Saatler gece yarısını gösterirken Liverpool'daki marinada bir özel yatın etrafında karmaşa vardı. Denizin yüzeyine dağılmış parçalar ve enkazlar her tarafa yayılmış durumdaydı. Patlamanın şiddetiyle yatın birçok bölümü tamamen tahrip olmuştu. Patlamanın merkezinde, devasa bir krater açılmıştı. Yatın içinde bulunan her şey parçalanmış ve etrafa saçılmış gibiydi.
Basın mensupları hemen olay yerine akın etmişti. Kameralar, mikrofonlar ve not defterleri ellerindeyken, önemli bir haberin peşindeydiler. Polisler yoğun bir şekilde çalışıyor, suç mahalinde delilleri topluyor ve araştırmalarını sürdürüyordu. Gözlerini her yöne dikkatlice dikip çevredeki herhangi bir şüpheli hareketi gözlemliyorlardı. Adli tıp uzmanları da hayatını kaybeden kişinin cesedini inceliyor ve delilleri topluyordu.
Suç mahalindeki bu yoğun etkinlik, olayın büyüklüğünü ve ünlü kişinin varlığını yansıtıyordu. Basın ve polisler arasında gerilim hissediliyordu. Başdedektif Niall Horan yanında olay mahalline girerken önündeki birkaç gün süre uyuyamayacağının farkındaydı. Ölümden daha kötü bir şey varsa o da zenginlerin ölümüydü, geride şımarık ve ayrıcalıklı aileler bırakıp polise bela oluyorlardı.
"Evet Payne, neler biliyoruz?" diye sordu yata doğru yürürken. Dedektif Liam Payne elindeki notlara bakarak anlatmaya başladı.
"Kurbanın adı Louis Tomlinson, ünlü teknik direktör. Son zamanlarda futbol dünyasını biraz birbirine karıştırmış, epey düşman edinmiş gibi görünüyor. Eşiyle yeni ayrılmışlar, kendine ait birkaç evi olmasına rağmen geceleri özel yatında kalıyormuş. İş hayatı da özel hayatı da çok olaylı."
"Harika. Basın ne zaman haber alıp buraya doluşmuş?"
"Patlamayı duyan gören herkes bunun Tomlinson'ın yatı olduğunu anlamış. Olay anında büyümüş. Haberler yayınlanmaya başladı bile."
Niall anladığını belirtmek için başını salladı. Olay yerine ulaşmışlardı. Eskiden çok lüks olduğu belli olan yat şimdi paramparçaydı. Olay yeri inceleme ekibinin başında olan Capaldi'yi görünce doğrudan onun yanına gitti. "İyi geceler, Lewis. Durum ne?"
"İyi geceler Horan, durum harika. Adam konfeti gibi patlamış. Cesedin çok az bir kısmı yatın her yerinde ve gerisi de muhtemelen denizde. Kurbağa adamlar deniz altında ceset topluyorlar."
Niall yüzünü buruşturdu, ölümün en kötü şekillerinden biri bu olmalıydı. "Patlama?"
"Yatın motoruna bomba yerleştirilmiş. Motor çalıştığı anda bomba tetiklenmiş ve patlamış olmalı. Uzmanlar inceliyor. Görgü tanığını soracaksan hepsi aynı şeyi söylüyor, devasa bir patlama olmuş. Başka bir şey bilen yok."
Buradan gelecek raporlar önemliydi ama o sırada ilk şüphelileri öğrenmek istiyordu. Telefonunu çıkardı, Dedektif Zayn Malik'i aradı. "Olay yerindeyiz. Louis Tomlinson vakası. Neler buldun?"
"Bir sürü şey, patron." dedi Zayn telefonun diğer ucundan. Ofiste bilgisayar başındaydı. "Manchester United'ın teknik direktörü. Son zamanlarda takımdaki teknik hataları yüzünden çok eleştirilmiş. Dahası, bugünlerde Manchester City'ye geçmeye hazırlanıyormuş. Rakip takıma. Sözleşmeyi imzalamak üzereymiş."
"Yani arkasında çok öfkeli United taraftar ve yetkilileri var. Başka?"
"Eski eşi var; Harry Styles. Yeni boşanmışlar, mahkemede bile kavga ediyorlarmış. Hatta mahkemede Tomlinson'a onu öldüreceğini söylemiş."
"Öfkeli eski eş... Başka?"
"Sevgilisi var sanırım. İlişkilerini doğrulamamışlar ama ünlü futbolcu Phil Foden ile çok sık görüntüleniyormuş, akşam yemeklerine falan gitmişler. Bir sürü magazin haberi var. Foden şu anda Manchester City'de oynuyor. Tomlinson sırf onun için takım değiştiriyor bile olabilir."
"Sevgilisi varsa eski eşini daha da öfkelendirmiş olabilir."
"Olabilir. Son zamanlarda takıntılı bir hayranı varmış. Her yerde onu takip ediyormuş. Genç bir kız diyorlar, şimdi onu araştırıyordum. Henüz bulamadım. Şimdilik temelde bunlar var. Arkadaşlarını ve meslektaşlarını da araştıracağım."
"Tamam, hepsini yarından itibaren ifade vermeye çağır, başka bir şey var mı?"
"Ah, bekle. Önemli bir şey daha var! Marinanın güvenlik kamera kayıtlarını henüz almadık ama yoldaki kameralara göre iki saat önce Tomlinson yattan ayrılmış. Nereye gittiğini takip etmemiz için büyük bir kamera kaydı incelemesi gerekiyor. Ama kuzey yolunda yürüyor."
"O yol üzerinde nereye gitti, kiminle buluştu, ne zaman yata geri döndü hemen araştır."
"Bakacağım ama gittiği yönde bir evi var sanırım."
"Arama izni çıkarttır o zaman, evinde kiminle buluştuysa belki orada öldürüp yata geri getirilmiştir. Bana da adresi ver."
Dedektif Malik arama emri için işlem başlatırken bir yandan da amiri Başdedektif Horan'a adresi mesaj attı.
Niall adresi alır almaz yanına dedektifi Liam'ı da alarak arabasına atladı. İnceleme raporları ve sorgu sonuçları çıkana kadar bekleyemezdi, bir yerlerden araştırmaya başlamalıydı.
Çok büyük olmayan, bahçesiz ama lüks bir evin önüne geldiklerinde bir süre beklemek zorunda kaldılar. Arama izni ellerine ulaştığı andaysa silahlarını ellerime alıp kapıyı kırarak içeriye girdiler.
Girer girmez bir koridor vardı, koridorun sonu salona ulaşıyordu. Salonda ışıklar açıktı, bir yerlerden klasik müzik sesi geliyordu. Koltukta oturan birini görünce Niall hemen silahını o yöne doğrulttu, "Polis! Hareket etme, olduğun yerde kal, ellerini kaldır!" diye bağırdı.
Koltukta yarı uzanır halde oturmuş, bacaklarını sehpaya uzatmış, yüzünde bakım maskesi ve gözlerinde salatalık olan adam korkuyla yerinde sıçradı, gözlerindeki salatalıkları kenara atıp ellerini havaya kaldırdı. "Ne oluyor, ne polisi?"
Liam ve Niall şaşkınca birbirlerine baktılar. Ardından Niall adama döndü ve "Louis Tomlinson?" dedi.
"Evet, benim evimdesiniz? Rozetinizi görebilir miyim, evimde ne işiniz var?"
Liam cebinden rozetini çıkarıp ona gösterirken "Evindeyiz çünkü öldün." dedi. "Cinayetini araştırıyoruz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
WHO KILLED LOUIS
FanfictionÜnlü teknik direktör Louis Tomlinson öldürülüyor, polis soruşturmayı yürütmeye başlarken ölenin aslında Louis olmadığını fark ediyor ve onu kimin öldürmek istediğini bulmak için Louis ile işbirliği yapıyor. Kendi ölümü araştırılırken polis merkezind...