12

33 0 0
                                    

Hizmetçimiz Mary Jane'e  gelince: Kendisi tam bir umutsuz vaka. Karım defalarca uyardı onu. İyi de bunu nasıl anlayabildin Holmes?"

" Çok kolay . Gözlerimbana sol ayakkabının iç tarafında, şömine ateşinin vurduğu yerde, derinin birbirine paralel altı çizikle çizildiğini söylüyor. Açıkça görüyorum ki birisi ayakabıya bulaşan çamuru temizlerken hoyratça davranmış . Herhalde artık kötü bir havada dışarıda kaldığını ve ayakkabılara çok haince davranan hizmetçiye sahip olduğunun nasıl bilebildiğimi anlamışsındır. Asıl mevzuya gelirsek; eğer bir beyfendi odama girdiğinde tentürdiyot kokuyorsa, sağ işarey parmağında siyah renkli bir gümüş nitrat lekesi varsa, stetoskobunu gizlediği silindir şapkasının kenarında bir şişlik duruyorsa, bu beyfendinin tıp mesleğinin aktif bir üyesi olduğunu anlamamam için aptal olamam gerekir"

Tahmin yaparken izlediği yolu ortaya serince gülmekten kendimi alamadım. " Sonuçlara nasıl vardığını anlattığında her şey o denli basitmiş gibi görünüyor ki bütün bunları bende yapabilirmişim gibi geliyor. Oysa her denememde yanılıyorum ama  benim gözlerim de ,inanıyorum ki , en az senikiler kadar iyi görüyor."

"Öyle de zaten," dedi Holmes. Bir sigara yakıp kendisini koltuğa bıraktı." Sen görüyorsun ama gözlem yapmıyorsun. Aradaki fark ortada. Örneğin bu kata çıkan merdivenleri sık görmüşsündür."

" Sık sık"

"Ne kadar sık?"

" Eh olmuştur bayağı."

" O zaman kaç tane basamak var?"

" İşte bu! Gördün ama gözlemlemedin. ama kesinlikle gördün. Demek istediğim bu . Ben on yedi basamak olduğunu biliyorum çünkü hem gördüm hem de gözlemledim. Bu arada, böyle küçük şeylerle ilgilendiğin için ve benim birkaç basit deneyimi kaleme alacak kadar iyi olduğun için, bununla ilgilenebilirsin belki."  Masanın üzerinde duran pembe renkli kağıt tomarı benim önüme attı." Son postayla geldi,"dedi. " Yüksek sesle oku."

Notun tarihi yoktu ve üzerinde ne bir imza ne de adres vardı.

" Bu gece saat sekize çeyrek kala çok önemli bir konu hakkında size danışmak için bir beyfendi gelecektir. Son dönemde Avrupa'nın en soylu ailelerinden birine yaptığınız hizmetler sizin abartısız bir şekilde bu konularda rahatlıkla güvenebilir olduğunuzu gösteriyor. Sizin hakkınızda edindiğimiz bu bilgiler pek çok yerden temin edilmiştir. O saatte evinizde olunuz ve ziyaretçiniz maske giyiyorsa durumu garipsemeyin."

" Başlı başına bir muamma bu," dedim. " Sence ne anlama geliyor bütün bunlar?"

" Elimde henüz bir bilgi yok. İnsanın bilgi sahibi olmadan varsayımlar üretmesi büyük bir hata olur. Mantıksız bir şekilde gerçekleri teorine  uyacak şekilde uydurmaya başlarsın . Ona olması gereken, teorilerin gerçeklere uymasıdır. Sen ne çıkarıyorsun ondan?"

Kağıdı ve yazıyı titizlikle incelemeye başladım.

" Bunu yazan adamın hali vakti yerinde olmalı," dedim dostum analiz tekniklerini taklit etmeye çalışarak." Bu kalitede bir kağıdı ucuza alamazsın. Oldukça sağlam ve sert bir cins kağıt."

" Özel bir kağıt" dedi Holmes. " İngiliz malı ile değil aslında. Kağıdı ışığa tutsana."

Dediğini yaptım. Büyük bir "E" harfi, küçük bir 'g',bir 'p' ve büyük bir 'G' ve 't'' nin harfinin kağıdın dokusuna işlenmiş olduğunu gördüm. Holmes sordu: " Sence bu ne demek?"

" Büyük bir ihtimalle adı veya kağıdın markası."

" Hayır değil 'G' ve 't' "nın anlamı Gesellschalft yani ' şirket'. ' P' harfi şüphesiz papier demek. ' kağıt' senin anlayacağın . Gelelim "Eg" ye. Şu coğrafya sözlüğüne bakalım."
Raflardan kalın bir cildi kitap indirdi."Eglow, Eglonitz...işte buldum: Egria, Almanca konuşulan bir ülkede, BOHEMYA'Da bir yer. Carlsbad'a  yakın ; ' Dük Wallenstein'ın kateledildiği  cam ve kağıt fabrikaları ile tanınan şehir .' Gördün mü azizim ; güne ne dersin?" Gözleri ışıldıyordu .Sigarısından kocaman mavi renkli, muzaffer bir duman savurdu.

" Kağıt BOHEMYA'Da üretilmiş öyleyse," dedim

" Aynen öyle. Notu yazan kişiyse bir Alman. Şu cümlenin kuruluşundaki tuhaflığa dikkat ettin mi? ' Sizin hakkınızda edindiğimiz bu bilgiler pek çok yerden temin edilmiştir.' Bir Faransız ve bir Rus böyle söylemez. Şimdi öğrenmemiz gereken bu şey : Bohemya malı kağıda yazı yazan ve yüzünü bir maskeyle gizlemek isteyen bu Alman kim? Yanılmıyorsam bu gelen bizim adamımız. Bu sorunları kendisine soralım."

Holmes konuşurken dışarıdan tekerlek ne nal sesleri duyuluyordu . Sonra zil çalındı. Holmes bu arada bir ıslık savurdu.

" Seslere bakılırsa arabaya iki at koşulu," dedi. Camdan dışarı bakarken sözüne devam etti."Evet, çok zarif, küçük bir fayton ve bir çift nefis mahluk. Bu atların her biri üç bin şilinden aşağı değildir. Hiçbir şey yoksa Watson, bu işte para var para ."

" Ben gitsem iyi olcak herhalde Holmes."

" Asla bırakmam Doktor. Otur oturduğun yerde. Yanında biyografi yazarım yokken ne yaparım ben?  Ayrıca bu iş pek enteresana benziyor. Kaçırırsan üzülülebilirsin ki bende bunu istemem"

" Ya müşterin ?"

" Onu dert etme sen. Yardımıma her ikimiz de gereksinim duyabiliriz. İşte geliyor. Koltuğunda otur ve konuştuklarımızı dikkatle dinle."

Merdivenden gelen yavaş ve ağır ayak sesleri kapının dışında durdu. Kapı gürültülü ve otoriter bir tavırla vuruldu.

Holmes, " Buyrun," diyerek karşılık verdi.

İçeri  1.90 boyunda, vücudu Herkül'ü andıran bir adam girdi. Kıyafeti İngiliz zevkince kötü denebilecek kadar gösterişliydi. Paltosunun yerlerinde ve yakasında astragan paçalar vardı. Sırtındaki lacivert pelerinse ateş renkli ipek kumaşla çerçevelenmişti. Pelerini boğaz kısımında tek taş, alev alev ışıldayan beril bir bronş tutuyordu . Dizlerine kadar çıkan çizmelerin ağız kısmı çok güzel, kahverengi bir kürkle kaplıydı. Çizmeleri, konuğumuzun barbarca zenginliğini tamamlayan nihai unsurlardı. Bir elinde geniş kenarlı bir şapka tutuyordu. Yüzünde ise elmacık kemiklerine kadar inen siyah bir maske vardı. Maskeyi sanırım yeni takmıştı çünkü içeri girdiği sırada eli hala maskedeydi. Yüzünün alt kısmından anlaşıldığı kadarıyla karekteri güçlü bir insana benziyordu. Kalın, sarkık dudakları, uzun ve düz çenesi kendisinin dik başlı bir mizaca sahip olduğuna işaret eder gibiydi.

" Gönderdiğim notu aldınız mı?" Diye sordu. Kalın bir sesi ve köyü bir Alman aksanı vardı. " Size ziyaretini bildirmiştim". Bir bana bir Holmes'a baktı. Hangimize hitap edeceğinden emin değil gibiydi.

Holmes, " Lütfen oturun," dedi. " Bu, arkadaşım ve yardımcım Dr. John Watson'dır . Kendisinin şahsıma büyük yardımları dokunmuştur. Kiminle müşerref oluyorum?"

" Bana Kont von Kramm diye hitap edebilirsiniz. Bohemyalı bir soyluyum. Anladığım kadarıyla dostunuz hasiyetli ve ağzı sıkı bir insan. Bu çok önemli meselede kendisine güvenebileceğimi sanıyorum. Şayet yanılmıyorsam sizinle özel olarak görüşmek isterim"

Gitmek için ayağa kalktım ama Holmes kolumdan tutup beni koltuğa oturttu. "Ya ikimiz ya hiçbirimiz," dedi. " Yanımda konuşabileceğiniz her konuyu bu beyfendinin yanında da konuşabilirsiniz."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 23, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SHERLOCK HOLMES SUÇ UYANIYOR Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin