( (R) bu işaretin bulunduğu cümleler rusçadır.)
"Gel buraya yakalıyacağım seni Polina!(R)"
"Sen bu hızla anca 20 yılda yakalarsın ben abla!(R)"
"Kkkk görürsün sen.(R)"
Anastasi ile kardeşi Polina küçük evlerinin geniş bahçesinde ebelemece oynuyorlardı.
"Anastasia Polina!Hadi eve artık.(R)"
"Geliyoruz anne!!(R)"
~Anastasia ağzından~
Annemin çağırması ile hızlıca eve doğru koştuk.Kardeşim çoktan eve varmışken ben bir taşa takılıp yere düştüm.
"Ahğ!Lanet olsun!(R)"
Polina ve annem evde oldukları için beni görmemişlerdi.Ayağıma baktığımda hafif şişlik olduğunu görmüştüm.Ah ne hoş (!) Birde bu eksikti!
Ayağımı yoksaymaya çalışarak yürümeye başladım.Olduğumdan 2 kat daha yavaştım ve eve girmem 10 dakika bile sürerdi.
Tam o sırada arkamdan at sesleri duydum.Arkama baktığımda kocaman bir ordu gördüm o sırada ayağımı sıktır edip var gücümle koşmaya başladım.
Korkudan ne yapacağımı bilemiyordum.Ayağım o kadar ağrıyordu ki en sonunda dayanamayıp yere düştüm.
Annem dışarıdaki sesleri duymuş olacakki acele ile dışarı çıktı beni yerde görünce panikle yanıma koştu fakat çok geçti.
Ordudaki birkaç kişi beni kollarımdan tutup götürmeye çalışıyordu.Ne kadar dirensemde başaramadım.
"BIRAKIN BENI!(R)"
Annem hem ağlıyor hemde beni bırakmaları için yalvarıyordu.Etrafıma baktığımda bütün köyün aynı şekilde olduğunu gördüm.İnsanlar kaçışıyor evler yanıyordu.
O sırada kafamı yine anneme çevirdiğimde beynimden vurulmuşa döndüm.
Annem yerde kanlar içinde yatıyordu.O an bana ne olacağı umurumda değildi o görüntüyü gördükten sonra zaten ölmüştüm fiziksel olarak olmasada...
--------------------------------------------
Şuan bir gemide götürülüyorduk biraz Osmanlıca bildiğim için konuşulanları anlıyordum.Resmen tüm gün boyunca aralıksız ağlıyordum.Ordaki kızların hepsi bana acıyarak bakıyordu acınasıydım..
Sırayla yemek dağıttılar ve sonra tekrardan yerimize geçtik.
Gözümle etrafı taradığımda tanıdık bir yüz görmemle duraksadım.
"POLİNA!"
Bunu dememle Polina yere doğru eydiği kafasını bir hışımla kaldırdı.Heyecanla bana baktı ve o an gözündeki hüzün sevince dönüştü.
"ABLA(R)!"
"KESIN KONUSMAYI RUSÇA KONUŞMAK YASAK!"
Adamın bağırmasıyla ikimizde tekrardan kafamızı öne eğdik ve beklemeye başladık..
-------------------------
Sonunda varmıştık Osmanlı cehennemine.Bizi gemiden indirdiler ve sırayla saraya girdik hayatımda gördüğüm en ihtişamlı yerdi.Kapısı altından elmaslara süslenmişti tam bir gösteriş abidesi.
Polina ile birbirimize baktık ve ellerimizi tutuşturmakla ne olursa olsun ayrılmayacaktık.Bunun güvencesiyle azda olsa rahat hissederek girdim.
Saraya girdiğimizde ufak bir odaya geldik bu oda saraya göre daha ucuz dursada bizim evden bile iyi olduğu söylenebilirdi.Polina ile kendi yataklarımızın önünde durduktan sonra biri önümüzde durdu ve konuşmaya başladı.
"Ben Ayşe Kalfa bundan sonra burada kalacaksınız.Denilen herseyi teker teker yerine getireceksiniz.Anlaşıldı mi?"
Herkes onaylayan mırıltılar çıkardı ve sıraya dizildi.Ben ve Polinada aynısını yaptık.Yukarı baktığımda 2 kızın bize gülerek ve alayla baktığını gördüm.Üstlerindeki elbiseler çok hoş ve zarifti.Bir de bizim elbiselere bakınca moralim bozulmadı değil.
Hemen Ayşe Kalfaya sordum.
"Ayşe Kalfa bende oraya çıkmak istiyorum biz niye burdayız!"
Bunu dememle Ayşe Kalfa hafifçe kıkırdadı.
"Orası gözdeler katıdır öyle herkes gidemez oraya,önce doğru dürüst dur uslu ol Hünkarımız seni beğenirse halvetde isterse oraya gidersin"
"Anladım uslu duracağım"
-----------------------------------------------
Şimdi hepimiz sıraya dizilmiş duruyorduk bir kadın ,yanında bir adam ve Ayşe Kalfa ile duruyordu.
"Bu seçtiklerimi hamama gönderin hekim kadında baksın.
20 kişiden sadece 5 kişiyi seçmişti ve sıra bana gelmişti beni iyice süzdukten sonra benide seçti.
Sıra Polinaya gelince Polinayıda seçmesi için Tanrı'ya yalvardım.
Ve Polinada seçildi 7 kişi olarak bi yerde duruyorduk.Bir kadın gelip bizi hamama götürdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hridayeş|Mehmed
Жіночі романи"BIRAKIN BENİ BEN BURALI DEGILIM BEN EVIME DÖNMEK İSTİYORUM" "KES SESINI SEN SULTAN MEHMED HAN'IN MALISIN ARTIK OSMANLININSIN!"