Tamam... Panik yok. Şuanda ya baygınsın yada evren değiştirdin. Gayet normal... ._.
...
Ses cihazımı açtım ve sesimi kayıt etmeye başladım.
Şuanki en büyük korkum burada yanlız olmamak.
Etrafı gözledim. Ev ana girişi dışında bir yapı değişikliği yoktu, orman temalı olması dışında. Ne kadar Garip.
Etrafta gezindim sanırım tek bir odaya bağlanan her yer inşa olarak aynıydı. Ama kapıyla geçilen yerler farklı odalara açılıyordu. Gerçek haline benziyordu ama sadece anımsatıyordu.
Açlık ve sussuzluk hissetmiyorum bu gayet iyi.
Evi gezmeye devam ettim. Çok incelenecek bir şey yoktu. Klasik filmlerde gördüğümüz orman. Sadece sakinleştirici bir akarsu sesi vardı. Sesi bulmaya gittiğimde, üst katın merdivenlerden mutfağa kadar uzanan en az 1 metre kalınlığındaki bir akarsu vardı. Akarsuları her zaman sakinleştirici bulmuşumdur o yüzden akıl sağlığımı çok rahat koruyabiliyordum.
Merak ettiğim şey buraya nasıl bu kadar hızlı uyum sağladım. Kendi kendime kıkırdadım.
Akarsuyu takip edip mutfağa gittim. Mutfağa gittimde renkli bir ip dikkatimi çekti toprağın altına gömülüydü. Bu evdeki toprak neredeyse 10 santim deribliğindeydi o kadar derin değildi ama varlığını hissetiriyordu.
Hızlıca gidip ipi çektim...
O gün götürdüğüm çantaydı. Yanık izleri falan hiç bir şey yoktu.
Biraz garip hissetmiştim. Ama içindeki eşyaları almalıydım. İçini açtım, 10 Kaset ip ve bir matara dolusu su buldum. Güzel.
Çantayı yanımda götürüp ekstra bir taşıma yapabilirdim ama dış kısmı tamamen topraktı o yüzden üstümü kirletmek istemedim. Ama biraz düşündükten sonra, çantayı aldım. Kendi çantamdaki bıçağı çıkardım Hızlıca çantanın sırt kısmını kesip sadece bez olacak şekilde aldım. Akarsuya gidip bezi yıkadım. Bu şekilde kendi çantamı dikerek daha büyük bir alan aahibi olabilecektim.
Tıpkı oyunlardaki gibi bulduğum materyalleri kullanmalıyım.
Bir süre geçtikten sonra, üşümeye başladım. Bıçağımla bir ağaçtan biraz tahta kopardım etrafımdaki dalları topladım ve küçük bir kamp ateşi yaptım. Huf yorucu.
Bezi hızlıca kurutabilecek ve vücut ısımı koruyabilecektim.
Yine kısa bir süre geçtikten sonra bezi aldım... Hay kafamı dikiş aletlerim yok ki benim yanımda... Her neyse belki sonra lazım olur. Çantamın içine koydum.
Ateşin yanına oturdum.
Daha ne kadar burada kalacağım acaba...