"Bir saat içinde ayarladığım avukatla görüşmen var. Ardından mağdur tarafın avukatıyla randevumuz var." dedi Jeongin. Hyunjinle birlikte hızlı adımlarla şirketin merdivenlerini iniyorlardı.
"Sözde mağdur kızın kim olduğunu hâlâ ögrenememiş olman sence de biraz aptalca değil mi?" dedi Hyunjin. Güneş gözlüğünü çıkarıp ceketinin cebine astı ve parmaklarını saçından geçirip karıştırdı.
"Avukatıyla görüştüğümüzde anlarız kim olduğunu. Ama içimden bir ses set aralarında işi pişirdiğin kadınlardan biri olduğunu söylüyor." dedi Jeongin imalı bir ses tonuyla.
"Her neyse. Atla, ben kullanırım." dedikten sonra son model spor arabasına binip direksiyonu buluşma yerine doğru çevirdi Hyunjin.
Trafikte son gaz ilerlerken "Yarına kadar bu işi halletmiş olmalıyız." dedi Jeongin.
"Bu işlerin bu kadar hızlı hallolmadığını çoktan biliyoruz. Ve haberin olsun, ilk kez tacizle suçlanıyorum." dedi Hyunjin. Yüzündeki alaycı gülümsemesinin ardında kırgınlık ve öfke olduğunu görebiliyordu Jeongin. Ne kadar Hyunjin'e kızsa da onun zarar görmesini istemiyordu.
"Bir fikrin yok mu? Sana bu iftirayı kim atmış olabilir? Herhangi bir isim veremez misin?"
"Hayır. Set aralarında, kuliste ya da fotoğraf çekimlerinde flörtleştiğim hiç kimsenin adını bilmiyorum ama bu kişi her kimse bunun acısını ondan çıkarmalıyım." dedi Hyunjin. Jeongin, onun bu tepkisiyle gurur duymuştu. Çünkü Hyunjin bundan önceki bütün skandallarında kılını bile kıpırdatmadan kariyerinin sonunu kendi elleriyle yazmıştı ama Jeongin bir şekilde skandalları halletmişti. Hyunjin'in bu davranışlarının bir sebebi vardı elbette fakat herkes bundan birhaberdi.
Avukatla buluşacakları ofise geldiklerinde Hyunjin telefon kamerasından Jeongin'in tek yumrukla patlattığı dudağını kontrol etti.
"Yüzümün haline bak! En değerli hazinemin içine ettin!" diye sızlandı Jeongin'e. İkisi de birbirine bakıp gülüştü.
"Yüzünün geri kalanını paramparça etmeden önce acele et!" dedi Jeongin ve ofisin kapısını açıp içeri girdi. Onları karşılayan otuzlarındaki adamla el sıkışıp toplantı odasına geçtiler ve durumdan bahsedip topladıkları haber kaynaklarını gösterdiler. Avukat Kim, aldığı bilgileri kısa bir süre değerlendirip konuşmaya başladı.
"Açık konuşacağım, durum çok iç açıcı görünmüyor. Günümüzde ünlülerin kariyerini bitiren haberlerin başında taciz geliyor."
"Ben kimseyi taciz etmedim."
"Bunu kanıtlamamız ve adınızı temize çıkarmamız lazım. Sözlere kimse inanmaz."
"Bu kadarını biz de biliyoruz. Sizin öneriniz nedir Avukat bey?" dedi Hyunjin. Gergindi ve bunu gizleyemiyordu. Jeongin'le kavgaya tutuşana kadar bu mesele onun için hiç önemli olmamıştı ama Jeongin'in Changbin'den bahsetmesi Hyunjin'in aklını başına getirmeye yetmişti.
"Öncelikle karşı tarafın sizi neye dayanarak tacizle suçladığını bilmemiz gerek. Eğer gerçekten size iftira atıyorsa, karalama haberleri de dahil olmak üzere size iftira attığı için dava açabiliriz."
...
Jeongin ve Hyunjin mağdur kadının avukatıyla görüşmek için Gangnam'daki en kalabalık kafelerden birine girip beklemeye başladılar. Hyunjin yüzünü kamufle edebilmek için maske ve şapka takmıştı fakat yine de gergindi. Haberler tüm ülkeye yayılmışken ve halk ona nefret kusarken ve hatta ölüm tehditleri alırken insan içine karışmak hiç de mantıklı bir karar gibi görünmüyordu.
"Görüşmeyi daha sakin bir yerde ayarlayamaz mıydın cidden?"
"Karşı taraf kalabalık bir yerde daha güvende olacağını söyleyerek burayı ayarladı. Ben de daha sonrasında başka bir suçlamayla karşı karşıya kalmamak için kabul ettim."
"Nasıl bi suçlamadan bahsediyorsun?" dedi Hyunjin. Jeongin'in ne demek istediğini anlamamıştı.
"Bu görüşme sırasında yaşananları uzaktan da olsa bir güvenlik kamerasının çekmesi işimize gelir. Karşı taraf bu görüşmeyi manipüle etmek için tehdit edildiklerini ya da taciz edildiklerini iddia edemezler böylece." diye açıkladı Jeongin ve kafenin güvenlik kameralarını işaret etti.
"Vaay, iyi düşünmüşsün Innie!"
"Senin kıçını o kadar topladım ki artık bu işte profesyonelim!" diye alay etti Jeongin.
İki kadının kendilerine yaklaştığını fark ettiklerini daha dik oturup boğazlarını temizlediler. İkisi de hiçbir şey söylemeden sandalyeleri çekip oturdu. Hyunjin'in karşısındaki kadın üzerindeki ceketi çıkarıp sandalyesine astı ve direkt söze girdi.
"Ben Avukat Choi Tae-Na , bu da müvekkilim Kang Mina." yanında oturan maskeli kadını işaret etti. Hyunjin ve Jeongin aynı anda maskeyle yüzünü kapatan kadına baktılar ve hiçbir şey söylemeden dinlemeye devam ettiler.
"Müvekkilimin bana sunduğu dosyalarda sistematik olarak tacize ve tehdite maruz kaldığı, darp edildiğine dair raporlar, uyuşturucu kullanımına ve fuhuşa zorlama gibi detaylar bulunuyor. Yarın bu dosyaları mahkemeye sunacağız. Sizin de suçlarınızı kabul edip bu davaya yardımcı olmanızı istiyoruz." dedi avukat.
Hyunjin ve Jeongin şaşkınlık içinde önce birbirlerine baktılar. İkisi de ne diyeceğini bilmiyordu. Hyunjin bunlardan birini bile yapmadığını çok iyi biliyordu fakat kendini savunmak için kelimeleri seçemiyordu.
"Bir saniye, ne dediniz? Fuhuş mu? Uyuşturucu mu?" dedi Jeongin. Avukat kendinden emin bir şekilde başını salladı. Hyunjin gerginliğini bastırmaya çalışarak söze başladı.
"Bu söylediklerinizin hiçbiri yaşanmadı."
"Elimdeki belgeler öyle söylemiyor."
"Aslında bakarsanız beni bu akılmaz yalanlarla kim suçluyor görmek istiyorum. Belki işlediğim suçları hatırlamama yardımcı olur." dedi Hyunjin. Maskesiyle yüzünü kapatıp başını eğen kadına baktı.
"Müvekkilimin adı yeterli olmadı mı?" dedi Avukat. "Mağdur ettiğiniz kadınların en azından ismini aklınızda tutmalıydınız. "
"Kadınlar mı? İleride pişman olacağınız ithamlarda bulunmayın." dedi Jeongin.
"Birkaç gün içinde mahkemede kimin pişman olacağını göreceğiz." diye karşılık ver Choi Tae-Na.
"Bu çocukça tartışmaya bir son verip yüzünüzü göstermeyecek misiniz?" dedi Hyunjin. Gerçekten mağdur olduğunu iddia eden kadının kim olduğunu bilmek istiyordu. Kang Mina başını kaldırıp önce avukatına daha sonra oğlanlara baktı. Elini yavaşça maskesini götürdü ve yüzünü açtı. Jeongin ve Hyunjin gördükleri şey karşısında işlerin tahmin ettiklerinden daha ciddi olduğunu fark etmişlerdi.
DEVAM EDECEK.