wallflower. | vminkook✔️

just like animals pt.2

🎶seven(explicit ver.), jungkook
🎶love you like me, william singe
🎶or nah, ty dolla $ign
🎶lights down low, maejor
🎶do it for me, rosenfeld
🎶demon time, aaryan shah
🎶wolf, boy epic

etiği yedim.
yaklaşık 6k saf pislikle size başarılar.
bölüm beni en başından beri destekleyen ve bekleyen userby_jeona geç doğum günü hediyemdir.

yorumlarınızı bekliyorum.
__________________________

jiminin o iddialı cevabının ardından odanın konumunun avantajını kullanmış, pencereden dışarı çıkmıştık. tüm gözler üzerimdeyken girdiğim bu binadan kimseye görünmeden çıkmaya çalışıyordum.

"taehyung şunları da al." jiminin taehyunga seslenmesiyle ona dönmüş, içeride bana gösterdiği 'o' çantayı görmüştüm. poker face bir ifadeyle suratıma bakmış, içime bir ürperti yayılmasına sebep olmuştu taehyung.

binanın yan tarafından ilerlemeye çalışırken bir kişi koşa koşa yanımıza gelmişti. bu jiminin yardımcısıydı yanıma birkaç kez gelmesinden hatırlıyordum onu. jimine son model arabasının anahtarını vermiş ve gözden kaybolmuştu.

alelacele arabasına doğru koşmuştuk. jimin öne geçti ve biz de arka koltuğa geçmiştik. içi gayet ferahtı ve jiminin misk feromonları koltuk döşemelerinin üzerine sinmişti. filmli camları arabaya asilik katıyordu. porsche carrera idi neticede ve jimini dibine kadar yansıtıyordu. dikiz aynasından jiminle göz göze gelmiştik.

"acele et. aksiyon filmi çekmiyoruz burada. " demişti taehyung jimine karşı.

"al şunu," demiş ve taehyunga bir bandana uzatmıştı. "küçük tavşanın gözlerini bağla. deşifre olmak istemeyiz." deyip önüne dönmüştü. laubali tavırları beni deli ediyordu. hafif karanlık arabanın içinde sadece bir an kırmızı gözlerini gördüğümü sanmıştım.

taehyung ona uzatılan bandanayı almış ve hiç ikiletmemişti. soru da sormadım jimin haklıydı sonuçta. hafifçe arkamı dönmüş beni alıkoyacak o karanlığa kendimi teslim etmiştim. misk kokulu mendil burun deliklerimi yakıyor ve ciğerlerime güzel kokulu bir ziyafet düzenliyordu. aldığım derin soluklar taehyungun dikkatini çekmişti sanırım.

"şuna bak, " dedi benim için jimine karşı." her temasımız erotik bahse varım ıslanmıştır. çok eğlenceli olacak." görmüyordum ama yine de duyuyordum. jimin hafif bir gülüş bırakmış arabayı çalıştırmıştı. feromon kokuları göremesem de yanaklarımı ısıtmış ve sadece yanaklarımla da kalmamıştı. az da olsa kendime gelebilmek için iki elimi de uyluklarıma atmış pantolonumun üzerinden tırnaklarımla neredeyse cildimi kazıyordum.

taehyungun aniden bana döndüğünü hissetmiştim. sağ elimi yavaşça tutmuş ve kendi bacağına bırakmıştı. "jeon, " dedi boynuma doğru eğilip. "eğlenen sadece sen olamazsın degil mi?"

fısıltısıyla boğazımdan gelen inlemeyi zar zor yutmuştum. onu görememem olayı o kadar yasak ve erotik kılıyordu ki. şimdiden bacaklarımın arasında minik bir gölün oluştuğunu hissediyordum. tırnaklarım şimdi onun uyluğunu da kazıyordu. pantolonun üzerinden bile olsa teni sıcak ve davetkardı. daha çok daha çok daha çok fısıltısı zihnimin bir köşesinde yankılanıyor, sadece bu basit olayın bile beni bu kadar yükseltmesine şaşıyordum.

boynuma vuran nefesi sığlaşmış ve boynumu daha da ısıtmaya başlamıştı. "ister misin-" yine boynuma doğru fısıldamış ona doğru dönmeme neden olmuştu. "biraz daha yükselmek ister misin? jeon izin ver." hevesli görünmek istemiyordum. bana doğru iyice eğilen ve dönen bedeni beni bir kıskaca almış soruyordu. "jeon, lütfen." sanki bunu istemek ona acı veriyormuş gibi bir ses tonu vardı. nasıl istemezdim. kafam bulanıktı ve istiyordum. bacaklarımı biraz daha aralamış ve kendimi öne itmiştim. "alfa." demiştim dişlerimin arasından. jiminin ne bok yediğini bilmiyordum. arabanın gidip gitmediğini bile anlayamıyordum şu an. kulaklarım uğulduyor ve bedenim gelmekte olan şeyi şimdiden kabul ediyordu.