6, yeterince kaçtın

364 76 19
                                    

Bu partiye gelmeyi hiç ama hiç istemiyordum.

Ama Namjoon'dan aldığım bir mesaj sonrasında tamamen ikna olmuş bir şekilde buradaydım işte. Yoongi her ne kadar beni def etse bile koluna girmiştim, garip bir surat ifadesiyle etrafı izlerken Namjoon ortalarda görünmüyordu, ama Jimin buradaydı ve bizi gördüğü gibi yanımıza gelmeye çalışsa da etrafındaki insan kalabalığı buna izin vermemişti.

Yoongi pantolonunun başlangıcında biten, göbeğinin altından çok hafif bir dekolte veren bluzu ve üstüne giyindiği şifon, haute couture gömleğiyle ona meydan okuyan bakışlarını esirgemiyorken, Jimin gayet günlük kıyafetleriyle gelmiş gibi duruyordu.

"Beni sinir ediyor," dedi Yoongi, elindeki Martini bana iyi şeyleri anımsatmazken sinir olan tek kişi o değildi.

Jeongguk o gün bana defalarca partiye gelip gelmeyeceğimi sormuştu ve ne kadar kabul etmesem de burada olmamın tek nedeni oydu.

Elimdeki bira şişesinin etiketini parçalara ayırıp sıkıldığımı kilometrelerce öteden belli edecek bir surat ifadesiyle oturuyordum şimdi. Az ileride Mire vardı, arkadaşlarıyla gülüşüp eğleniyordu ve arada göz göze geliyorduk. Neredeyse her partide onları beraber görürdüm, bu yüzden Jeongguk'tan haberi var mıydı merak ediyordum.

Bira şişeme sarılıp çenemi ağız kısmına dayadığım vakit yanıma aniden oturan Jimin ile bile sessizliğimi bozmamışken, Yoongi tepemizden bize bakıyordu.

Jimin şişemi kucağımdan çekip, "Odada seni göremeyince gelmeyeceksin sandım," dedi. Birkaç yudum kalan birayı diklerken gözleri Yoongi'ye kaydı. Saniye saniye bakışlarının nasıl değiştiğine şahit olurken, Jimin yüzünde onu kesinlikle gıcık edecek bir gülümsemeyle duraksadı.

Flörtöz bir ses tonuyla, "Ne hoş olmuşsun," dedi. "Benimle inatlaştığın için bu geceye kadar uyumadığına eminim."

Yoongi kolumu ittirip koltuğun köşesine oturduğunda, "Senden daha iyi olacağımı bildiğim için epey huzurlu uyudum aslında," dedi. Üstündeki gömleği gösterdi ve alayla Jimin'e baktı. "Bok gibi görünüyorsun."

Aralarından çekilmek için sırtımı koltuğa biraz daha bastırırken, yeniden tanışmalarının pişmanlığını yaşıyordum. "Hayır. Sadece beni ne kadar umursadığını gördüm." Gülüşü biraz daha genişledi. "Beni fena umursuyorsun."

"Benden mi hoşlanıyorsun?" diye sordu Yoongi, aniden bunu sorduğu için ona yandan bir bakış attığımda, Jimin benim aksime şaşırmış gibi falan değildi. Küçük bir kahkaha atmış ve ardından, "Senden hoşlanmamı ister miydin?" diye sormuştu.

Yoongi omuz silkti, "Benden hoşlanıyorsan eğer zevklerini sorgulamayı bırakacağım," dedi ciddiyetle.

Jimin de onun gibi omuz silkti, "Senden hiç hoşlanmıyorum," diye cevapladı. "Senden hoşlanmak cehennem gibi olurdu." Suratı dümdüzdü. "Böyle iyiyim."

Yoongi birkaç saniye onu baştan aşağı süzdü, dişleri arasından, "Beni sinirlendiriyorsun," demişti ama pek sinirli gibi değildi, daha çok düşünceliydi. Jimin bir şey söylemediğinde, "Bir süre muhatap olmayalım," dedi ve yanımızdan ayrıldı.

Onun ardından Jimin kendi kendine gülüyordu, "Min lanet olası Yoongi," diye mırıldandığını duydum, sonra da yanımdan kalktı ve bana bir kelime bile etmeden gözden kayboldu. Aralarındaki tuhaf iletişime alışsam bile her seferinde onlara şaşırmadan edemiyordum.

İç geçirerek bakışlarımı kapıya çevirdiğimde, giren kalabalık bir grubun ardından görünen uzun boylu bedenle en sonunda göz göze gelmiştim.

"Namu!"

Heyecanla el sallayıp saniyeler içinde yanında bittiğimde buna ihtiyacım olduğunu bildiğim için sıkıca ona sarılmış, kaslı omzuna kafamı yaslarken yakışıklı suratını şöyle bir süzüvermiştim, "Sen de buraya birkaç çıtır avlamaya geldin değil mi," diye şikayetlendim o an. "Kullanmaya kıyamadığın şu parfümü de sıkmışsın. Boğdun beni, zampara."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 16 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

outnumbered | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin