Bölüm-4

60 8 5
                                    

Öncelikle merhabalar..

Uzun zamandır bu fice bölüm atmıyordum çünkü diğer fici bitirmeye çalışıyordum.
Bu fic tutmadığı için çok yazasım gelmiyor ama yine de yazmaya devam edececeğim.
Ayrıca bu fic kısa zamanda final olacak muhtemelen..

Şimdi, isterseniz fice geçelim ❤️😁

***

Aradan birkaç ay geçmişti. Hoseok, bugün işten erken geleceğini Yoongi'ye söylemişti. Ayrıca yanında bir arkadaşını da getireceğini söylemişti. Yoongi, buna göre hazırlık yapmıştı ve şimdi de televizyon izlerken Hoseok'un ve arkadaşının gelmesini bekliyordu.

Kısa bir süre sonra kapı çaldı. Yoongi hemen kapıyı açtı. Hoseok'un yanındaki uzun ve kaslı adamı görünce ağzı açık kalmıştı. Hoseok ve arkadaşı içeri geçerken, Hoseok konuşmaya başladı. "Yoon, bu arkadaşım Namjoon." Daha sonra Namjoon'a döndü. "Joon, bu sevgilim Yoongi. Sana bahsetmiştim." Namjoon gülümsedi ve Yoongi'ye elini uzattı. "Memnun oldum, Yoongi." Yoongi karşılık olarak Namjoon'un elini hafif sıktı. "Ben de memnun oldum.."

Aradan birkaç saat geçmişti. Yemeklerini yemişlerdi ve şimdi de sohbet ediyorlardı. Yoongi sohbete çok katılmıyordu, ama Hoseok ve Namjoon, ara sıra kahkaha atarak, çokça konuşuyorlardı. Yoongi, Hoseok'u, Namjoon'a karşı bu kadar samimi olduğu için kıskanıyordu ama sesini çıkarmıyordu.

Aradan yarım saat daha geçmişti. Yoongi, artık Namjoon'un burada olmasından sıkılmıştı. Hoseok'u gerçekten çok kıskanıyordu.

En sonunda dayanamadı ve Hoseok'un omuzunu dürttü. Hoseok hemen Yoongi'ye döndü. "Efendim, Yoon?" Yoongi mırıltılı bir sesle konuşmaya başladı. "Biraz benimle gelir misin, Hoba?" Hoseok başıyla onayladı. Yoongi kendi odasına giderken, Hoseok da Namjoon'dan özür dileyip Yoongi'nin peşinden gitti.

Hoseok, odaya girince, karşısında, kollarını birbirine bağlamış, ona sinirli bir şekilde bakan Yoongi'yi görünce şaşırmıştı. "Yoon..? Neden bana öyle bakıyorsun..?" Yoongi sinirle konuşmaya başladı. "O adam ne zaman gidecek..?!"

Hoseok hâlâ şaşkın bir biçimde cevap verdi. "Bilmiyorum ki.. Birkaç saat sonra gider heralde.." Yoongi sinirli bir şekilde güldü. "Birkaç saat mi?! Neredeyse akşam oldu!"

Hoseok, Yoongi'ye sorgularcasına bir bakış attı. "Bir dakika, bir dakika.. Sen beni mi kıskandın?" Yoongi'nin sinirli yüzü, hafif şaşkın bir ifade almıştı şimdi. "Sen.. Nerden anladın..?"

Hoseok, Yoongi'ye yaklaştı ve gülümsedi. "Gözlerinden, bebeğim.. gözlerin her şeyi anlatıyor.." Hoseok Yoongi'nin dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. "Namjoon benim dostum. Ayrca, o gay değil. Yani onu benden kıskanmana gerek yok." Yoongi hafif gülümsedi. Hoseok gülümseyerek devam etti. "Hadi içeri geçelim, misafitimizi çok beklettik." Yoongi başı ile onayladı.


...

Saat gece yarısına gelirken Yoongi , bir kabus görüyordu. Bir ses sürekli aynı şeyi söylüyordu ona. "O yalan söyledi... O yalan söyledi... Seni aldatıyor..."

Yoongi korkuyla uyandı. Hâlâ aynı sesi duyuyordu. "Seni aldatıyor... Yalan söyledi"

Yoongi kendi kenine düşünmeye başladı. "Hayır... O yalan söylemez bana.. hayır.."

Kafasındaki ses sürekli aynı şeyleri tekrarlayarak Yoongi'yi kendi kobtrolüne almıştı. Artık yoongi de aynı şeyleri söylüyordu. "Yalan söyledi.. Aldattı beni..."

***

Evettt
Bu bölümü beğendiniz mii 😁

Uzun zamandır bölüm atamadigim için tekrardan özür dilerim

Yeni bölüm kısa zamanda gelir. O zamana kadar sağlıklı kalın 💜

First Love | SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin