Okurken yorumlarınızı eklemeyi unutmayınnn
Tabiki de anasını sikemeyecektim.
En son 30 saniye boyunca ona baktım sanırım. Pis pis sırıtarak bana bakıyordu. Gülümsemesi çok hoş... Herneyse işte. Ben bu çocuğa klavye delikanlılığı yaptım ama şimdi ne yapacağım. Sanırım böyle devam edeceğim.
Yada sanki ben değilmişim gibi yaparım. Çok mantıklı. Ahh çok zekisin Jisung.
"Amsız ibne? Pardon o kim?" Suratına daha pis sırıtarak baktı.
"Sensin."
"Yoksa değil misin?" O kadar güzel ve iç ürpertici bir sesi var ki. Hem korkutuyor hemde sabaha kadar onun bu kinayeli sesini dinleyebilirdim. Aşık falan olmam umarım. Aman zaten bu tipin neresine aşık olacaksam.
"Ahh ama çok düşünüyorsun amsız ibneciğim. Acaba geriden mi geliyor?" Yanıma yaklaştı ve kulağımın üst tarafından beynimi göstererek işaret parmağı ile daireler çizdi. İtici.
Elini sertçe kavrayıp yere doğru indirdiğimde ekledim "Sanırım şuan iftira atıyorsun. Kim olduğunu bile bilmiyorum ve sen beni başka birisi ile karıştırıyorsun. Hemde adı amsız ibne. Garip. Çok garip." At yalanı Jisung. Az daha at canım.
"Hmm" o ses ondan mı çıktı? Aynı bir kedi mırıldamasına benziyordu. Acaba kedisi var mı? Bu beni alakadar etmez.
"Amsız ibne sensin jisung. Bunu sende biliyorsun." Gözlerimi uykuluymuş gibi yarıya kadar kıstım ve alaylı bir tavırla kafamı salladım.
"Yanılıyorsunuz bay lee. Ben Jisung. Sadece Jisung. Amsız ibne gibi birşey değil. Sadece Jisung. Anladın mı?" Bay lee? Ne ara bu kadar resmi oldum.
"Bay lee falan. Ne demek bu? Ve anlamadım. Daha iyi açıkla." O bana emir mi verdi? Ne? O kim? Haha güleyim bari.
"Pardon?" Deyip gözümü kısıp anlamamış gibi baktım.
"Bana öyle bakma jisung. Biraz fazla çekici oluyorsun." Ardından derin bir kahkaha sesi.
"İnsanların duyguları ile oynamaktan acilen vazgeçmelisin." Duygu mu? Ona karşı? Bende?
"Ahh yoksa bana aşık mı olmuştun? Çok üzüldüm şimdi." İğrenç birisi.
"Ve iftira atma." Altta kalma jisung. Sakın.
"Kanıtla." Bu sefer cidden anlamadım ve o yüz ifadesi ile birkez daha baktım.
"Kanıt göster. Amsız ibne olmadığını göster bana."ne? Lan! Bir dakika. Amsız olmadığımı nasıl göstereceğim. Şaşırmış ve hafifi sırıtan bir yüz ifadesi ile ona baktım.
"Aptal. Öyle değil. Herşeyi fesat anlama. Biliyorum benimle sex yapmak eğlenceli olur. Ama maalesef. Senin için bu imkansız." Ne diyo bu? Konuyu değiştirip devam ettim.
"Nasıl kanıtlayacağım?"
"Hmm.Mesela Instagram hesabını göster bana. Kullanıcı adınız aynı mı diye bakacağım." Eyvah. Ne yapacağım. Telefonum yok desem. Olmaz herkesin telefonu var. Off ne söyleyeceğim ben şimdi.
"İnstagram hesabımı dondurdum." Aferim pasama. Böyle devam Jisung.
"Aç tekrar. Açılabiliyor dondurunca." Hay ben senin gibi torunun.
"Şarjım az." Arkamda olan yatağa yavaşça telefonumu bıraktım. Çok yavaşça.
Ani haraketle elini arkama geçirip arkamda bağlı olan kollarımın arasından geçirdi. Bi an dudaklarıma baktığını gördüm. Sonra dikkati dağılmış gibi tekrar telefona döndü.Ne olduğunu anlamadan arkama döndüm. Uzun kolları ile bedenime daha da yaklaştı. Korkunç. Ardından telefonu almak için çaba gösterdi.
"Şarjının olduğunu biliyordum amsız ibne." İki işi aynı anda nasıl yapabiliyordu?
Bi anda yatağın yanına ayağım ile ittirip arkaya doğru gittim. Sırtım ön kısmına çarpınca o da arkaya gitti. O yere düşerken ben hemen telefonu alıp kapıya doğru koştum. Kapıya doğru ilerlerken anneme bağırıyordum.
"Anne sen kısırları koy biz geliyoruz şimdi."
Ardından kapıyı açtım. Arkama baktığımda topallayarak gelen bir adet lee know gördüm. Hafifçe güldükten sonra hemen rastgele kolay giyilen bir ayakkabıyı giydim. Hızlıca merdivenlerden iniyordum. Pek hızlı olmasada iş görürdü. Zaten oda kendi ayakkabılarını giymemişti. İkimizde teyzelerin birinin terliklerini giymiştik. 2 kat indikten sonra asansörün o katta olduğunu gördüm. Hızlıca düğmeye bastım. Lee know gelmeden kapı açılınca hemen içeri girdim. Tak tak terlik sesleri geliyordu. Anlık küçük bir sırıtış ile hemen zemin kata bastım. Kapı kapama düğmesine bildiğiniz abandım.
Kapı sonunda kapandığında rahat bir nefes aldım. Ama sonra asansör durdu. Kapı açıldı. Ve lee know. Yarrağı yedim cidden.
Sırıtıp yavaş yavaş asansöre doğru ilerliyordu. Şuanda ayağındaki o terlikler ile asla ciddiye alamam onu.
Ben yine kapı kapanma düğmesine abandım. Ama gereksiz bir uğraştı. İçeri girdi. Sanki normal bir komşu gibi köşeye geçti.
Lan bu bir katı ne ara indi? O kadar hızlı nasıl oluyor be?
Sesimi çıkartmadan aşağıya doğru gidiyorduk. Aniden önüme geçip tutunma demirlerine tutundu. Ben nefesimi tutmuş bir şekilde hiç bir şey yapmadan duruyordum.1-2 dakika öylece durduk. Sonra yavaşça elini cebime doğru uzatıp telefonumu aldı.
Sanırım beni aptal sandı. Tabikide telefonuma şifre koydum. Telefonu açtı. Bana baktı. Elimi tuttu. Havada bir iki kere bana vurdu. Sonra parmağımı alıp parmak izi okuyucusuna okuttu. Telefon tabikide açıldı.
İnstagrama girdi. Hesabıma girip gülümsedi.
"Ahh amsız ibneciğim sana çok yazık." Şaşırmış gözlerle ona bakarken ekledi.
"Yani nasıl olsa biraz sonra ben tarafından sikileceksin. Aa aslında bununla gurur duymalısın. Nasıl olsa ben. Değil mi?"
Selamm yine ben.
Çok hızlı bölüm atamıyorum.
Ama haftada artık 3 bölüm atarım sanırım.
Aslında bölüme başlarken yürümez herhalde demiştim ama gayet iyi ilerledi.
Yorumlarını bekliyorum. Puanlamayı unutmayın.
~thvberra gururla sundu
*İnstagram:thvberra*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anne Kısırı Koy Geliyoruz Biz Şimdi/Minsung
FanficJisung normal bir şekilde hayatına devam ederken canı sıkılmıştı ve o anda ınstagram dan bildirim gelir. Mesajda reels videomu beğenir misin yazıyordur. Duruma sinirlenen jisung klavye delikanlılığı yaparak söver. Ama karşısındaki lee know onun kim...