saat dükkanından koşarak uzaklaştım. kapıyı sertçe itip diğer adımıma izin vermeyerek topukladım. taehyun'a yaşattığım o korkunç şey nefes almamı engellemişti. saat gecenin bir yarısı iken onu bu şekilde bırakmak hiç de adil değildi, hem de buna ben sebep olmuşken. geri dönme düşüncesi içimi kemiriyordu. kararımı verdim, geri dönüyordum.yolu tekrar dönerken koşmamı izleyen kedi, bu sefer tıpış tıpış geri dönüşüme bakıyordu. kapıyı araladığımda taehyun, yani kuğu tüylerini kabartmış bana doğru bakıyordu. tezgahtan yere doğru kanat çırpmaya çalıştı ancak düşüşü başarısız olmuştu onun yanına yaklaşıp tüylerine dokundum, böylece taehyun'dan ilk gagalamayı yemiştim. çığlıkla özür diledim ve geri çekildim. eski donuk taehyun'u şimdiden özlemiştim. aşk iksiri ıhlamuru geri mi tepti diye düşünürken taehyun bana paytak paytak yürüdü. kanatlarını açıp iyice gerdikten sonra çırpınarak o kuğu seslerini çıkarmaya başladı. galiba bu "git başımdan! gözüm görmesin seni!" demekti. hiçbir şey söylemeyerek kapıdan dışarı çıktım. son kez camdan ona baktım. hala bana dik dik bakıyordu.
yaptığımdan utansam da taehyun, insanken de kuğuyken de zarif ve asildi. kuğunun onun ruhunu yansıttığını düşündüm. belki bu aşk iksiri sadece içindeki hayvanı ortaya çıkardığı mantıklı gelmişti. o cadı bozuntusuna gidip neden onu kuğuya dönüştürdüğünü soracaktım. taehyun benim yüzümden sonsuza kadar kuğu şeklinde kalırsa muhtemel birkaç haftaya ölebilirdi. park göletindeki bütün ördekler, o yaşlı çiftin fırlattığı kuru ekmek parçalarını onun ağzından kaparlardı.
o caddeye tekrar girdiğimde, o ilk günkü heyecanımı hatırladım. intikam düşüncesiyle öyle bir körüklenmiştim ki o aşk denen şeyin iksiriyle birden alev aldı bütün bedenim.taehyun'u o halde gördüğümde bütün intikam alevim hüznün ve korkunun sularına kapılıp söndü.
cadının kapısını araladığımda dükkandaki tek eşya bir kazandı. içinde de garip renkli bir sıvı dönüp duruyordu. yavaşça sıvı doku kazana yaklaştığımda sanki bir şeyi çalıştırmışım gibi duman çıkardı. dumanı elimle kendimden uzaklaştırdığımda sıvı gökkuşağının tüm renklerini gösteriyordu. duman geri çekilince kazan konuşmaya başladı. evet evet, kazan konuşuyordu!
"dükkanıma tekrar hoş geldin. satın aldığın aşk iksirinde sana söylemeyi unuttuğum bir şey var evlat," kazanın yanına daha çok yaklaştım. "öncelikle dükkanımdan alışveriş yaptığın için teşekkür ederim. diğer bir söyleyeceğim ise eğer bu sözleri unutmazsan, sihir iki gün içinde kalıcı bir hal alacak ve sonsuza kadar aşık bir kuğu olarak kalacak!" yüzümün renginin gittiğini hissettim. bir daha taehyun'un eski halini göremeyeceksem âşık olması umrumda dahi değil. kazanın kenarına tutunup içine baktım. "hemen ne yapacağımı söyle!"
"kırdığın bağı düzelt! tüylerle kaplı görünmez kader! kanatlardan ellere, belki de gerçek aşk odur!"
"hiçbir şey anla..."
"tekrar edeyim sana. kırdığın bağı düzelt! tüylerle kaplı görünmez kader! kanatlardan ellere, belki de gerçek aşk odur!" sözleri bittiği anda kazan parçaları yüksek bir sesle bütün dükkanın her bir tarafına dağıldı. üzerime gelen sıvıları elimin tersiyle ittiğimde yere düşen damlalar bana bakıp "güle güle!" diye tiz bir sesle bağırışıp dükkanın delikli duvarlarına sızıp gittiler.
bu sözler ne anlama geliyordu bilmiyordum ancak taehyun'un kırılmış bağını düzeltmek için bir merhem alacaktım, belki bir yapıştırıcı, veya kendi sevgimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUĞU TUYUYLE YAZILDI KADERİM
Fanfictaegyu | sana yaşattığım masal, "seni seviyorum." demenin en zahmetli yoluydu. 220622 (hesap değişikliğinden burada yayınlanıyor, eski hesabımın şifresini unuttum ˙˚ʚ('◡')ɞ˚˙)