Gece saat 2 sularında Berkan büyük villanın bahçesine girmişti.Güçlü adımlarla bahçeyi yürüyüp kapıya geldi.
Cebinden çıkardığı altın künyeli anahtarı çıkarıp villanın büyük kapısını açtı.
Elindeki beyaz gülü incitmemek için sapından tutuyordu.Kapının önünde bekleyen iki korumaya kısa bir baş selamı verip içeri girdi.İçeri sessiz ve karanlıktı.Sadece duvardaki saatin tiktakları büyük odanın içini doldururken Berkan bir elini pantolunun cebine sokup ağır adımlarla odanın içine doğru adımladı.
Ayakkabılarının topuklarından gelen sesler ayaklarının altındaki fayansa bastıkça evde yankılanıyordu.Berkan uzun koridoru yürüyüp geniş oturma odasına geldi.Gözlerini oturma odasındaki ağır renklerle düzenlenmiş eşyalarda gezdirdi.Gözü siyah,deri koltuğun üzerinde büzülmüş bir şekilde uyuyan çocuğu bulduğunda hafifçe tebessüm etti.
Adam masumca uyuyan çocuğu süzerken elini kravatına atıp boynundan çözdü.
Siyah kumaşı tekli koltuğun üzerine doğru atıp gömleğinin düğmelerini çözerken hala çocuğu süzüyordu.Berkan çıkardığı kravatının ardından elini gömleğinin düğmelerine atıp rahatlamak için ilk üç düğmesini çözdü.
Az sonra yavaş yavaş çocuğun yattığı koltuğa doğru adımladı.Batu'nun yattığı koltuğun önüne geldiğinde çocuğun nefes alışverişlerini daha net duyuyordu.
Bir süre o şekilde onun nefes alışverişini dinledi,Batu her nefes aldığında içine bahar doluyordu.Berkan ona doğru bir adım daha atıp elini yavaşça yüzüne doğru yaklaştırdı.
Kemikli parmaklarını hafifçe çocuğun yanağında gezdirirken siyah gözleri yüzünün her köşesinde geziyordu.Daha sonra adam parmaklarını hafifçe Batu'nun saçlarına doğru götürdü.
Parmaklarının onun saçlarının arasına daldırıp okşarken çocuk hafifçe mırıldandı ama gözlerini açmadı.Adam'ın yüzüne yine bir gülümseme otururken tekrar parmaklarını yanağına koyup pürüzsüz tende gezdirdi.Bir süre sonra Batu yanağında hissettiği huylanma ile mırıltılar çıkararak uyanmaya başlamıştı.Berkan uzun kirpiklerin yavaşça araladığını görünce derin bir iç çekip yavaşça yanına eğildi.