Dünya dönmeye an be an devam ediyordu tıpkı insanların ve hayvanların doğması , büyümesi , ölmesi ve tekrar doğması Peki bu döngünün bir sonu var mı? Hayır ya da
evet ; aptal ve geri kafalı olmayan herkes tabi ki hayır der peki aptal olan
evet der mi? Ya da hayır...Gerçeklik dünyanın dönmesi ve bu döngünün devam etmesi olabilir mi ...
Ya da bu durumu ciddiye almak hayatı sorgulamak , hayatını boş işlerle geçirmek yerine verimli yaşamak bu da bir döngü değil mi... Karşılaştığım tüm insanlar bana aptal olduğumu söyler ya da çok çalışmaktan inek olduğumu ve ölünceye kadar şakayla karışık inek olacağımdan korktuklarını söylerler ... Arkadaşlarım tek tük insanlardı ya da insanlıklarını kayıpetmiş yaratıklardı benimle arkadaş olmak bir yana kendi çıkarları için varlığıma katlanabiliyorlardı ama ben onlara katlanamıyordum... Annem bana son sözlerini öyle gitmişti bu hayattan,
" Kızım hayatı çok sev , çok çalış ve çabala , emekle . Kendini çok sev benden bile babandan bile çok sev kendini hani san demiştim ya ' İnsanlar çok acımasız onlar çıkarları için hemcinslerini kullanmaktan kaçınmazlar ' demiştim Hazalım bu insanlar daima karsına çıkacaklar . Sen kendini böyle insanlardan koruyacaksın hatta koruyacağını biliyorum " demiştim annem .
Babam o zamanlar iş seyahatinden dönüyordu . Hastane odasında annemin baş ucunda bekliyordum annem o sözleri söylerken bile nefes almakta zorlanıyordu , annemin elleri iki elimi kavradığında çok üşümüştüm elleri çok soğuktu . Annen ; Melike Şah ismini çok seviyordum bana muzip geliyordu , küçük annemin yorgun gözüken yüzünde saniyeleri dakikaları getirmişti. Derin bir nefes alıp verdim dudaklarım aralandı , " Annencim saba bir şey söyleye bilr miyim?" Küçük ellerimi soğuk ellerden çekip yüzüne yaklaştım her iki yanağına sulu bir öpücük bırakıp geri çekildim . Yorgun görünen yüzünde gözlerindeki hareler
gözleri anne şefkatiyle dolup taşmıştı. , " Anncecim seni dünyalar kadar çok seviyorum hem sen daha güzelsin bir de..." işaret parmağımı şakağıma koyup düşünür gibi bir pozisyon aldım . Annemin güzel kıkırdayan sesi kulağıma ulaştığında oyunuma devam etmiştim. " Bir de en güzel sevebilmek sensin , en çok senin yemeklerin yemeklerin güzel babamınki de güzel ama o son yaptığı makarna pişmemişti."
Kıkırdadığımda annem suspus olmuş yüzünde eklenen bir ifadeyle beni dinliyordu daha çok kıkırdayıp üstüne atladım ve ona olabildiğince çok sıkı sarıldım. Odanın kapalı kapısı tıklatılıp
açıldığında hiç kendimi bozmadan sarılmaya devam etmiştim iki el sımsıkı sarıldığım bedenden beni ayırıp ayırdığında ayaklarımın yerden kesildiğini gördüm sinirlnmiştim bakışlarım yerden yukarıya yukarıya doğru çevrildiğinde sevinç çığlığı atmıştım . Babam gelmişti. Boynuna atlayıp sımsıkı sarıldım Babam saçlarımdan öpücük kondurup beni yere indirmişti öksürük sesi geldiğinde geldiğinde hızlıca arkama döndüm annemin kanla karışık öksürdüğünü görmem odada çığlık atmama sebep olmustu. Babam aniden beni odadan çıkarıp koridorda bağırmaya başlamıştı ben hala bağırıyordum hemşireler odaya girdiğinde babamda girmişti koridorda yalnız kalmıştım aslında o günden sonra annemin öldüğünü anlamıştım ve sözlerinin sol göğsüme yspıştığını hissetmiştim. O zamanlar 8 yaşındaydım annem kanserdi ama ben ağlamayım diye benden saklamışlar.Şimdi ise 17 yaşındayım istediğim bir üniversite için Çabalıyor Emekliyordum... Asla boş geçirmiyordum zamanlarımı YKS sınavına sadece beş gün kalmış önemli olan sınav için harcıyorum.
Ve ben dinlenmeden tüm hırsımla çalışıyordum.Odamdaki pencereden yazın ılık esintisi ensemdeki saçları bir tarafa topluyordu ve test çözerken bu haz hoşuma gidiyordu . Test kitabındaki son testide çözdükten sonra sonra sağ taraftaki çekmeceden çözmüş olduğum testin cevap anahtarını çıkardım elime tükenmez kalem alıp kontrol etmeye başladım çözdüğüm 120 soruluk test de sadece iki yanlışım vardı ve bu benim sinirlenmem için oldukça iyi bir sebepti. Cevap anahtarını açık çekmeceye yeniden koyup yaptığım iki yanlışa bakınmaya başladım bu sefer mavi yerine kırmızı tükenmez kalem alıp hatalarımı kontrol etmeye başladım...Beş dakikalık süreçten sonra iki hatamıda anlamıştım benim için hatalarımdan ders çıkarabilmek çok önemli bir eylemdir. Bitirdiğim test kitabını kapatıp diğer bitirmiş olduğum test kitaplarının yanına koydum tamam aslında 70 ' e yakın bitirdiğim test kitabı vardı ve çok fazla olabilirdi ama benim gibi aptallar için yetersizdi. Oturduğum yerden doğrulup iki kolumu iki yana açıp geriye doğru esnedim bu hareketi burkaç defa daha tekrarladıktan sonra evin ön tarafına bakan penceremin yanına doğru afmdımladım . Evin aşçısı misafir geleceğini de söylemisti ama hala gelmemişti açıkçası benim öyle bağrıma basacağım arkadaşlarım yoktu . Güneş en güzel pencereden içeriye doluyordu ve en güzel buradan görülüyordu ona doğrudan bakamasamda ışıldadığını görmek bir nebze içimdeki harareti alıp götürüyordu. Aslında güneşin çok güzel bir ismi vardı, ve ben devamlı güneş demek istiyordum çünkü ismi annemin ismi kadar olamasada çok güzeldi...
Odamın kapısı açılıp kapatıldığında yaslandığım yerden doğrulup omzumun üstünden baktım . Anneannem sol elinde tuttuğu bastonla bana bakıyordu onun burada ne işi vardı ki
Annem yaşadığında bile bizi görmeye hiç gelmemişti. Sadece onu fotoğraflarda görmüştüm ve onca yıla rağmen hatırlayabildim. Çatık kaşlarını yüzümde gezdirdikten sonra bir kenara toplamış olduğum test kitaplarıma baktı oradanda giysi dolabının kapağı olmadığından alakbulak katladığım elbiselere bakıyordu. Tekrar içine çökmüş gözleri beni bulduğunda çatık kaşları eski halini aldı sanki buraya beni azarlamak için gelmişti . Sahiden azarlamak için mi gelmişti...
Hala beni incelerken zombi görmüş gibi ona bakmayı kesip ayaklarıma giymiş olduğum tüylü terliklere bakmaya çalıştım aniden tekrar ona baktığımda yüzüne sevgi sözcüğünden uzak bir gülümse yerleşti. " Genç kız olmuşsun Hazalcım , benide unutmuşsundur sen şimdi . Haksız mıyım? " sol kaşım cümlesine karşılık havalanmıştı. Cım mı o cım diyen dilini ... Kendine gel Hazal bu sadece kötü bir kabus . Sinirini bozmak için konuşuyor . Başımı aşağı yukarı sallayıp onu onayladım, " Evet anneannecim seni unutmuştum. Ki unutsamda bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum " Bu odadan bir an önce çıkmalıyım . Havasızlıktan boğulmak üzereyim . O bozulmuyor mu çünkü burada nefesizlikten boğulmak üzereyim . Eli arkada bir süre durduktan sonra yavaşça göz rotama girmeye başladı . Gözlerim şaşkınlıktan yuvalarından çıkmış olabilir . Sesli yutkunmam onunda gözünden kaçmamıştı. " Annenin FBI kimliği Hazal . Annene çok benzediğinin de farkındasındır umarım . " birkaç dakika eş verdi gözleri gözlerimi esir almıştı . Dudakları aralandı ,"Ve ne istediğimi de anladığını düşünüyorum " omuz silktim . " Müneccim miyim ben ne biliyim senin ne istediğini " Göz devirmem onu sinirlendirmişe benziyordu . " FBI da annenin yerine geçecek ve onun kimliğiyle yaşayacaksın . Bu çok gizli bir görev sana anlatamam . Sormada .Annen için bunu kabul et , bunu onun için yap " Gözlerimi yumup açtım tekrar yumup tekrar açtım , " Kabus değil miydi ? Gitmemişsin . " Hayır gerçekti ve bu kabus gerçekti ...