3. BÖLÜM (Bizim kütüphaneci)

40.4K 221 50
                                    

Sırtıma değen yumuşaklık ile iyice uykum geldi ve kendi karanlığımla boğuşmaya başladım.

Hafifçe gözlerimi araladım. Yerimden doğruluk esnedim. Çok güzel uyumuştum ve bu güzel uyku üzerime tatlı bir tembellik ve uyuşukluk vardı. Gözümün kenarına bir ışık ilişti. Kafamı çevirip ışığın kaynağına baktım. Baktığım an Gözlerimin yuvalarından çıkması aynı zaman oldu. Beni taşıyan genç adam baş ucumda kitap okuyordu. Endişeyle etrafa bakınmaya başladım. Küçük bir odadaydım duvarlar beton yerler ahşaptandı. Fazlasıyla boş bir yerdi. Odanın duvarlarının dörtte üçü kitaplarla doluydu. Bu bana hala kütüphanede olabileceğimi düşündürdü. Onlar dışında odada bir lamba, tek kişilik koltuk ve üzerinde yattığım yatak vardı. Yatağın baş ucuna konulmuş koltuğa yayılmış oturan adama baktım. Sanki uyandığımın farkında değilmiş gibi yapıyordu. Oysa uyanalı çok olmuştu ve fazlasıyla ses çıkarmıştım.

Ayaklarımı aşşağıya sarkıttım. Bu haraketim ile yataktan yüksek bir gıcırtı çıktı. Yüzümü buruşturdum. Gözümü adama diktim. Bu kadar ses karşısında insan kafasını kaldırıp bir bakardı. Ama o hala gözünü kitaba dikmekle yetindi. Yüzünün atltı kafasını eğdiği için karanlıkta kalıyordu. Bir bacağını diğerinin üstüne atmış gayet rahat bir şekilde oturuyordu. Ona biraz daha bakmaya devam ettikten sonra yalandan öksürdüm. Kafasını kaldırıp bana baktı. Hayattan bezmiş gibi.

"Sonunda uyandım bir an seni öldürdüğümü düşündüm." Şaşırmıştım, demek suratıma hayvan gibi kapı çarpan oydu. Gözlerimle etrafı tekrar taradıktan sonra ona dönüp.
"Ben Nerdeyim? " Diye sordum.
"Merak etme kütüphanedeki eski depolardan birindesin."
"Depo mu? Ama burda yatak ve koltuk var." Bana salak mışım gibi baktı.
"Varlar çünkü boş vakitlerimde ve hafta içinde burda kalıyorum. Şimdi sorgulaman bittiyse seni odana bırakıyım." Bunu öyle bir ses tonuyla söylemiştiki kemiklerimin donduğunu hissettim. Fazlasıyla mesafeli ve soğuktu. İçimin titrediğini hissettim. Zaten burda rahatsızdım şimdi odadan kaçma isteğim dahada artmıştı. Ayaklarımı yere basıp kalktım. Kapıya doğru bir iki adım atmıştımki başım döndü. Galiba uzun süredir yatakta yatıyordum. Elimi başıma götürüp sendeledim. Tutunucak birşey arıyordum ki elimi biri tuttu ve ben yere düşücekten çekti. Kafamı zorlukla kaldırıp beni kendine çeken bedene baktım. O yeşil gözleri bana buzulları andırıyordu. Yüzüme doğru eğildi. Napıcamı şaşırmıştım. Onu itip kendimi geriye çektim.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?!" Kendini bilmez mantıksız insanları hiç sevmezdim. Kaslarını kaldırıp
"Ne yapıyormuşum?" Diye igmalı bakışlar attı.
"Sen... sen yüzüme doğru eğilince şey zannettim." Bana pis pis gülerek. "Ne zannettin?"
Bu sözleri beni sinirlendirmişti. Hem yüzüme öpücekmiş gibi eğiliyor hemde benle dalga geçiyor.
"Seni adam zannetmiştim!" Kaslarını daha da kaldırıp gür bir kahkaha attı.
"Ahh sizin gibi bücürlerin hayal güçleri fazla çalışıyor." Kafasıyla kapıyı işaret etti.
"Önüme düş. Seni odana bırakıcam."
"Yok. Gerek yok ben kendim giderim." Kapıya doğru dönüp hızlı adımlar atmaya başladım. Kolumu tutup beni durdurdu. Yüzüne bakınca ifadesiz olduğunu gördüm. Bu beni sebepsiz yere korkutmuştu.
"Sana ben seni bırakıcam dedim. Yolda bayılıp kalmanı istemeyiz dimi?" Sesli bir şekilde yutkundum. Bakışları korkmama neden oluyordu. Başımı onaylar anlamda sallayıp kapıya ilerlemeye başladım. Kapıdan çıktığımızda kütüphanenin ikinci katındaydık. Merdivenlerden yavaşça indim. Basım hala ağrıyordu. Kütüphaneden dışarı çıktık. Bahçenin ortasına gelince durdum. Benden üç dört adım geriden gelen gençte yanıma gelip durdu.
"Cidden beni bırakman gerekmiyor. Teşekkür ederim. Ben bundan sonrasını kendim hallederim."
"Olmaz öyle şey inat etme."
Şuanda hayatımda hiç olmadığım kadar gergindim. Arkamda son derece yakışıklı bir o kadarda yabancı ve soğuk biri var. Acaba ismi ne? Odama gelince ona sora bilirdim.

Yurda girip merdivenleri tırmandık. Odamın önüne gelince durdum ve arkamı döndüm. Beni görünce oda durdu ve kapıyı süzmeye başladı. Bakışları beni buldu.

"Şeyy... ben teşekkür ederim. Odama bıraktığın ve başımla ilgilendiğin için." O ne kadar bana kaba davransada kendimi mahçup hissediyordum ve utanıyordum. Bana alay eder gibi güldü ve başını bana doğru eğdi. Aramızda santimler kalana dek. Kaskatı kesilmiştim. Ne yapıcağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Tek yaptığım şey kocaman gözlerle önümdeki adama bakmaktı. Şuan komik görünüyo olmalıyım ki benden uzaklaşıp yüksek sesle kahkaha attı.
"N'oldu çilli pek bi utandın." Bir kahkaha daha attı. Küçük düşmem onu fazlasıyla eğlendiriyordu. Sinir seviyem yükseliyordu ku bu hiç iyi değildi. Ben kolay kolay öfkelenmezdim ama öfkelenince beni kimse tutamazdı. Kaşlarımı çattım. Kendini ne sanıyordu bu serseri?
"Çilli mi? Sensin çilli. Sen ne garip adamsın yaa. Hem sen niye bana doğru eğiliyorsun!! Kişisel alan denilen şey var!" Sesim biraz yüksek çıkmıştı. Sinirlenince çenem düşerdi.

"Ooo... sakin ol çilli sadece şaka yaptım bu kadar etkileniceni bilmiyordum. Niye hemen esip gürlüyorsun?"
Ne dedi o? Gerizekalı ismimle dalga geçiyor. Sinirden ellerimi yumruk yapmıştım. Odamın kapısını açıp kendimi hızlıca içeri attım ve kapıyı o birşey demeden suratına kapattım. Başımı eğip mırıldanarak söylenmeye başladım. Bu adamın psikolojisini anlamak zordu. İnsan hem soğuk davranıp hem nasıl kendini onlardan üstün görürdü. Genelde soğuk insanlar iletişime kapalı olurlar benim gibi. Aynı zamanda ya dengesizdi yada ben onun haraketlerini ön göremiyordum. Başımı hiç kaldırmadan dolabıma yöneldim içinden pijama niyetine giydiğim beyaz atletimi ve koyu gri üzerinde kırmızı kalpler olan altıma çıkardım. Tam tişörtümün eteklerimi tutmuşken bana bönbön bakan bir çift mavilik fark ettim. Otarafa dönünce yatağın üzerinde dizlerinin üzerine oturarak bana bakan İrem'i gördüm. Ona tek kaşımı kaldırıp ne var? Bakışımı attım. Ellerini yatağa gürültülü bir şekilde vurup one doğru eğildi.

"Oha kızım n'aptınız? Ödüm koptu? Sen iyi misin? Kütüphanecimiz nasıldı? Seni nereye götürdü? Konuştunuz mu? Nasıldı? Konuş sana yaa." Sonlara doğru heycanı sönmüş biraz suratı asılmıştı. Baykuş gibi kocaman gözlerle ona baktım. Heycanlandığında rapçilere taş çıkarırdı. Ben onun bu haline kahkahalarla gülmeye başlıyınca bana pis pis bakmaya başladı.

"Kızım sen beni meraktan çatlatıcak mısın? Çabuk gel buraya." Gülmemi kesip yanına ilerledim ve yatağa çöktüm. Ona dönüp.
"Ya napican kütüphaneciyle? İkinci katta ufak bir oda gibi birşeyi varmış beni oraya yatırmış (lütfen burda yanlış anlaşılmasın :D) o kadar. Hemen heycanlanma." Diye sitem ettim.

"Ya Meltem adamın tipini görmemiş gibi yapma allah aşkına. Gökten zembille inmiş melek gibi bir şey adam." Ona tek kaşımı kaldırıp hadi canım sende bakışımı attım.
"Tamam biraz yakışıklı olabilir ama o kadar ukala ki bu onun gözümdeki bütün karizmasını bozuyor. Hem inan bana karşı aşırı soğuk davrandı. Ya suratıma kapı çarpmıssın insan biraz güler yüzlü olup 'Özür dilerim' der dimi?" İrem bana boş boş baktı ama burda haklı olan bendim. İnsan tipine güvene bilir ama her insanın ondan etkileneceğini sanıyorsa yanılıyor.
"Kızım senin aklın yerinde mi? Ben senin yerinde olsam şimdiye Kütüphanecimizle işi pişirmiştim" ona şok olmuş bir biçimde baktım daha onca hiç sevgilim olmamıştı bende istememiştim zaten. Hem 'aşkım-sevgilim-bebeğim' gibi lakap midemi bulandırırdı anası babası isim koymuş dimi suyumu çıktı yani.
" Öfff... saçmalama irem yat zıbar saat kaç oldu?" İrem oflayıp puflayıp bana sırtını dönüp uyumaya başladı. Düzenli nefes alışlarını bir süre dinledim ardından yataktan kalkıp dolaptan pijamalarımı alıp üstüme geçirdim.
Çarşafı kaldırıp altına girdim ve buraya gele bildiğim için yeniden şükrettim. Uyurken ağzımdan bu gün bir çok defa düşündüğüm kelimeler döküldü.

"Teşekkür ederim."

******
Arkadaşlar bu bölümü yazmam baya uzun sürdü. Özür dilemiycem bütün suç benim tembelliğim. Neyse okuduğunuz için teşekkür ederim umarım tutar. Hoşçakalın...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 09, 2015 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Soğuk Serseri (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin