Ben Almina. Almina Acar. Bir kafede yarı zamanlı çalışan on yedi yaşında ailesinin nefret ettiği tek kızı. Hayatım hiç iyi başlamadı ama on sekiz yaşına gelince buradan kurtulup yeni hayatıma başlayacağım.
Annem babamla on altı yaşında zorla evlendirilmiş. Bu yüzden annem benden nefret ediyor yani en azından ben öyle düşünüyorum.
Ayçiçeği tarlasındaki salıncağa doğru koştum. Küçükken hep bunlara oturup sallanmak istemiştim. Etrafımda kimse yoktu ve oturup kendimi sallamaya başladım. Bu salıncak böyle bir şeymiymiş. Çok güzel bir hismiş bu.
Gözüm üstüme kaydı. Üstümde beyaz bir elbise vardı. Elbiseyi incelerken deprem olmaya başladı ve salıncaktan düştüm. Kalktığımda salıncak ve asılı olduğu ağaç yoktu. Başıma ağrı girmeye başladı ve ayağa kalkmamla düşmem bir oldu.
"Kalbi tekrar atmaya başladı."
"Uyanıyor."
Gözümü açınca doktorları görmeyi hiç beklemiyordum. Kafam yerine geldikçe hastanede olduğumu anladım. Doktor beni muayene etti ve bana trafik kazası geçirdiğimi söylediler.
Beni normal bir odaya aldıkları anda içeri hemen annem girdi. Bana sarıldı ve beni öpüp koklamaya başladı.
" Sana bir şey olacağını sandım ve çok korktum Almina."
Tamam kesinlikle bir şeyler yanlış gidiyor.
" Üç aydır uyanmanı bekliyorum kızım. Ben çok özür dilerim bilemedim sen yokken değerini anladım ben."
Lütfen biri bana şaka desin lütfen. Ben bu evden ve aileden kurtulmak istiyordum oysaki.
"Anne ne oldu da bana bu kadar iyi davranıyorsun?"
Annem konuşmadı. Ona tekrar soracakken içeri doktor girdi ve bilgi vermeye başladı. Hiçbirini dinlemedim çünkü şuan aklım yerinde değildi.
Doktor çıkarken arkasından annem de çıktı. Ben de sorumu soramadım ama ben de Almina isem eminim ki bu işin altında bir iş var. Sadece emin olmak için beklemek lazım. Şu an sadece iyi kızı oynayacağım.
Bir süre sonra annem tekrar içeri girdi ve üç gün sonra çıkabileceğimi söyledi. Bir anda kapı hızlıca açıldı. İçeri bizim kafenin müdürü gelmişti. Yeşil gözleri benim kahverengi gözlerimle buluştu. Çok endişeli görünüyordu.
"Neyse ben de kantine gideyim, acıktım zaten."
Diyip gitti annem.
"Almina, kafeye gelmeyince merak ettim ve öğrendim ki kaza geçirmişsin. Daha iyi misin?"
Çok iyiyim ya, sadece komadan yeni uyandım, her yerim ağrıyor, annem yine bir işler peşinde gibi ve bir de o gözlerle bana bakıyor. Gerçekten benim için endişelenmiş.
Bu...Bu beni çok mutlu etti.
"Evet iyiyim Arda Bey, teşekkürler."
Biraz oturup sohbet ettik. Sanırım konuştukça ona daha da aşık oldum. Yani evet benden beş altı yaş büyük ama bence aşkın yaşı yoktur. Yani öyle değil mi?
"Benim gitmem lazım artık. Ziyaret saati bitti. Sen kafeye gelince tekrar görüşürüz."
"E-Evet size de"
Siktir ben az önce kekeledim mi?
Kafenin müdürü odadan çıktı ve annem son sürat içeri girdi.
"O kimdi Almina?"
Sıçtım ben...
"Benim çalıştığım yerin müdürü ben gelmeyince merak etmiş."
"Sen çalışıyor musun?"
Evet şimdi net sıçtım. Benim şu ağzım da bir susmuyor ki.
" Almina sana soru sordum. Sen çalışıyor musun?"
"Üniversiteye giderken para çok lazım oluyor o yüzden çalışıyorum işte anne. Hem büyütülecek bir şey değil abartma."
Çok inanmış gibi bakmıyor ama bence idare eder.
"Yat şimdi. Hadi."
"Peki anne."
Sanki bir şey unutmuş gibiyim ama ne emin değili-
"Almina!"
Kapının sertçe açılmasıyla oraya baktım.
Hassiktir... Bu babam!
---------------------------------------------------
Eğer bu kitabı okumaya başladıysanız çok teşekkürler. Bana destek olmak için yıldıza basmayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen<3