Tokyo Revengers One Shots-Headcanons-Tepki

Give | Kazutora Hanemiya

Konu:Yeni kocanız Kazutora Hanemiya, nasıl hissettiği hakkında konuşmakta her zaman en iyisi değildir. Seninle daha fazla konuşması gerektiğini biliyor. Sabrınız için çok minnettar

cw: AFAB Reader, arabada seks, biraz ısırma, çoğunlukla yumuşak müstehcenlik, korunmasız seks, evcil hayvan adları (bebek, aşk)

Elyafı filamandan koparacağım
Tekrar ışığının sınırı olacağım
seni daha iyi tatmak istiyorum
seni daha iyi tatmak istiyorum

Kazutora'nın ne zaman stresli olduğunu her zaman anlayabilirsin. Başlangıçta her zaman inanılmaz derecede konuşkan değildi, ancak üzerine bir yük bindiğinde daha belirgindi. Genellikle ağzını açtığın anda gözleri senin üzerindeydi. Size kaplan gözü değerli taşlarını hatırlatan ve aynı şekilde parıldayan yumuşak sarı tonlar. Kaplan gözü değerli bir taş değildir, ancak sizin için elinize alabileceğiniz en saf elmaslar da olabilirler. Son birkaç gündür, o gözler cansız ve aşağılıktı, tanıdık parlak parıltılarını kaçırmışlardı. Kazutora kafasına girdiğinde, onu geri çekmek genellikle zordu. Onun şeytanları olduğunu biliyordun, hayatı boyunca taşıdığı acıyı biliyordun. Göğsünden kendin çekebilseydin, yapardın. Onun için her şeyi düzeltebilseydin, her bedeli öderdin. Sevmenin zor olduğu günlerde bile, gözlerinin seninkilerle buluşmadığı, ellerinin titrediği ve sesini bulamadığı zamanlarda bile, onu sevmek şimdiye kadar yaptığın en kolay şeydi. Başının tacını öper, sessizce otururdun ta ki o ana kadar geçene kadar, o tekrar kendine gelirdi ve sana canının her zerresinde hissettiğin bir sıcaklıkla bakan o gözlerde hayat geri gelirdi. . Bu sadece... O nasıldı. Herhangi bir evrende, herhangi bir yaşamda, iyinin yanında kötüyü de alırsınız. Çünkü biliyordun, Kazutora da senin için aynısını yapardı.

"Tora?" Ona seslenirken sesin yumuşaktı, sırtını kanepenin koluna yaslamış, çok sevdiğin çenesinin altını okşarken onu izliyordun ve kuşkusuz, biraz fazla beslenmiş kızıl tekir kedi kucağında halinden memnun bir şekilde mırıldanıyordu. . Saçları gevşek ve aceleyle topuz yapılmıştı, yumuşak sarı bukleler yüzüne düşüyordu. Kafasında dönüp duran düşünceleri, gözlerinin ardındaki fırtınayı neredeyse görebiliyordunuz.

"Hm?" Tepkisi sessizdi ve neredeyse uzaktan geliyordu. Sevdiğin adam yanında oturuyordu, ayakların onun uyluğuna dayalıydı ama yine de o senin ulaşamayacağın bir yerdeydi. Gözleri senin kedi arkadaşında kaldı. Şimdi bile nazikti. Kendisi üzerinde çok çalışmış, onu koruması gereken insanlardan birinin ona zorbalık ettiği pek çok şeyi geri püskürtmüştü ve bu çalışmanın onun için ne kadar önemli olduğunu herkesten daha iyi biliyordun. Anları vardı, hâlâ şüphe nöbetleri ve paranoyası vardı ama sadık bir koca ve sadık bir arkadaştı ve onun adını paylaşmanın gururla göğsünüzü kabartmadığı bir gün bile yoktu. Önüne çıkan tüm zorluklara rağmen dayanmıştı. O buradaydı ve daha fazla minnettar olamazsın.

"Evden çıkalım. Hadi, ben sürerim.” Konuşurken sesini yumuşak tuttun, şu anda en çok ihtiyacı olan şeyin nazik bir rehberlik olduğunu biliyordun. Yüzünde şaşkın bir ifadeyle bakışlarını sana çevirmeden önce duvardaki saate baktı. "Neredeyse gece yarısı mı?" Sesinde bir tereddüt vardı ama açıkça hayır dememişti, yani bu iyiye işaretti.

"Ve?" Ayağa kalktın ve mutfak tezgahından arabasının anahtarlarını aldın, sonra kanepenin arkasına geldin, dudaklarını başının tepesine bastırdın, boş elinle yanağını hafifçe okşadın. Elinizin sıcaklığına hafifçe burnunu soktuğunu hissettiniz ve kalbinizin göğsünüzde çiçek açtığını hissettiniz. İçinden onu yiyen bir şey olsa bile, senin Tora'n hâlâ oradaydı. Kedinizi dikkatlice kucağından alıp daha önce oturduğunuz sıcak noktaya geri koymadan ve ayağa kalkmadan önce avucunuzun üzerinde bir saniye oyalandı.