o scacık sınıfımızda sonunda son derste bitti ve sınıftan dışarı çıktım o dışarıdaki kar ve fırtınaya rağmen üstümdeki incecik bir ceketle evin yolunu tuttum.gözlerimden yaş geliyor burnum akıyor kirpiklerim buz tutmuştu küçücük bedenimle bata çıka zar zor ilerliyordum ama sonunda eve gelebilmiştim.ellerimi yanan sobada ısıtıp oturma odasına geçtim televizyon karşısına geçip üzerime bir battaniye çektim ama titremem hala durmuyordu birde ne gördüm annem elinde tepsiyle geldi tepsinin içinde demir bir kasede dumanı üstünde çorba yanında yufka ekmek vardı tepsiyi hala titreyen dizlerimin üstüne koydu annem hepsini kısa bir sürede yedim okuldada çok bişey yememiştim zaten annemin yazdan yaptığı kuru tarhana yemiştim o yüzde bu kadar çok açtı karnım ama neyseki şuan tıka basaydı. annem dizlerimin üstünden tepsiyi aldı üstümü iyice örtüp sarıp sarmaladıktan sonra bir öpücük bırakıp mutfağa gitti bana ses gelmesin diye de mutfağın kapısını kapatıp mutfak işlerini halletti bende o sırada uyumuşum zaten.akşam bir kalkmışım saat 6 koltuklara bir baktım bizim yan komşşu osman emmi ile kadriye teyze çay içiyorlardı öte mahalleden birkaç komşu daha vardı koltukta doğruldum duyduğum şeylerle birlikte battaniyeyi kafama kadar çektim çünkü en büyük korkum olan bizim köyde yaşandığına inanılan bazı gerçek bazı kulaktan duyma olayları birbirlerine anlatıyorlardı en çokta babamın hikayeleriydi işte en korktuğumda buydu hem korkuyordum ama bir yandanda deli gibi merak ediyordum dinlemeye başladım.koltuğun bir köşesine ayaklarımı içime çekmiş battaniyeyi kafama kadar kapatmış bir şekilde dinlediklerim akla hayale sığmıyordu o yaşanılan gerçek olayları derlesen toplasan 4 seri kitap çıkardı resmen korkudan kafamı o kadar battaniyenin içine gömmüştüm ki nefes alamıyordum nefes alamamamın sesebi ise o anlatılanları acaba bende gerçekten birebir yaşasam bu kadar korkarmıydım diye senaryo kurup hayal ediyodum daha fazla dayanamadım kafamı çıkardım o anda heryer karanlığa büründüğü an bir çığlık attım ortaya benim çığlığımı duyar duymaz babam karanlıkta bana bişey oldu diye boşuna endişelenip etrafta ışık olmadığı için sobanın tavana yansıyan turuncu ataşine yürüyüp yan odada gaz lambasını getirdi cebinden tütün yakıp içmek için kullandığı çakmağını çıkartıp yaktı o kadar rahatlamıştımli anlatılamazdı hemen sobanın yanındakı somyada oturan annem ve babamın arasına girdim o sırada komşular bu anlatılanlar ve az önce yaşanılanlardan benim çok korktuğumu anladılar ve müsade isteyip iyi geceler dileyip gittiler gittikleri gibi elektrik geldi bende gaz lambasına üfleyerek söndürdüm ve yerine koydum.oturma odasına tekrar geçip pencerenin önüne oturdum elektrik tekrar geldiği için sokaktaki sokak lambalarına yağan lapa lapa tane karı görebiliyordum bir yandanda rüzgar suratıma suratıma üfürüyordu çünki camlarımız öyle sıvalı pvc cam omadığı için soğuk kar ve fırtınalı günlerde çok rüzgar geçiriyodu ve o rüzgar nasıl oluyorsa burnuma gelip burnumu donduruyor kıpkırmızı yapıyordu hatta bazı geceler camdan o rüzgar sesleriyle karışı sokak köpeklerinin sesleriyle birleştiği zaman o kadar korkunç olurdu.
YOU ARE READING
Babamın hayat kavgası
AléatoireBu hikayede babamın çocukken ve küçükken doğduğu andan beri çektiği zorluklar hayatla olan zorlukları geçim sıkıntısı ve mücadelesini anlatmaktadır.o benim idolum ve her zamanda öyle olacak unutmayın babalar kızlarını sever hemde her zaman her koşul...