Namjoon'dan
"Ne istiyorsun benden"
"Dedim ya beni affetmedi"
Şu an eve gidiyordum ama Jin bir türlü peşimi bırakmıyor du barda bile doğru düzgün işimi yapmama izin vermemişti ve Jackson beni erkenden eve göndermişti
- Sana dedim ya ben o konuyu unuttum
- Unuttun ama affet medin
- Jin! Yeter artık bırak peşimi
- Sen affedene kadar bırak micam peşini
- Tamam affettim şimdi evime girmeme izin ver
Tam kapıyı açacağım sırada elimi tutmuştu ve beni kendine doğru döndür müştü
- namjoon beni gerçekten affetmeni istiyorum biliyorum yaptığım şey kırıcıydı ama lütfen beni affet
Üzgün bir ifadeyle konuştuğunda biraz yumuşamıştım
- affettim ve şimdi bırak beni
Tekrar elimi tutacağı sırada onu itmiştim ,dengesini kaybedip yere düşmüştü ve ağzından küçük bı inleme çıkmıştı arkamı döndüğümde yerde oturuyor du bu halini görünce kendimi durduramayıp gülmüştüm kafasını kaldırıp sinirli bir şekilde bana baktı
- komik mi ne gülüyorsun
- evet komik şu an ki halini görsen sende güler din
- gülmeyi bırakıp bana yardım edecek misin artık
- ah pardon gel hadi
Elimi uzatıp onu yerden kaldırdım ama kalkar kalkmaz acı ile inlemişti
- ne oldu iyi misin?
- bilmiyorum bileğimi burktum sanırım
- sana dedim dimi peşimi bıraksaydın böyle olmayacaktı
- şu an gerçekten bunu mu konuşacağız evinde buz vardır dimi
- evet var napıcaksın
- ne demek napıcam senin yüzünden bileğimi burktum yardım etmeyecek misin?
- benim yüzümden mi? asıl senin yüzünden neyse şimdi bunu tartışmayacağım bana tutun eve gidip ayağına buz koyalım
Jin'den
Bileğim falan burkulmamıştı namjoon'a yalan söylemiştim böylece kendimi ona daha yakın olup kendimi affettirecektim eve girdiğimizde gözüme ilk çarpan çiçekler oldu sanırım çiçekleri seviyor du küçük bir evi vardı çiçeklerin yanıda kitaplık vardı bu kadar kitabı okumuş olamaz dı
- sen geç buraya otur ben buz alıp geliyorum
- tamam
Namjoon mutfağa gittiği için evi daha detaylı inceleyebilirdim etrafı incelerken gözüme bir şey takılmıştı masanın üzerinde namjoonla bir çocuğun fotoğrafı vardı fotoğrafı elime aldım ve incelemeye başladım çok mutlu gözüküyorlar dı
Fotoğrafın köşesinde ise bir not yazıyor du " anladım ki hiç kimse senin gibi değil"
Ne anlama geliyor du bu şimdi fotoğraftaki çocuk sevgilisi miydi?- neye bakıyorsun sen
- h-hiç bir şeye
- elindeki ne o zaman
- tamam kabul merak ettim ve baktım
- anladım kenara kay biraz
- neden
- ayağına buz koycam ya unuttun mu?
- yok canım ne unutması
Koltukta biraz kayıp namjoona yer açmıştım ayağımın altına bir yastık koyup bileğime buzu yerleştirdi buzun soğukluğuyla hafif ürpermiştim
" Sevgilin mi?"
" Anlamadım"
" Fotoğraftaki çocuk diyorum sevgilin mi?"
" Neden soruyorsun"
" Merak ettim ya "
" Sevgilim değil arkadaşım"
" Çok yakınsınız sanırım"
" Kardeşim gibidir yetimhanede birlikte büyüdük sayılır "
" Nerede peki şimdi"
" Busan da okul okuyor "
" Neden burda senin yanında okumuyor"
" Ben seoule taşınmadan önce birlikte okuyorduk "
" Neden buraya taşındın o zaman "
" Soru sormayı kesicek misin artık "
Yanımdan kalkıp odaya doğru girmeye başladı
" Hey! Nereye"
" Sana yastık ve yorgan almaya saat geç oldu ve bu halde eve gidemezsin "
" Ahh anladım teşekkürler "
" Teşekkür etmene gerek yok benim yüzümden bu haldesin"
" Yine de teşekkür ederim "
Fazla mı saftı yoksa fazla mı iyiydi ayağımı burktuğuma hemen inanmıştı ve hiç sorgulamamıştı bile
«««««««««»»»»»»»»»
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HRİYADEŞ
Fanfiction""İşin aslı birbirlerini seviyorlardı , ama ikisi de sevmeyi bilemeyecek kadar gençti"" Ukejoon Semejin