tim karargaha gelmiştir burkay hemen albayın odasına gider kapıyı çalıp içeri girer selamını verir
-yüzbaşı burkay pusat. komutanım izninizle bir soru sormak istiyorum
albay burkayın ne söyliceğini biliyordur ama
-sor bakalım yüzbaşım.
-komutanım saygısızlık etmek istemem ama adamlar burnumuzun dibindeydi neden döndük. içerde yüzbaşıda yoktu .timim soruyo cevap veremiyorum komutanım.
-haklısın yüzbaşım sizin oradaki göreviniz yüzbaşıyı bulmaktı,ne yazık ki yüzbaşının şehit haberini aldık. evet içerde yüzbaşı yoktu, ama bir istikbaratçımız ordaydı ve genelkurmay önderliğinde istikbaratcı birimimiz elebaşlarınında katılıcagı bir toplantı için baskın planı yapmışlar siz o magraya gitseniz orayı dümdüz ederdiniz biliyorum, ama 10 büyükbaşı 2 büyükbaşa tercih ettik diyelim .oparasyon ne zaman bilmiyoruz ama poyrazda orada olucak .
duydukları karşısında içi birazda olsa ferahlayan burkay hafif bir gülümsemeyle selamını verir
-emredersiniz komutanım. der ve odadan çıkar bir oh çeker çünkü o magranın kapısından dönmek zordur. tim içinde öyle olduğunu burkay çok iyi biliyordur artık onlara vericek bir cevabı vardır ve buyuk oparasyonda yer almak poyraza iyi gelicektir tam rahatlamıştır ki aklına sehidimiz gelir tekrar burkulur yüreği, yüzüne de yansır garaja dogru gitmek için bahçeye çıkar agacların altındaki bankta aslıyı görür ve seslenir
-aslı....ASLII......
aslı cevap vermemiştir merak edip yanına gider elini omzuna dokundurur
-aslı
aslı ilkilir ve bir anda ayağa kalkar şaşkındır hemen gözlerini siler ve
-burkay! siz oparasyonda değilmiydiniz .
aslının gözleri aglamaktan kızarmıştır burkay banka oturur eliyle bankı gosterir
-sen ne zamandır harekat merkezinde değisin de bizden haberin yok . bizde aslı merkezde bize destek diyoruz ama nerdee.
burkay aslıyı yumuşatmaya çalışmıştır ama daha sözü bitmeden aslının gözlerinden yaşlar akmaya başlar
burkay
-noldu be aslı. (üzgün bir şekilde)
aslı gözlerini siler bir nefes verir
-şehit haberini aldığımdan beri
-ne?
-sordun ya nezamandan beri merkezde değilsin diye ecenin. der ve durur tekrar aglamaya başlar
burkay anlamıştır bişey diyemez aslıya ne derse boştur çünkü
biraz yanında sessizce oturur aslı biraz sakinlemiştir burkay
-yüzbaşıyla arkadaştın sanırım?
-arkadaştan öte kardeşimdi. beraber okuduk biz onla askeri liseyi, akedemiyi. hatta şark görevinden sonra aynı birliğe istedik tayinimizi 3 sene aynı yerde görev yaptık ben bordo bereli kursuna katıldım istikbarat istedim o özel harakat olmak istedi oyle ayrıldı yollarımız ama hep görüşürdük hattaa(der biraz susar ve devam eder) hattaa hissetmiş gibi daha iki gün önce aradı dışarda bulustuk bana kardeşini emanet etti şehit olursam kimsemiz yok sen ol almilanın yanında dedi.
burkay cevap verememiş üzülmüştür o sırada bir er bankın yanına gelir
-onbaşı ali topal aslı yüzbaşım bir genç kız geldi sizi soruyo adı almila almila şirin
aslı ve burkay birbirlerine bakarlar
burkay
-haberi var mı
-yok sadece gelmesini söyledim
-yanında olmamızı istermisin timi çagırıyım belki yardımımız olur
-yok burkay yok yalnız olsak daha iyi olur zaten ona ben değil ablası söyliycek buyuk ihtimalle
-ne
-ece şehit olursam diye mektup bırakmıştı almılaya. öğrenmeden şehit olduğumu ilk mektubu okusun demişti
bunları soylerken yaşlar akar aslının gözlerinden. burkaydan uzaklaşır kapıya doğru gider
burkay bir offf çeker şehit yükü ağırdır çünkü geride kalmak zordur geride kalanla konuşmak şehit haberi vermek o daha da zor burkay bunu biliyordur. oturduğu yerden kalkar garaja doğru yürür tekrar. içeri girdiğinde tim meraklı gözlerle burkaya bakarlar sorularına cevap bekliyorlardır. ama bu meraktan çok kızgınlıktır çünkü düşmana yakınlardı çünkü yapabilirlerdi hepsi aynı şeyleri düşünüyordur
burkay söze başlasın diye gözünün içine bakarlar burkayda komutanın dediklerini harfiyen time özet geçer büyük oparasyona katılıcaklarınıda haber verir tim biraz olsun rahatlamıştır
turan
-hani aklım orda kalmadı mı kaldı ama böyle buyuk bir oparasyon fırsatı az geçer
sancar
-içerde de istikbarat varmış abi
selçuk
-komutan son anda dönün demese allah korusun...
kürsat
-valla bana kalsaa.. kürsat sözünü bitiremeden
burkay hariç tüm tim aynı anda
-dalalım. bam bam bam .. der ve gülmeye başlarlar burkayda buruk bir gülümseme sanki bişey bekliyormuş gibi kapıdadır ki o gülüşmelerin içinden bir feryat yükselir
-ABLAAA
tim ne oldugunu anlamaz bir anda herkes donmuşcasına hareketsiz ve sessizdir burkay tamda bunu bekliyordur sesle birlikte dişlerini sıkar
alparslan ne yapalım dercesine
burkayın suratına bakar
-şehit yüzbaşının kardeşi... aslı haberi vericekti..
tim öylece kalır az önceki gülüşme şimdi bogazlarında bir düğümdür oldukları yerde kalakalmışlardır tekrar bir ses inletir ortalığı
- ABLAAAMMMM
alparslan burkayın yanına yaklaşır
-şehit haberini kardeşine neden aslı yüzbaşı veriyor komutanlar varken
-şehidin vasiyetiymiş.
şahin
-nasıll
-Aslı ece yüzbaşının yakın arkadaşıymış ve kardeşinden başka kimsesi yokmuş iki gün önce aslıya şehit olursam kardeşime ver ilk bu mektuptan öğrensin demiş.
kürşat
-hissetmiş desenize
şahin
-aslının bahsettiği özel harekat olan yüzbaşı mı ?? ...
burkay
-evet şahin o yüzbaşıymış şehit olan
sancar
-aslıda yıkılmıştır şimdi. tam o sırada aslı garajın içine bir telaşla girer
-Sancar . sancar hemen gel . hemen gell. bayıldı.
aslı teleşla bunları söylerken sancar hemen ayağa fırlar koşarak çıkar almila bankın orada baygın yerde yatıyordur....................................................5 dakika önce..............................
Aslı burkaydan ayrıldıktan sonra kapıya doğru gider yanındaki askere eliyle kapıyı gösterir açın der. almila içeri girer aslıya doğru yaklaşır aslının gözleri kızarmış sahte bir gülümsemeyle yüzüne bakmaktadır almila bişeyler oldugunu anlar
-merhaba abla
-merhaba kuzum hoş geldin geçelim mi şoyle
-geçelim abla da hayırdır bişey mi var sen..
-yoo ablam şoyle bi geçelimde de. der ve garajın ön tarafındaki banka otururlar
almila
-arayıp gelmen lazım diyince ben endişelendim abla bişey yok inşallah
-şey ben.. (sesli derin bir nefes alır verir ) nasıl söylesem
-abla.... kötü bir haber mi? der gözleri dolmuştur almilanın aslının gözlerinden yaşlar akmaya başlar
-ece iki gün önce yanıma geldi senin için bir mektup bıraktı bana.. bu sırada kamuflajının alt cebinden mektubu çıkarır ve almilaya uzatır almila mektubu alır ve açar okumaya başlar aslı ağlıyordur almila okudukça ağlamaya başlar. mektubu kapatır ve göğusuna başarak bağırır.
-ablaaa
.almila hıçkıra hıçkıra ağlıyordur
-ABLAAMMMMMM
aslı almilaya sarılır 1-2 dakika kadar sarılıp ağlarlar aslı doğrulur aslının gözlerini siler
-kuzum benim. yapma böyle
almila bir anda durur yutkunur kafasını kaldırır
-ablam ağlamamı istemezdi deme aslı abla
-istemezdi kuzum. ece ağlamamızı istemezdi.
-abla cenaze ne zamam gelicekmiş
almilnın soğuk kanlılığı aslıyı. korkutmuştur
-2 saat içinde askeri ambulans uçak burda olucakmış...
-tamam ben gidiyim...... şimdi haber vermek gerekir .. hazırlık yaparım bide..iki saat.. (bir yandan. gözlerini siliyordur ) gidiyim ben... ayağa kalkar aslı birşey diyemeden arkasını döner iki adım atar ve olduğu yere yığılir kalır...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VATAN UĞRUNA Elif Misali
Ficțiune generalăVATAN UGRUNA ELİF MİSALİ Elif misali dimdik durmak, ELİF gibi olmak Vatanı savunmak için gereken en büyük özellik duruşunu bozmadan, özünden vazgecmeden, başlangıçların en güzeli olmak. Elif Misali Dimdik Durmak