prom king, jakehoon

;;↓*⁸

sunghoon, bir içki daha alırken kafası uçmuştu. barmen onun iyi olup olmadığına bakıyordu hatta. "doldur," dedi bir daha. "az sonra sevdiğim çocuk beni almaya gelecek, off! çok stresliyim iş yerinde görüyordum ama şimdi yakından görebileceğim!" dedi heyecanla.

kapıya baktı, yoktu. iç çekip önüne döndü. telefonu çalınca gülümsedi ve telefonu açtı.

"alo? hâlâ orada mısın?"

"evet, seni bekliyorum."

"tamam, bekle kapının önündeyim ben. geliyorum."

"tamam! görüşürüz!"

"görüşürüz..."

Sesli konuşma bitti 00.55

"kapıdaymış!" diyip kapıya bakmaya başladı. kapı açıldı. gelen jake'di. yüzünde bir tebessüm oluştu. barmene döndü. "sence exten next olur mu?" barmen şaşırmıştı. "olur." dedi diğer müşterilere içki doldururken.

jake yanında belirmişti. "hadi sunghoon yürü gidiyoruz." dedi tezgaha para koydu. sunghoon'un elinden tuttu ve onu kapıya kadar sürükledi. dışarı çıktılar.

"jake... kırıldığımı hiç düşünmedin mi? neden bana böyle davrandın, davranıyorsun?" gözlerine baktı jake'in. jake konuşmadı. sunghoon'u arabaya bindirdi, kendi de bindi ve arabayı sürmeye başladı. "jake"

"jake! sana bir şey soruyorum!" iç çekti jake. sunghoon'un yüzü düştü. elleriyle oynamaya başladı, gözlerinden yaşlar sessizce akıp giderken titrekçe bir nefes verdi.

eve vardıklarında sunghoon arabadan çıkmış, eve girmişti. hiçbir şey demeden. kırmıştı onu ama hâlâ ve hâlâ devam ediyordu. yatağına gitti. ağlıyordu, sessizce. kimse duymasın diye. sonradan zaten uykuya daldı.