculuğa çıktım
ve ben yanıma hiçbir şey almadım.
Sanki mühim bir işim varmış da
Ben onu yapmayı unutmuşum gibi
Eksikliğini fazlasıyla hissedebiliyorum. Sanki farkında olmadan bir șeylere veda ettim.
İçimde beni endişelendiren bir burukluk var rahatsız eden kocaman boşluk var. Bilmiyorum belki de gelip geçici bir şeydir ya da ben bu aralar fazla duygusalım anlayamıyorum." Sahilde arkadaşım Rana ile oturmuşken okuduğum kitabın bu cümlelerinde kendimi gördüğümü düşündüğüm için sesli okumaya karar vermiştim.

"Bu sefer hangi kitabı okuyorsun Vera?"

"Hislik, geçen hafta aldım. Sanki bana beni anlatıyor gibi geldi. İçimde sürekli kim olduğunu bilmediğim birine karşı bir özlem var. Onu görmezsem, sarılamazsam ölecekmişim gibi..." Belkide bu duygularımın sebebi maneviyatımın zayıflamasındandı.

"Ah be kızım. Sevgilin olsa bu duygu eksikligini giderir işte. Tutturmuşsun üç yılda üç yıl. Ne kadar düzgün teklifler geliyorsa da hepsini reddediyorsun. Sonra da melankoliğe bağlıyorsun." Bahsettiği şey benim üniversiteden mezun olana kadar birisi ile tanışmak istemememdi. Mezun olmama da üç yıl vardı. Tabi sevgili yapmayı üç yıl sonra da düşünmüyordum. Tanışır anlaşırsak direkt nişanlanabileceğim birisi olmalıydı. Sevgililik, flört gibi kavramlar bana tersti. Kimsi bunu yobazlık ile bağdaştırsa da benim yaptığım Allah rızasını gözetmekten başka bir şey değildi.

"Ben ölümsüze aşık olmak istiyorum Rana." çünkü biliyorum ki ölümsüz aşk istiyorsan ölümsüze aşık olmalısın.

"Vera şimdi bırak edebi metinleri bir kenara da gelen kişiye bak! Eren Zorluoğlu ve yine yanında farklı sarışın var. Allahım neden her yakışıklı hovarda olmak zorunda?!"
Bu çocuğu okuldaki bir çok kızdan duymuştum. Üniversitesi'nin yıldızı gibi bir şeydi. Onunla takılmak bazı kızlar için övünç kaynağıyken bu durum bende mide bulantısına yol açıyordu. Ne basit sevdalar ne acı sonlar ne büyük günahlar. Bu kadar farklı kızla çıkan bir adam mutlu olabilir miydi? Gerçekten sevmek,   sevilmek nasip olur muydu?

"Çok bakma ayıp." dediysem de benim gözlerim çocuk ve kız üzerinde takılı kaldı. Kız heyecanla bir şeyler anlatırken Eren pek dinliyor gibi durmuyordu. Parmaklarını kızın saçında gezdiriyordu. Müneccim değildim ama kızın hikayenin sonunda üzüleceğini görebiliyordum ki bu hikayenin sonu pek de uzak değildi. Neden hayat yüzüme gülmüyor, neden sevdiğim gibi sevilmedim, bunu hakedecek ne yaptım gibi sorular soracaktı kesin kendisine. Sevmeyi bilmeyen birini sevip sevmediği için suçlayamazsın. Helal olmayan sevdanda huzur arayamazsın. Yanlış seçimler yapıp kaderi suçlayamazsın.

Ben bunları düşünerek onları izlerken kızın saçlarını bırakıp aniden bana bakması ile göz göze geldik. Birden nefes alamıyı bırakıp kafamı çevirdim. Aradan geçen dakikalardan sonra merakıma yenik düşük kaçamak bir bakış attığımda hala bize doğru baktığını gördüm.

"Vera bu çocuk sana mı bakıyor bana mı öyle geliyor?" İşte büyük rezillikti bu. Ben bakarsam o da bakardı. Hayırdır neye bakıyorsun diyemezdim çünkü ben de bakmıştım. İstemsizce de olsa. İçimdeki kuvvetli bir ses tekrar ona bakmamı söylüyordu ama bu tekrar göz göze gelmek demekti. Kendimi durdurmakta zorluk çektiğim an ayağa kalktım.

"Rana benim halletmem gereken işler vardı yurtta. Artık dönelim mi?"

"Vera manyak mısın çocuk gözlerini dikmiş sana bakıyor bu sebepten sahildeki tüm kızlar da çocuğun baktığı yere yani sana bakarken kalkalım diyorsun. Az daha otur bu şans bir daha gelmez." dediğinde çevreme bakındım. Cidden diğer kızlar neden bakıyordu?

"Rana saçmalama o çocuk niye bana baksın. Belki örtüm değişik gelmiştir ona bakıyordur. Ki bu durum şans değil olsa olsa talihsizlik getirir.
Artık gitmem lazım."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 10, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

O Hiç SevmemişHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin