Tanıtım

305 16 0
                                    

Multimedia: Arya & Derin & Mira

| Arya Ediz |

"Pardon, bu elbise yırtık çıktı değiştirirseniz sevinirim." Karşımdaki görevli yanına aldığı saçlarıyla oynarken bana yapmacık bir gülümsemeyle baktı. Poşeti kıza uzattığımda elimden çekip içindeki elbiseyi çıkardı.

"Bu elbise kasten yırtılmış gibi gözüküyor yalnız." Ağzındaki sakızı biraz çiğnedi. "Değiştiremeyiz."

Sakin ol Arya. Sakin!

"Elbiseyi niye kasten yırtayım?" Kız ağzındaki sakızı şişirip patlattıktan sonra bana kısa bir bakış atıp ben gelmeden önceki işine devam etti. Elbisemi kızın elinden çektim.

Sakince arkamı dönüp mağazadan ayrıldıktan sonra cebimden anahtarı çıkartıp arabaya bindim. Aslında mağaza müdürünü çağırabilirdim ama kendi işimi kendim halledebilirim. Yavaşça arabayı mağazanın hizasına getirdim. Araba'nın yönünü tam ayarladığım zaman etrafımdaki korna seslerine kulak asmadım. Burada önemli bir iş yapıyordum ben!

Mağazanın içinde kimsenin olmadığından emin olduktan sonra gaza basıp büyük bir hızla mağazanın içine daldım.Tam kasanın önüne geldiğimde durdum ve camı açtım.

"Şimdi değiştirecek misin?"

| Derin Esen |

Bu sefer olacak! Büyük bir dikkatle önümdeki bilgisayar ekranındaki şifreyi çözmeye çalışıyordum. Bugüne kadar önüme gelen her sistemi hackleyen ben neden polis bilgisayarlarının sistemine giremiyorum ki?

Şuana kadar aklımdan denediğim şifrelerin hiçbiriyle sisteme giremeyince mecburen flaştaki programa kaldım. Deponun köşesine fırlattığım çantanın içinden flaşı alıp bilgisayara taktıktan sonra açılan program sayesinde sisteme girdim.

Sistemin yüklenmesini beklerken aklıma gelen zeki fikirle telefonumu çıkarıp bir sürü fotoğraf çektim. Fotoğraflardan en beğendiğim fotoğrafı seçip Instagram'a attıktan sonra açıklama olarak 'Birisinin sabıkaları silmesi gerekiyordu' yazıp göz kırpan emoji koydum.

Zaman biraz daha geçtikten sonra sistemin yüzde doksan altı olduğunu fark ettim. Yüzüme zafer sırıtışını yerleştirdikten sonra gelen yüksek sesle kafamı kapıya çevirdim. Ardından kırılan kapı ve içeri giren polislerle zafer sırıtışımı masum bir gülümsemeye çevirip konuşmaya başladım.

"Ben de tam sizi hackliyordum!"

| Mira Arslan |

Masanın üstündeki projemin yanında kendimden emin bir şekilde duruyordum. Arada da diğer yarışmacılara küçümseyici bakışlar atıyordum. Ödülü benim almam gerekiyordu. Bunun için fazla uğraşmıştım ve hak ediyordum. Sonunda jüriler karşımızda durup konuşmaya başladılar.

"Evet arkadaşlar bu yarışma için fazla uğraştınız. Bunun farkındayız ama biliyorsunuz ki sadece biriniz kazanacak. Yine de bu yarışmaya katıldığınız için teşekkürler." Kadının konuşmasına yanındaki başka bir jüri devam etti.

"Şimdi geldik kazanana." Gereksiz yere bizi bir süre beklettikten sonra kendi adımı söylemesini beklerken başka bir isim söyledi.

"Kerem Çağlayan" istemsizce 'ne' diye bağırdığımda bütün gözler bana yönelmişti. O olamazdı kesinlikle o olamazdı. Herkes Kerem'i kutlarken ben büyük bir sinirle lanet projemi poşete sığdırmaya çalışıyordum. Belki beni görmeden gitmeyi başarabilirdim. Sonunda her şeyimi toparlayıp oradan ayrılacakken tanıdık sesle arkamı döndüm.

"Üzülme ya. Seninki de o kadar kötü değildi. Tabi-" Hem yarışmayı kazanamamanın verdiği sinirle hemde önceden ona söylediğim cümleleri bana karşı kullanmasıyla sözünü tamamlamasına izin vermeden elindeki ödülü alıp kafasında kırdım.

***

Yazar'dan

Komiser kızlara bıkkın bir şekilde bakarken onlar ise birbirlerine bakıp sırıtıyorlardı. Korkmuyorlardı artık. Alışmışlardı sonuçta. Neredeyse her günlerini burada geçiriyorlardı. Komiserle, memurlarla arkadaş olmaya bile yaklaşmışlardı. En sonunda komiser kollarından tutup her zaman ki gibi onları nezarethaneye götürürken uzaktan onları izleyen adam arkasını dönüp oradan uzaklaştı.

ÖRGÜT~BilinmezlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin